İstanbul Mahkemesi 25 Numaralı Sicil (H. 1179-1180 / M. 1765-1767) cilt: 76, sayfa: 404 Hüküm no: 492 Orijinal metin no: [207-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstanbul’a Ankara’dan sof ve şâlî getiren tüccarın mallarını Hüseyin Paşa Hanı’na nakletmeleri ve orada istedikleri kişilere satmaları
Nizâm-ı şâlî
Ma‘rûz,
Ankara’dan Âsitâne-i aliyye’ye sof ve şâlî getirip hâlâ İstanbul’da Mahmudpaşa kurbünde Tahta Han’da misâfiren sâkin olup rikâb-ı müstetâba arzuhâl eden Molla Ali nâm kimesne ile kaynımız ve Bedros Çarşamba günü Arz Odası’nda huzûr-ı âlîde ma‘kūd meclis-i şer‘-i şerîfde mahmiye-i mezbûrede Sofçular Hanı demekle meşhûr Amcazâde Hüseyin Paşa merhûmun Vakfı’ndan olan handa sâkin sofçu tâifesinin kethüdâsı Mustafa ve sâir mazbûtü’l-esâmi sofçu muvâcehelerinde biz malımız ile Ankara’dan getirip gümrüğünü ba‘de’l-edâ damgalı sof ve şâlîlerimizi mezbûrûn bey‘ eyledikleri bahalarının nısfı mertebesine dilediğimiz mahâllerde bey‘ ve nâs dahi rağbet edip iştirâ ederler iken mezbûrûn hilâf-ı şer‘-i şerîf kâr ü kisbimize mümâna‘at eylerler deyü teşekkî eylediklerinde mezbûrûn dahi cevâblarında işbu yedimizde olup hatt-ı hümâyûn-ı itâ‘at-makrûn ile mu‘anven fermân-ı âlîşân ve müte‘addid i‘lâmlar mantûklarınca dikilmiş ve dikilmemiş Âsitâne-i aliyye’ye gelen cedîd sof ancak sâkin olduğumuz han-ı mezkûrda bey‘ olunup âhar mahâllerde bey‘ ü şirâ olunması memnû‘ olduğundan mâ‘adâ Ankara damgası mukāta‘ası ümenâsı yedinde olan fermân-ı âlîşânda tasrîh olunduğu vech üzere mukāta‘a-i mezkûre mukāta‘ât-ı mîriyenin cesîmesinden ma‘dûde ve Ankara’da nesc ve i‘mâl ve bilâd-ı İslâmiye’ye neşr olunan sof ve şâlînin şurûtundan olan bey‘ ü şirâsı ancak han-ı mezkûra mahsûs ve mechûl olan kimesneler damgasız ve çilesi nâkıs ve boyası kalb ve redî sof ve şâlîleri han-ı mezkûrdan hâriç âhar mahâllerde ucuz baha ile bey‘ edip ve ol makūlelerin revâcı sâir çilesi tâm ve ceyyidü’s-sıbg olan damgalı sof ve şâlînin kesâdına bâdî ve öyle bir cesîm mukāta‘anın şurût ve nizâmının ihtilâline vakf-ı mezkûrun îrâdının tenezzülüne bâ‘is olmağla kezâlik memnû‘ olan tâife-i mezkûrenin dahi zuhûruna müeddî ve mütetebbu‘ bir hâlet olduğu ecilden sâkin olduğumuz han-ı mezkûre gelmeleri matlûbumuzdur deyü ibrâz eyledikleri sûret-i hatt-ı hümâyûnla mu‘anven diğer arzuhâlde derkenâr etdirdikleri fermân-ı âlîşânda Âsitâne-i sa‘âdetime gelen sof doğru han-ı mezkûre gelip sofçu tâifesi gerek dikilmiş ve gerek dikilmemiş cedîd sofu ancak han-ı mezkûrde bey‘ etmelerine mahsûs ve âhar mahâllerde bir ferd gerek dikilmiş ve gerek dikilmemiş cedîd sof bey‘ ü şirâ eylemekden bi’l-külliye men‘ olunduklarını nâtık dört kıt‘a tuğrâlı âhar fermân-ı âlîşân ve beş kıt‘a i‘lâmlar takrîr-i meşrûhlarına mutâbık