.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 33 Numaralı Sicil (H. 1183-1185 / M. 1769-1770)
cilt: 77, sayfa: 276
Hüküm no: 241
Orijinal metin no: [78a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mühürdârzâde Abdurrahman Bey’in vakfettiği menzilinin vakfiyesi

Matla‘-ı dil-fürûz-ı kelâm ve fâtiha-i kitâb-ı süreyyâ-nizâm kemâl-i senâ-yı melik-i allâm ve zü’l-celâl ve’l-ikrâm celle sultânuhû ve amme ale’l-âlemîn birruhû ve ihsânuhû hazretlerinin dergâh-ı akdes ve bârgâh-ı mukaddeslerine hezârân acz ve iftikār ile hamd-i sipâs-ı bedî‘u’l-esâs ve şükr-i bî-kıyâs takdîm olundukdan sonra ulûf salât [ü] salavât-ı mütevâsılât umûmen gürûh-ı bâ-şükûh-ı enbiyâ-i kirâm-ı vâcibü’l-ihtirâmın merkad-i tayyibe ve meşâhid-i seniyyelerine husûsan ol makbûl-i dergâh-ı ilâh ve mahsûs-ı halvethâne-i lî? ma‘a’llâh sultân-ı selâtîn-i [78b] kişver-i Hudâ seyyid-i sened-i evlâd-ı beşer şefî‘-i müşeffa‘-ı âcizâne zîver-i mahşer Muhammedü’l-Mustafa -sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem- bi-adedi men samete ve tekellem hazretlerinin rûh-ı revh-bahşâ ve cân-ı fütûh-güşâsına inhâ ve ihdâ olunur ki cumhûr-ı enâmı dârü’s-selâm-ı İslâm’a da‘vet-i âmm-ı sa‘âdet-fercâm ile getirip kesb-i hasenât ve mahv-ı seyyiât husûsan sadakāt-ı câriye olan evkāf-ı huceste-evsâfın ibdâ‘ına sa‘y-ı tâm ve ihtimâm-ı mâ-lâ-kelâm üzere oldular fazla-i mevârid-i selâm zümre-i âl ve evlâd ve ahfâdlarının riyâz-ı meşâhid-i seniyyelerine irsâl ve îsâl olunur ki herbiri keder-i gubâr-ı beşeriyetden berî ve mesâlik-i necât ve memâlik-i ref‘-derecâtın rehberi olmuşlardır ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve inşâ ve tastîr ve imlâsına bâ‘is ve bâdî oldur ki Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye ve makarru’s-saltanati’s-seniyye’de Davudpaşa İskelesi kurbünde Bâyezid-i cedîd mahallesinde sâkin sahibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râgıbü’l-meberrâti’l-âliyât Mühürdârzâde Abdurrahman Beyefendi b. Mustafa vaktâ ki fikr-i avâkıb-ı umûr ve zikr-i tegallübât-ı dühûra i‘mâl-i edevât ve mülâhaza-i sâfiye kılıp “ellezîne yünfikūne emvâlehüm bi’l-leyli ve’n-nehâri sırren ve alâniyeten fe-lehüm ecruhüm inde rabbihim ve lâ havfun aleyhim ve lâ-hüm yahzenûn” nass-ı celîli’ş-şânı ve dahi “el-mer’ü yestazıllü tahte zılli sadakātihî” hadîs-i şerîf-i bâhirü’l-bürhânı iz‘ân birle tahsîl ücûr-ı meşkûreye sa‘y-ı mevfûr ve rızâ-yı cenâb-ı gafûr olan umûr-ı mebrûre iktisâbına bezl-i meysûr etmeleriyle meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-imâdı ve mahfil-i dîn-i münîf râsihü’l-evtâdda vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb ü ta‘yîn ve ba‘dehû azl ve tefrîkini ihtiyâr ettikleri Mehmed Emin Efendi b. el-Hâc Abdullah mahzarında ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î edip zikr-i âtî vakfının sudûruna değin bâ-hüccet yedimde mülk ve hakkım olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan zikrolunan Bâyezid-i cedîd Câmi‘-i şerîfi havlusu ve bir tarafdan Davud Efendi menzili ve iki tarafdan tarîk-ı âmm ile mahdûd dâhiliyede ulyâda üç bâb oda ve bir sofa ve dîvânhâne ve âbdesthâne ve kenîf ve vustâda kezâlik üç bâb oda ve bir sofa ve dîvânhâne ve âbdesthâne ve kenîf ve süflâda bir kârgir hamam ve câmekân odası ittisâlinde bir matbah ve kiler ve kömürlük ve kenîf ve [bir] mikdâr bağçe ve bi’r-i mâ ve hâriciyede fevkānî üç bâb oda ve bir sofa ve âbdesthâne ve kenîf ve dîvânhâne ve tahtânî bir ahır ve samanhâne ve kömürlük ve kenîf ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireli bağçe ve bi’r-i mâyı müştemil bir bâb mülk menzilimi ve atyeb-i mâl ve ahsen-i menâlimden ifrâz ve kemâl-i imtiyâz ile mümtâz eylediğim üç yüz elli guruşumu dahi hasbeten li’llahi’s-samed ve taleben li-merzâti rabbihi’l-ehad vakf-ı sahîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledim ki menzil-i mahdûd-ı mezkûr yevmî bir akçe icâre-i müeccele ve mu‘accele-i misli ile âhara îcâr ve nükūd-ı merkūme ile münâsib mahallerde vakf-ı mezkûruma akār iştirâ ve beher yevm ikişer akçe icâre-i müeccele ile âhara îcâr olunup akārât-ı mezkûrenin hâsıla-i icârâtından medîne-i Siroz mahallâtından Kirişçi Kurt mahallesi ahâlîlerinin beher sene iktizâ eden tekâlîf <> lerine irsâl ve îsâl olunup onlar dahi tekâlîf-i merkūme için mahâllinde me’mûr olanlara edâ edip sevâbını benim ve ebeveynim rûhlarına ihdâ edeler ve akārât-ı mezkûrenin mutasarrıflarından biri bilâ-veled fevt oldukda mu‘accele-i misli ile âhara îcâr ve mu‘accele-i mezbûre ile vakf-ı mezkûruma âhar akār iştirâ ve hâsıla olan icârâtından kezâlik ahâlî-i merkūmenin tekâlîflerine zam kezâlik irsâl ve îsâl oluna ve vakf-ı merkūma lâbis-i libâs-ı müste‘âr-ı hayat oldukça ben mütevellî olam ve ba‘dehû evlâd ve evlâd-ı evlâd-ı zükûrumun ekber ve eslahına ve ba‘dehûm kezâlik evlâd-ı inâsımın [79a] ekber ve eslahına batnen ba‘de batnin meşrûta ola ve ba‘de’l-inkırâz zikrolunan Kirişçi Kurt mahallesi ahâlîleri ma‘rifetleriyle mütedeyyin bir kimesne vakf-ı mezbûruma mütevellî ola ve ahâlî-i merkūmûn hasbî nâzırlar ola ve tebdîl ve tağyîr ve taklîl ve teksîri merreten ba‘de uhrâ yedimde ola deyü ta‘yîn ve tebyîn-i kuyûd birle meblağ-ı merkūm ile menzil-i mezkûru mütevellî-i merkūma teslîm ol dahi fâriğan ani’ş-şevâgil ahz ve tesellüm ve emsâli gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkıf-ı mûmâ[-ileyh] -esbagallâhu ni‘mehû aleyh- takrîr-i kelâm edip vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şürût ve kuyûdu inde’l-eimmeti’s-selâse gayr-ı sahîh olmağın nükūd-ı mezkûrenin vakfiyetinden rücû‘ ve ke’l-evvel mülküme istirdâd ede dedikde mütevellî-i reşîd cevâb-ı sedîde mütesâddî olup vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şürût ve kuyûd İmâm Züfer hazretlerinden İmâm Ensârî -aleyhi rahmeti’l-bârî- rivâyeti üzere sahîh ve İmâm Ebî Yusuf hazretleri indinde vâkıf menfa‘at-i vakfı nefsine dahi şart eylese mücerred vakaftü demekle vakıf sahîh ve el-yevm amel ve fetvâ imâm-ı müşârün-ileyh hazretlerinin kavl-i şerîfleri olmağla binâenaleyh teslîm etmem deyü hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûbâ lehû ve hüsnü-meâb efendi hazretlerinin huzûrunda müterâfi‘an ve herbiri fasl u hasma tâlibân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh hazretleri dahi vakf-ı nükūd-ı mezkûrenin sıhhatine alâ-kavli men yerâhu hükmettikten sonra vâkıf-ı mûmâ ileyh tekrar nizâ‘a mütesâddî olup pîşvâ-yı müctehidîn ve muktedâ-i eimme-i dîn İmâm-ı a‘zam ve hümâm-ı akdem Ebû Hanife -cûziye hayrü’l-cezâ ve kûfiye- hazretlerinin mezheb-i şerîflerinde sıhhat lüzûmu müstelzim olmamağla akārât-ı mezkûre ile nükūd-ı mezbûre mütevellî-i mezbûrun kasr-ı yedine ve bana teslîme hüküm taleb ederim deyü tekrar hâkim-i mûmâ-ileyh huzûrunda da‘vâ etdikde mütevellî-i hayırhâh dahi cevâbında teslîm ile’l-mütevellî bulunmağla vakfa lüzûm ârız olduğundan mâ‘adâ imâmeyn-i hümâmeyn bedreyn-i münîreyn katında sıhhat-i vakfiyet lüzûmundan müfârakat etmemekle vakfeyn-i mezkûreynin dahi hüküm ricâ ederim deyü teslîmden imtinâ‘ ve ibâ ile müterâfi‘an herbiri fasl u hasma tâlibân olduklarında mevlânâ-yı mezbûr dahi tarafeynin kelâmlarına nazar ve mennâ‘un li’l-hayr olmakdan hazer edip vakfeyn-i mezkûreynin lüzûmuna dahi âlimen bi’l-hilâfı beyne’l-eimmeti’l-eşrâf alâ-kavli men yerâhu hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î etmeğin vakf-ı merkūm sahîh ve lâzım [ve] mütehattim olup nakz [u] nakīzına mecâl muhâl oldu. “Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yubeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıfi fi’l [ale’]-hayyü’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlike ve hurrire.

Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-işrîn min-Cumâdelâhire li-sene hamse ve semânîn ve mie ve elf mine’l-hicreti men lehu’l-izzü ve’ş-şeref.

Şuhûdü’l-hâl: Ali Efendi b Mehmed, Rûhîzâde Ahmed Hâmid Efendi, Mehmed A[r]if b. el-Hâc Ali, Mehmed Emin Efendi b. el-Hâc Abdullah, Hâfız Mehmed Emin Efendi b. Ali, Ahmed Efendi b. Mehmed Pîrî, Seyyid Ali b. Derviş Hasan.