.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780)
cilt: 78, sayfa: 127
Hüküm no: 91
Orijinal metin no: [26b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ölen Şerîfe Hâce Fâtıma Hanım bt. Kara Murad Efendi’nin terekesinden hak iddia eden Bolu’dan Mehmed’in vârislerle iki yüz guruşa anlaştığı ve zimmetlerini ibra ettiği

Mahmiye-i İstanbul’da Mi‘mâr Sinan Mahallesi’nde sâkine iken bundan akdem vefât eden Şerîfe Hâce Fâtıma Hanım bt. el-mevlâ el-merhûm Kara Murad Efendi’nin verâseti li-ebeveyn kız karındaşı Şerîfe Hadîce Hanım ile li-ebeveyn er karındaşı oğulları es-Seyyid Mehmed Murad Efendi ve es-Seyyid Mehmed Said Efendi ibney el-mevlâ el-merhûm Kara Murad Efendi-zâde es-Seyyid Ahmed Efendi’ye münhasıra olduğu ba‘de’t-tahakkukı’ş-şer‘î Vilâyet-i Anadolu’da Bolu kazâsı ahâlîsinden olup mahmiye-i merkūmede Sultân Bâyezid Hânı’nda müsâfiren sâkin olan el-Hâc Mehmed b. ( ) nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde müteveffât-ı mezbûrenin terekesine bi’l-verâse vaz‘-ı yedleri mütehakkık olmağla kendiden asıl ve merkūmân Şerîfe Hadîce Hanım ve es-Seyyid Mehmed Said Efendi taraflarından ber-vech-i âtî tasdîka vekîl-i şer‘îleri umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm bâ‘is-i hâze’l-vesîka mûmâ-ileyh es-Seyyid Mehmed Murad Efendi mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip müteveffât-ı mezbûre Şerîfe Hâce Fâtıma Hanım hâl-i hayatında fevtinden altı ay mukaddem sülüs mâlından beş yüz elli guruş ile yüz elli guruş kıymetli bir oda döşemesini bana vasiyet ben dahi kabûl ve mezbûre Hâce Şerîfe Fâtıma Hanım musırraten vefât edip terekesinin dahi sülüsü müsâ‘id olmağla, meblağ-ı merkūm beş yüz elli guruş ile zikrolunan oda döşemesini müteveffât-ı mezbûrenin sülüs mâlından olmak üzere bundan akdem ben mûmâ-ileyh es-Seyyid Mehmed Murad Efendi ile müvekkilân-ı mezbûrân Şerîfe Hadîce Hanım ve es-Seyyid Mehmed Said Efendi’den taleb <> ve da‘vâ eylediğimde, onlar dahi külliyyen inkâr etmeleriyle beynimizde münâza‘ât-ı kesîre ve muhâsamât-ı şedîde cereyân etmişidi. El-hâletü-hâzihî beynimize muslihûn tavassut edip da‘vâ-yı mezkûremden beni mezbûrûn es-Seyyid Mehmed Murad Efendi ve es-Seyyid Mehmed Said Efendi ve Şerîfe Hadîce Hanım ile iki yüz guruş üzerine ber-nehc-i şer‘î sulh eylediklerinde, ben-dahi ber-vech-i muharrer sulh-i mezkûru kabûl ve bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr iki yüz guruşu mûmâ-ileyh es-Seyyid Mehmed Murad Efendi işbu meclis-i şer‘de bana def‘ ü teslîm eylediğinde, ben-dahi yedinden tamamen tesellüm ve ahz ü kabz edip mâ‘adâsına ve bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve sâire müte‘allika târih-i kitâba gelince ma‘lûmen ve mechûlen âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve kâffe-i eymân ve muhâsamâtdan mezbûrûn es-Seyyid Mehmed Murad ve es-Seyyid Mehmed Said Efendi ve Şerîfe Hadîce Hanım’dan her birinin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eylediğimde, onlar dahi ibrâ-i mezkûru kabûl eylediler dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ve’l-ibtigā ketb ve imlâ olundu.

Fî 27 Muharrem sene 1194.

Şuhûdü’l-hâl: Kuzâtdan Süleyman Efendi, Kasımpaşalı Ahmed Efendi, es-Seyyid el-Hâc Abdurrahman.