İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780) cilt: 78, sayfa: 100 Hüküm no: 61 Orijinal metin no: [17a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sürgün edilen sâbık Ekmekçiler Kethudası Ali Ağa b. Abdullah’ın kendisine vasî tayin edilen Ahmed b. Mehmed ve diğerlerinden beş bin altı yüz elli guruş alıp ibralaştıkları
Sâbık kethudâ Ali’nin ibrâsı
Mahmiye-i İstanbul’da Şeyh Ebulvefâ kurbünde Mollagürânî Mahallesi’nde sâkin sâbıkā Ekmekçiler Kethudâsı Ali Ağa b. Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde bâ‘is-i hâzihi’l-vesîka es-Seyyid el-Hâc Ahmed b. Mehmed nâm kimesne ile Habbâzân Kethudâsı İsmail Ağa ve Yiğitbaşıları Molla Ahmed ve Sayıcı Molla Osman ve es-Seyyid Mehmed Said ve Hâfız Molla Mustafa ve Molla Ali ve Fındıklılı Mehmed Ağa ve Çörekçi Molla Ahmed ve Nezir Beşe ve Receb Beşe nâm kimesneler ve zimmîlerden Pelav-oğlu Abram ve Ayazmalı Serkiz ve Vâlideli Vartan ve Tavukpazarlı Serkiz ve Şehremînli Artin ve Mirâhurlu Ferhad ve Muradpaşalı Kigork ve Semerci-oğlu Agop mahzarlarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem ben bâ-fermân-ı âlî nefy ve iclâ olunup diyâr-ı âharda bulunduğum ecilden, benim cânib-i mîrîye ve tüccâra [17b] deynim olmak zu‘muyla mezbûr es-Seyyid el-Hâc Ahmed zikri âtî fırınlar ve değirmenlerde olan hisselerimi semen-i misilleriyle âhara bey‘ ve semenlerini kabza ve edâ’-i düyûnuma bâ-i‘lâm ve bâ-fermân-ı âlî üzerime vasî nasb ve ta‘yîn olunmağla, mahmiye-i mezbûrede Hocapaşa ve Bahçekapısı’nda vâki‘ değirmenler derûnlarında mevcûde beyne’l-hiref gedik ta‘bîr olunur elli altı re’s bargirden ber-mantûk-ı hüccet-i şer‘iyye mâlım ve mülküm olan on üç re’s bargirimi iki bin dokuz yüz elli guruşa bey‘ ü teslîm ve Eyyûb-i Ensârî’de Taşlıburun nâm mahâlde vâki‘ bir bâb francalacı fırını ve ona merbût on altı sehim i‘tibâriyle dört horoslu bir bâb değirmen derûnunda mevcûde on altı re’s bargirden mâlım olan dört re’s bargirimi sekiz yüz elli guruşa bey‘ ve teslîm ve yine mahmiye-i mezbûrede Topkapısı dâhilinde vâki‘ bir bâb fırın ve ona merbût Unkapanı dâhilinde dört horoslu bir bâb değirmen derûnunda mevcûde on altı re’s bargirden mâlım olan sekiz re’s bargirimi bin guruşa bey‘ ve teslîm ve medîne-i Üsküdar’da vâki‘ üç horoslu bir bâb değirmen derûnunda mevcûde on iki re’s bargirden mâlım olan altı re’s bargirimi bin altı yüz elli guruşa bey‘ ve teslîm ve yine medîne-i mezbûreye muzâfe Beykoz karyesinde vâki‘ bir bâb fırın ve ona merbût yedi horoslu değirmen ve Paşabahçesi’nde vâki‘ bir bâb fırın ve ona merbût ittisâlinde [kâin] dört horoslu değirmen ve Sarıyar’da vâki‘ bir bâb fırın ve ona merbût ittisâlinde [kâin] üç horoslu değirmen derûnlarında mevcûde cem‘an elli altı re’s bargirden mâlım olan dört re’s bargirlerimi bin guruşa âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeleriyle bey‘ ve teslîm ve semenleri olan cem‘an yedi bin dört yüz elli guruş ile