|
İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780) cilt: 78, sayfa: 66 Hüküm no: 23 Orijinal metin no: [6a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Nefise bt. Ali’nin tuzcu dükkânındaki eşyâların Tuzcu Osman Odabaşı b. Mahmud’un gediği olduğunu iki yüz guruş sulh bedeliyle kabul ettiği
Tuzcu
Mahmiye-i İstanbul’da Kantarcılar kurbünde Kepenekçi Sinan Mahallesi’nde sâkine ve zâtı zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Nefise bt. Ali nâm hatun meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde işbu bâ‘isü’l-kitâb Tuzcu es-Seyyid Osman Odabaşı b. es-Seyyid Mahmud nâm kimesne mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i merkūmede Zindânkapısı hâricinde Tuzcular sûkunda deryâ cânibinde vâki‘ bir bâb tuzcu dükkânı derûnunda mevcûde yedimde emvâlim olan bir çift taş tuzcu değirmeni ve bir bakır terâzi ve iki tuç vakıyye ve bir keyl ve bir şinik ve bir kantar ile tuzcu esnâfına mahsûs âlât-ı sâire-i ma‘lûmemi mezbûr es-Seyyid Osman Odabaşı bi-gayr-ı hakkın yedimden ahz etmekle, eşyâ-i mezkûreyi bundan akdem ben mezbûr es-Seyyid Osman Odabaşı’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde, ol dahi cevâbında eşyâ-i mezkûre mukeddemâ benim emvâlim olduğunu ikrâr lâkin bin yüz doksan senesi Zilhicceti’ş-şerîfesi’nin on beşinci günü târihiyle müverrah bir kıt‘a hüccet mantûkunca sen eşyâ-i mezkûreyi târih-i merkūmda üç yüz on guruş semen-i medfû‘ ve makbûza safka-i vâhide bana bey‘ ve teslîm ben-dahi yedinden iştirâ ve kabz eylediğimden sonra mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt edip ben-dahi ibrâ-i mezkûru kabûl eylediğim ecilden eşyâ-i mezkûre emvâl-i müşterâm olmağla bi-hakkın ahz etmişidim deyü def‘a tesâddî etmekle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde vâkı‘a olmuşidi. El-hâletü-hâzihî beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezkûremden beni merkūm es-Seyyid Osman Odabaşı ile iki yüz guruş üzerine ber-nehc-i şer‘î sulh eylediklerinde, ben-dahi ber-vech-i muharrer sulh-i mezkûru ba‘de’l-kabûl bedel-i sulh-i mezkûr iki yüz guruşu mezbûr es-Seyyid Osman Odabaşı’nın yedinden tamamen tesellüm ve ahz ve kabz edip dükkân-ı mezkûrun gediğine ve bi’l-cümle husûs-ı mezkûra müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve kâffe-i eymân ve muhâsamâtdan ben mezbûr es-Seyyid Osman Odabaşı’nın zimmetini [6b] ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ve râfi‘ü’l-hısâm ile ibrâ ve ıskāt eylediğimde, ol dahi bedel-i sulh olmak üzere bana medfû‘u olan meblağ-ı mezbûr iki yüz guruşa müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt eylediğinde, her birimiz âharın ibrâsını kabûl eyledik dedikde merkūm es-Seyyid Osman Odabaşı dahi mezbûr[e] Nefise Hatun’u kelimât-ı meşrûhasında tasdîk ve tahkīk etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 8 min-Rebî‘ülâhir sene 1193.
Şuhûdü’l-hâl: Pazarbaşı İbrahim Ağa b. Mehmed, Abdullah Efendi b. Mustafa, es-Seyyid Molla Ahmed b. Mustafa, İsmail Efendi b. Abdullah, Halil Bölükbaşı b. İsmail.
|