.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780)
cilt: 78, sayfa: 210
Hüküm no: 185
Orijinal metin no: [54a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ölen Ekmekçi Mehmed b. Ali’nin vârislerinin Kasımpaşa’daki ekmekçi fırını ve Debbağhane’deki değirmenin dört hissesini Mahmud b. Mustafa bin iki yüz guruşa sattıkları

Mahrûse-i Galata’ya muzâfe kasaba-i Tophâne’de Hendekbaşı Mahallesi sükkânından iken bundan akdem fevt olan Habbâz el-Hâc Mehmed b. Ali b. el-Hâc Nureddin’in verâseti zevcesi Rukiye bt. Abdullah nâm hatun ile sulbiye kebîre kızları Hafîze ve Fâtıma ve Tevhîde ile li-ebeveyn er karındaşı Abdülbaki’ye münhasıra ve tashîh-i meselesi yetmiş iki sehimden olup sihâm-ı mezkûreden dokuz sehmi mezbûre Rukiye Hatun’a ve on altışar sehmi kızları mezbûrât Hafîze ve Fâtıma ve Tevhîde’ye ve bâkī on beş sehmi karındaşı mezbûr Abdülbaki’ye isâbeti tahakkukundan sonra mezbûretân Hafîze ve Fâtıma asâleten ve mezbûre Rukiye ve Tevhîde taraflarından husûs-ı âti’z-zikri ikrâra vekîl olduğu zâtlarını bi’l-ma‘rifeti’ş-şer‘iyye ârifân olan Abdi Beşe b. Sinan ve Bayram Beşe b. Ali nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan mezbûre Tevhîde’nin zevci es-Seyyid el-Hâc Hâfız Ahmed b. Âdem nâm kimesne meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde zikri âtî sekiz re’s bargire mutasarrıf olan bâ‘isü’l-kitâb Mahmud b. el-Hâc Mustafa mahzarında her biri bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip işbu akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin bi’l-irsi’ş-şer‘î yedlerimizde mülk ve hakkımız olup mahrûse-i mezbûreye muzâfe kasaba-i Kasımpaşa’da Yahya Kethudâ fırını demekle ma‘rûf bir bâb ekmekçi fırını ve ona merbût Debbağhâne köşebaşında vâki‘ on iki sehim i‘tibâriyle üç horoslu bir bâb ekmekçi değirmeni derûnunda mevcûde beyne’l-hiref gedik ta‘bîr olunur [54b] on iki re’s bargir ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeden dört re’s bargir ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmemizi sekiz re’s bargire mutasarrıf olan Mahmud’a tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile mezbûr Mahmud’a bin iki yüz guruşa bi’l-asâle ve bi’l-vekâle bey‘ ve temlîk ve teslîm eylediğimizde, ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ü kabûl ettikden sonra semeni olan meblağ-ı mezkûr bin iki yüz guruşu mezbûr Mahmud yedinden bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz ü kabz ve ber-tashîh-i mezkûr beynimizde iktisâm edip bey‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine ve gedik husûsuna müte‘allika âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mutâlebâtdan mezbûr Mahmud’un bi’l-asâle ve bi’l-vekâle zimmetini ibrâ-i âm ile ibrâ ve ıskāt eylediğimizde, ol dahi ibrâ-i mezkûru ba‘de’l-kabûl zikrolunan dört re’s bargir ve sâir âlât-ı [lâzıme-i] ma‘lûmede bizim asla ve kat‘â alâka ve medhallerimiz kalmayup müşteri-i mezbûr Mahmud’un mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sırfı olmuşdur, keyfe mâ yeşâ’ ve yahtâr mutasarrıf olsun dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fî 13 Recebi’l-ferd sene [1]194.

Şuhûdü’l-hâl: eş-Şâhidûne’s-sâbıkūn.