.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 33 Numaralı Sicil (H. 1183-1185 / M. 1769-1770)
cilt: 77, sayfa: 289
Hüküm no: 255
Orijinal metin no: [84b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Bey’in Hacce Düriye Hanım’dan miras olarak intikal eden menzildeki hissesini Mehmed Said Bey’e sattığı

Mahmiye-i İstanbul’da Şeyh Ebulvefâ kurbünde Hoca Teberrük mahallesinde vâki‘ iki tarafdan Kara Halîfe Vakfı’ndan Durak Paşazâde Mehmed Said Bey’in tasarrufunda olan bostan ve bir tarafdan Fâtıma Hanım menzili ve bir tarafdan tarîk-ı âm ile mahdûd dâhiliyesinde fevkānî dört bâb oda ve bir sofa ve bir sagīr hazîne odası ve tahte’s-semâ ve kenîf ve âbdesthâne ve tahtânî üç bâb oda ve kenîf ve âbdesthâne ve matbah ve hamam ve câmekân odası ve kârgir mahzen ve bi’r-i mâ ve havluyu müştemil mülk menzil dört sehim i‘tibâriyle iki sehim hisse-i şâyi‘ına mutasarrıf olan Hâcce Düriye Hanım bt. Durak Bey b. İbrahim vefât eyledikde [85a] zikrolunan iki sehim hisse-i şâyi‘ası hasran vârisi olan sadrî kebîr oğlu el-Hâc İsmail Bey b. İbrahim Bey’e mevrûs oldukdan sonra mezbûr el-Hâc İsmail Bey menzil-i mahdûd-ı mezkûrda mevrûsu olan iki sehim hisse-i şâyi‘asından bir sehim hisse-i şâyi‘asını hayatında Mehmed Said b. el-merhûm Durak Paşa’ya bey‘ edip bir sehm-i şâyi‘i yedinde mülkü iken vefât edip zikrolunan bir sehm-i şâyi‘i li-ebeveyn er karındaşı oğlu Mustafa b. el-Hâc Ahmed Bey’e hasran mevrûs olmağla bu vechile hâlâ menzil-i mahdûd-ı mezkûr mârrü’z-zikr dört sehim i‘tibâriyle iki sehimi merhûm Durak Paşa zevcesi Hadîce Hatun’un ve bir sehimi Mehmed Said Bey b. el-merhûm Durak Paşa’nın ve bir sehimi mezbûr Mustafa Bey’in şâyi‘an yedlerinde mülkleri olduğu lede’ş-şer‘i’l-enver zâhir oldukdan sonra mezbûr Mustafa Bey b. el-Hâc Ahmed Bey meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde râfi‘u hâze’l-kitâb mezbûr Mehmed Said Bey b. el-merhûm Durak Paşa tarafından husûs-ı âti’z-zikri tasdîka vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi olan Mühürdâr Mehmed Emin Efendi b. Mehmed mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bâlâda tafsîl ve beyân olduğu üzere menzil-i mahdûd-ı mezkûrun akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin bir sehm-i şâyi‘i bi’l-irsi’ş-şer‘î yedimde mülküm ve hakkım olmağla hâlâ ben zikrolunan bir sehim hisse-i şâyi‘amı bi-cümleti’t-tevâbi‘ tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ile bin altı yüz guruşa müvekkil-i mezbûr Mehmed Said Bey’e bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimde ol dahi iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezkûr bin altı yüz guruşu müvekkil-i mezbûr Mehmed Said Bey yedinden tamamen ahz u kabz edip bey‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika-i âmme-i da‘vâdan mezbûr Mehmed Said Bey’in zimmetini ibrâ ve ıskāt eyledim fîmâ-ba‘d menzil-i mahdûd-ı mezkûrda on bir sehim hisse-i şâyi‘am dahi mezbûr Mehmed Said Bey’in mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sırfı olup benim kat‘â alâka ve medhalim kalmamışdır dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 16 Ramazan sene 1185.

Şuhûdü’l-hâl: Bezzâzistânî el-Hâc İbrahim Ağa, Mevlânâ Mehmed Efendi, Moravî Karayılanzâde Ali Ağa b. Mehmed, Dârendeli Ali Ağa, el-Hâc Ali b. Abdullah, Hasan Ağa b. Hüseyin, Mahmud Ağa b. Mehmed.