|
İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780) cilt: 78, sayfa: 176 Hüküm no: 146 Orijinal metin no: [42a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Çörekçi Mustafa b. Hasan’ın vârislerinin Lâleliçeşme yakınındaki çörekçi dükkânı hisseleri davasında diğer vâris Molla İbrahim b. Mustafa ile sulhen altı yüz guruş alıp ibralaştıkları
Çörekçi
Mahmiye-i İstanbul’da Kuyumcu Behşâyiş Mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan Çörekçi el-Hâc Mustafa b. Hasan’ın verâseti zevcesi Safiye bt. Abdullah nâm hatun ile sulbî kebîr oğlu Molla İbrahim ve hîn-i vefâtında sagīr olup elân kebîr olan Mehmed Said’e inhisârı tahakkukundan sonra işbu bâ‘isü’l-kitâb mezbûr Molla İbrahim meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde dört sehim i‘tibâriyle zikri âtî çörekçi fırını derûnunda mevcûde âlât-ı lâzımeye vaz‘-ı yedi mütehakkıka olan mezbûre Safiye Hatun mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip mûrisimiz babam [42b] müteveffâ-yı merkūm el-Hâc Mustafa İstanbul’da Lâleliçeşme kurbünde vâki‘ bir bâb çörekçi dükkânı derûnunda mevcûde beyne’l-hiref gedik ta‘bîr olunur âlât-ı ma‘lûmesinin bir sehmini hayatında müteveffâ Süleyman’ın oğlu Hasan’a verüp ve üç sehmini dahi bin yüz yetmiş dört senesi Receb-i şerîfi’nin gurresinde huzûr-ı Müslimînde bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile bin iki yüz seksen iki guruşa bana bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğinde, ben-dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm eylediğimden sonra semen-i mezkûr bin iki yüz seksen iki guruşu meclis-i mezkûrda hâzırûn olup babam mezbûrun dâyinleri olan ma‘lûmü’l-esâmî kimesnelere vermek üzere havâle-i mukayyede-i sahîha-i şer‘iyye ile ba‘de’l-havâle ve’l-kabûl âlât-ı mezkûrenin üç sehmi vech-i muharrer üzere mülk-i müşterâm oldukdan sonra mezbûre Safiye Hatun bin yüz yetmiş altı senesi Zilhicceti’ş-şerîfe’sinin yirmi sekizinci günü âlât-ı merkūme müteveffâ-yı mezbûrun mülkü olmak üzere ba‘de’l-vefât benimle kendülere ırsen intikāl eyledi zu‘muyla hissesini benden taleb ve da‘vâya Müezzin-i şehriyârî es-Seyyid Salih Çelebi nâm kimesneyi tevkîl, ol dahi ba‘de isbâti’l-vekâle vech-i mezkûr üzere benden da‘vâ ettikde, ben-dahi minvâl-i meşrûh üzere müdde‘âmı şâhidân-ı mu‘addilân şehâdetleriyle ba‘de’l-isbât ve’l-hükm vekîl-i mezbûr mu‘ârazadan men‘ olunup ber-mûceb-i hükm-i mezkûr doksan üç senesine gelince bilâ-nizâ‘ zabt ve tasarruf üzere iken mezbûrân Safiye ve Mehmed Said sâlifü’z-zikr üç sehim hissem on altı sehim i‘tibâr olunup bu hesâb üzere dokuz sehim hisseyi sene-i mezkûrede benden da‘vâ ettikde, beyyine-i hâzıram olmamağla zikrolunan dokuz sehimi mezbûrâna teslîme bana tenbîh olunmuşidi. El-hâletü-hâzihî şâhidlerim hazır olmalarıyla istimâ‘ olunsun deyüp ve min-külli’l-vücûh takrîrine mutâbık kassâm-ı askerî sicillinden muhrec bir kıt‘a hüccet-i şer‘iyye ibrâzıyla da‘vâ ettikde, mezbûre Safiye Hatun zikrolunan âlât-ı ma‘lûmeye vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin zevcim müteveffâ-yı mezbûrun müteveffâ oğlu olup bir sehmine mutasarrıf olan Hasan fevt oldukda verâseti anası Hacer Hatun ile karındaşı İsmail’e ba‘de’l-inhisâr, onlar dahi hisselerini bana semen-i ma‘lûm mukābelesinde bey‘, ben-dahi iştirâ ve bâkīsi olan üç sehim hisseyi zevcim fevt oldukda on altı sehim i‘tibâriyle iki sehmi hisse-i irsiyem ve yedi sehmini dahi oğlum mezbûr Mehmed Said’den semen-i ma‘lûma bâ-hüccet-i şer‘iyye iştirâ etmemle bi-hakkın vaz‘-ı yed ederim deyüp zevci hayatında oğlu mezbûr Molla İbrahim’e bey‘ini ve mazmûn-ı hüccet-i mezkûreyi ba‘de’l-inkâr mezbûr İbrahim mazmûn-ı hüccet-i mezkûreye ikāmet-i beyyine ettikden sonra beynlerine muslihûn tavassut edip altı yüz guruş üzerine ba‘de akdi’l-musâlaha ve’l-kabûl mezbûre Safiye Hatun mezbûrân Hacer ve İsmail ve oğlu Mehmed Said’den iştirâ eylediği sihâm-ı mezkûre ile iki sehim hisse-i irsiyesini bi’t-tav‘ ve’r-rızâ bana verüp âlât-ı mezkûrede benim asla ve kat‘â alâka ve medhalim kalmadı dedikden sonra zikrolunan âlâta peştemallık ta‘bîr olunur ücrete müte‘allika âmme-i de‘âvî ve mutâlebât ve kâffe-i eymân ve muhâsemâtdan benim zimmetimi ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt eyledikde, ben-dahi ibrâ-i mezkûru kabûl eyledim dedikde mezbûre Safiye Hatun mukırr-ı mezbûr Molla İbrahim’i cemî‘ kelimât-ı meşrûhasında tasdîk ve âlât-ı mezkûrede asla alâkam kalmadı deyü ikrâr ettikden sonra bedel-i sulh-i mezkûr altı yüz guruşu mezbûre Safiye Hatun’a edâ ve teslîme mezbûr Molla İbrahim bi’t-taleb tenbîh birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 8 min-Cumâdelûlâ sene [1]194.
Şuhûdü’l-hâl: Kethudâ Osman Çelebi, Yiğitbaşı Halil Usta, Yazıcı Süleyman Efendi, es-Seyyid el-Hâc Mehmed, es-Seyyid İbrahim, Abdülkadir Usta, el-Hâc İsmail Usta, Ahmed Usta, Halil Usta.
|