olup lâkin bu nizâ‘ Tahta Han’da sâkin olan Ankaralı ile mezkûr sofçular beyninde mümted ve kâr ü kisbden dahi men‘ hilâf-ı şer‘-i şerîf olduğundan râbıta-i müstahseneye rabt ile kat‘-ı nizâ‘ları emr-i savâb olmağla meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda husûsları rü’yet olundukda Ankara’dan sof getiren mezbûrûn müceddeden Sofçu Hanı ittihâz etdikleri mârrü’z-zikr Tahta Han’dan çıkıp Hüseyin Paşa Hanı’na nakil ve hâlâ bey‘ etdikleri gibi nef‘an li’l-ib‘âd mezbûr Sofçuların verdiklerinden rahîs baha ile diledikleri mahâllerde bey‘ ve tarafeyn birbirlerinin kâr ü kisblerine mümâna‘at etmemek üzere Tahta Han’da ve âhar mahâlde sof ve şâlî bey‘inin men‘i için hatt-ı hümâyûn ile mu‘anven fermân-ı âlîşânın mazmûnu merkūmlara tefhîm olundukda merkūm Ankaravîler bizler metâ‘ı mahâllinden iştirâ ve getirip Âsitâne’de nakden fürûht ve icâleten gidip yine getirir makūlelerinden olup han-ı mezkûre metâ‘ımızı nakil eylediğimiz sûretde onlar bizden beher top başına onar para ahz ederler ve han-ı mezkûrdan gayrı mahâlde ve kendi sattıklarından nâkıs baha ile nakden bey‘imize mâni‘ olurlar deyü ta‘allül etmişler iken hâlâ tarafeyn meclis-i şer‘-i şerîfe gelip zikr olunan sofçular arzuhâl eden mezbûrûndan mâ‘adâ nakl-i merkūm kendülere nâfi‘ olduğunu ta‘akkul eden refîklerinden Âsitâne’de mevcûd Ayaşlı es-Seyyid Molla İbrahim ve İstanozlu Çolak Serkiz ve yine İstanozlu Kiragos ve Ankaralı Kiracıoğlu Andon ve yine İstanozlu Karabet ve Ankaralı Artin ve yine Ankaralı Ohan ve yine Ankaralı Papasoğlu İstefan [208] muvâcehelerinde mârrü’z-zikr Hüseyin Paşa Hanı’nda Müslimler için bir oda ve zimmî tâifesi için bir oda tahliye ve odaların icâresinden mâ‘adâ zikr olunan onar parayı almayıp ve kâr ü kisblerine vechen mine’l-vücûh ta‘arruz eylememek üzere ta‘ahhüd ve mezbûrlar dahi fî-mâ-ba‘d Tahta Han’a ve sâir dükkânlaar metâ‘larını komayıp ve han-ı mezkûrda ve diledikleri mahâlde arkalarında ke’l-evvel iştirâ edenlere sofçuların verdiklerinden rahîs baha ile rızâlarıyla bey‘ ve kendülerden mâ‘adâ Ankara’dan sof ve şâlî getirecek ve kefil olacakları refîkleri geldikçe şurût-ı evâmir-i aliyye üzere doğru gümrüğe gelip ve gümrüğü edâ olundukdan sonra âhar mahâlle konmamak için gümrük hamallarıyla han-ı mezkûrda sâlifü’l-beyan iki odaya nakil ve bu nizâm beynlerinde mu‘teber olup ve hilâfına hareket etmemek üzere birbirlerinin nefsine kefil ve tarafeynin içlerinden hilâfına hareket eder olur ise gereği gibi te’dîb olunmağa râzılar olup ve bu siyâk üzere ittifâk etmeleriyle bu minvâl-i meşrûh inkitâ‘-ı nizâ‘larını mübeyyin yedlerine başka başka emr-i âlîşân ihsân olunmasını istid‘â eyledikleri huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 17 min-Şevvâl sene 1179.
|