sâlifü’z-zikr Hocapaşa ve Bahçekapısı değirmenlerinde mevcûde fâiz ve sermâyemden ve eşyâ’-i sâiremden üç bin beş yüz guruş ki min-haysü’l-mecmû‘ on bin dokuz yüz elli guruşu bi’l-vesâye tamamen ve kâmilen ahz ve kabz eylediğinden sonra ben zikrolunan bey‘lere mücîz olup lâkin benim cânib-i mîrîye ve Kapan-ı dakīk tüccârına asla deynim olmayup ve makbûzu olan meblağ-ı mecmû‘-ı mezkûrdan mezbûr es-Seyyid el-Hâc Ahmed mârrü’z-zikr Taşlıburun’da vâki‘ francalacı fırını ve değirmeni semenleri olmak üzere bana ancak sekiz yüz elli guruşunu teslîm, ben-dahi vech-i muharrer üzere yedinden tesellüm ve ahz ve kabz etmişidim. Mâ‘adâsı olup bâkī kalan on bin yüz guruşu dahi mezbûr es-Seyyid el-Hâc Ahmed’den ve merkūmûnun bi-şartı’r-rücû‘ emirleriyle kethudâlığım esnâsında mâlımdan umûr ve husûslarına harc ve sarf eylediğim iki bin beş yüz guruşu mezbûrûndan bundan akdem taleb ve da‘vâ eylediğimde, beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsemât-ı şedîde cereyân etmişidi. El-hâletü-hâzihî beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezkûremden beni mezbûr es-Seyyid el-Hâc Ahmed ve merkūmûn ile beş bin altı yüz elli guruş üzerine ber-nehc-i şer‘î sulh eylediklerinde, ben-dahi ber-vech-i muharrer sulh-i mezkûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr beş bin altı yüz elli guruşu bana def‘ ü teslîm eylediklerinde, ben-dahi yedlerinden tamamen tesellüm ve ahz ve kabz edip mâ‘adâsına ve zikr [18a] olunan husûslara ve sâir işbu târih-i kitâba gelince beynimizde cereyân eden cemî‘ ahz ü i‘tâ ve mu‘âmelât-ı şettâdan hukūk-ı ma‘lûme ve mechûleye müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve kâffe-i eymân ve muhâsamâtdan gerek mezbûr es-Seyyid el-Hâc Ahmed’in ve gerek merkūmûn İsmail Ağa ve Molla Ahmed ve Osman ve es-Seyyid Mehmed Said ve Hâfız Molla Mustafa ve Molla Ali ve Mehmed Ağa ve Çörekçi Molla Ahmed ve Nezir Beşe ve Receb Beşe ile Pelav-oğlu Abram ve Ayazmalı Serkiz ve Vartan ve Tavukpazarlı Serkiz ve Artin ve Ferhad ve Agop’un ve gerek habbâzân esnâfından ma‘lûmü’l-esâmî ve mahsûrü’l-eşhâs kimesnelerin zimmetlerini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ve râfi‘ü’l-hısâm ile ibrâ ve ıskāt eylediğimde, onlar dahi bedel-i sulh olmak üzere bana medfû‘ları olan meblağ-ı merkūm beş bin altı yüz elli guruşa müte‘allika âmme-i da‘vâdan benim zimmetimi ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt eylediklerinde, her birimiz âharın ibrâsını kabûl eyledik dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 24 min-Cumâdelâhire sene 1193.
Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Kasımzâde es-Seyyid Abdülvahhab Ağa, es-Seyyid el-Hâc Hüseyin Ağa b. el-Hâc Kasımzâde, Tekfurdağı tüccârından es-Seyyid Emrullah Çelebi, el-Hâc Veli-oğlu el-Hâc Süleyman, Kapan-ı dakīk tüccârından el-Hâc Mustafa, Edirnelizâde el-Hâc Mehmed Ağa, el-Hâc Mustafa Sinanîzâde, Kethudâ-yı muhzırân Mehmed Ağa.
|