.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780)
cilt: 78, sayfa: 88
Hüküm no: 47
Orijinal metin no: [13a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Rumeli’den İstanbul’a sığır getiren celeblerin hayvanların kesimi, temizlenmesi, satışı ve ücretler hususunda sığır kasaplarıyla yaptıkları mukavele

Sığır kasabların celeb ile kat‘-ı ücret

Rumeli cânibinden Âsitâne-i aliyye’ye sığır getiren celeb tâifesinden olup yüz yirmi re’s sığır getiren Kırkkiliseli Hâfız Mustafa ve dokuz yüz altmış re’s sığır getiren Korna Kâtibi el-Hâc Mustafa Efendi tarafından ber-vech-i âtî vekîli Osman b. Mehmed ve yüz elli re’s sığır getiren Derbendli Petko ve yüz elli re’s sığır getiren Derbendli Panço ve iki yüz re’s sığır getiren Uzunköprülü Poliharon ve yüz elli re’s sığır getiren Tetovanlı Konco ve yüz altmış re’s sığır getiren Plevneli Rado ve iki yüz re’s sığır getiren Derbendli Kurt Kethudâ ve yüz kırk re’s sığır getiren Tetovanlı Nako ve yetmiş iki re’s sığır getiren Derbendli Labno ve yüz altmış re’s sığır getiren Derbendli Malyo ve yetmiş yedi re’s sığır getiren Nedelko ve yüz otuz re’s sığır getiren Bergoslu Tohari ve yüz kırk re’s sığır getiren Şişeci Palo ve üç yüz re’s sığır getiren Ahmedbeyli Paskal Todori meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde hâlâ sığır kasabları Kethudâsı vekîli olan İbrahim Ağa b. Mehmed ve ustalardan müseccelü’l-esâmî on üç nefer kimesneler mahzarlarında her biri takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip, bizler Rumeli cânibinden mâlımız ile iştirâ ve Âsitâne-i aliyye’de zebh ve lühûmunu ibâdullâha bey‘ içün getirüp Yedikule Kapısı hâricinde sahrâya cem‘ ve tesyîr eylediğimiz cem‘an üç bin yüz dokuz re’s sığırlarımızı hâric-i bâb-ı mezkûrda vâki‘ selhhânelerde tedrîc ile zebh ve tathîr ve lühûmunu narh-ı rûzîsi üzere bey‘ içün kassâbân-ı merkūmeye teslîm ve beher re’s sığırımızın zebhine kendülere ücret vermek murâd eylediğimizde, onlar dahi ücretleri mukābelesinde sakatâtını yetmiş beşer akçeye bizden ahza tâlibler biz dahi ziyâde etmemeğe râzılar olup bu vech üzere nefslerini bize îcâr, biz dahi ber-minvâl-i muharrer istîcâr ve zikrolunan sığırların lühûm ve şühûmunu semen-i misilleriyle bey‘ ve kabz-ı semene ve hâsıl olan [13b] esmânını bize teslîme kassâbân-ı mezbûrûnu tarafımızdan vekîl eylediğimizde, onlar dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl ve zikrolunan sığırlarımızı vech-i meşrûh üzere zebh ü tathîr ve bey‘a ecîrlerimiz olup lühûm ve şühûmunu ibâdullâha bey‘ ve kabz-ı semen ve sakatâtını vech-i muharrer üzere yetmiş beşer akçeye kendüleri ahz eylediklerinden sonra semenlerini yevm-i kabzdan yirmi bir gün tamamında yâfta ve elli bir gün tamamında bizlere edâ ve teslîme ta‘ahhüd etmeleriyle, bizler dahi beher vakıyye lahm içün on dört akçe ve beher vakıyye şahm içün yirmi ikişer akçeden hesâblaşup ziyâde ve noksana bey‘ olundu deyü nizâ‘ ve mutâlebe olunmamak üzere tarafeynden her birimiz ahd ü mîsâk ve kavl ü ittifâk eyledik dediklerinde, onlar dahi vicâhen ve şifâhen tasdîk ve tahkīk etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ve’l-ibtigā ketb ü tahrîr ve imlâ olundu.

Fî 8 min-Recebi’l-mürecceb sene [1]193.

Şuhûdü’l-hâl: Kethudâ Mehmed Ağa b. Abdullah, İsmail Çelebi b. Ali, el-Hâc Mustafa b. Hasan, Kemahlı İbrahim b. Mehmed, Akşehirli Osman.