İstanbul Mahkemesi 25 Numaralı Sicil (H. 1179-1180 / M. 1765-1767) cilt: 76, sayfa: 132 Hüküm no: 88 Orijinal metin no: [42-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Bostani Seyyid İsmail b. Ali’nin, kız kardeşi Şerife Ayşe aleyhindeki vakıf menzil davasından men olunması
Molla Hüsrevzâde Hazret-i Hâlid’de evlâda şart eylediği menzil nizâ‘ından men‘.
Ma‘rûz,
Medîne-i Eyüb mahâllâtından Şahsultan mahâllesinde vâki‘ nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan merhûm Molla Hüsrevzâde Mustafa Efendi Vakfı’ndan evlâdiyet üzere husûs-ı âti’z-zikri da‘vâya kıbel-i şer‘den mezûn olan sâhib-i arzuhâl Bostanî es-Seyyid İsmail b. Ali meclis-i şer‘-i hatîrde vakf-ı mezkûrun hâlâ mütevellîyesi ve zevci olup bundan akdem fevt olan kuzâtdan Ömer Efendi b. Mustafa’nın evlâd-ı sıgārının vasîleri ve anaları olmağla zikri âtî menzile vâzı‘atü’l-yed olan mu‘arrefetü’z-zât mezbûr es-Seyyid İsmail’in kız karındaşı Şerîfe Âişe mahzarında mahâlle-i mezbûrede vâki‘ etrâf-ı erba‘ası merhûm Naşid Efendi yalısı ve Arif Efendi menzili ve Sel yolu ve leb-i deryâ ve tarîk-i âm ile mahdûd menzil ceddim merhûm Mustafa Efendi’nin süknâsı evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına meşrûta vakfı olup ben dahi evlâd-ı vâkıf-ı müşârün-ileyhden olmamla karındaşım mezbûre ile ma‘an sâkin olmak murâd ederim, suâl olunsun deyü da‘vâ, mezbûre Şerîfe Âişe cevâbında ceddimiz vâkıf-ı müşârün-ileyh işbu yedimde olan vakfiye-i ma‘mûlün-bihâsında menzil-i mezkûr için süknâ ve galleden birini tasrîh etmeyip evlâdım mutasarrıf olalar deyü şart etmekle karındaşım işbu mezbûr es-Seyyid İsmail bundan mukaddem vakf-ı mezkûra mütevellî olmağla zamânında bin yüz altmış yedi târîhinde icâreteyn ile es-Seyyid Ali Ağa b. İsmail nâm kimesneye icâr ve temessük verip gallesine mutasarrıf iken mezbûr es-Seyyid Ali dahi yetmiş senesinde Şerîfe Hadîce nâm hatuna ferâgat etdikde yine vech-i meşrûh üzere izin verip ba‘dehû mezbûre Şerîfe Hadîce yetmiş altı senesinde müteveffâ-yı mezbûr Ömer Efendi’ye ferâgat etmekle mezbûr Ömer Efendi dahi vakf-ı mezbûra kāimmakām olduğu esnâda harâb ve münhedim olup ta‘mîrine vakıfda müsâ‘ade olmamağla keşif etdirdip vakfa rücû‘ şartıyla istidâneye kıbel-i şer‘-i şerîfden izin almağla hâlâ mevcûde olan müştemilâtını işbu yedimde olan iki kıt‘a hüccet-i şer‘iyyede tafsîl olunduğu üzere binâ etdikden sonra fevt oldukda işbu vasîsi olduğum sagīrân-ı mezbûrâna intikāl eyledi deyü bir kıt‘a vakfiye ve bir kıt‘a temessük ve iki kıt‘a hüccet ibrâzıyla menzil-i mezkûrun gallesinde karındaşı mezbûr ile müşâreketini ikrâr ve süknâsı meşrûta olduğunu inkâr etmeğin senedât-ı mezkûreye nazar olundukda takrîr-i meşrûhuna mutâbık olduğundan mâ‘adâ müdde‘î-i mezbûr es-Seyyid İsmail menzil-i mezkûrun süknâsı meşrûta olduğunu bir vechile beyan ve ityâna kādir olmamağla bilâ-beyyine mu‘ârazadan men‘ olunduğu bi’l-iltimâs huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 3 Zilhicceti’ş-şerîfe sene 1179.
|