İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780) cilt: 78, sayfa: 259 Hüküm no: 240 Orijinal metin no: [73a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstanbul dikiciler esnafı nizamnamesi
Dikici nizâmı
Mahmiye-i İstanbul’da Dikicibaşı es-Seyyid Mahmud Çelebi ve Çizmecibaşı el-Hâc İbrahim ve Baş Yiğitbaşı Mehmed Usta ve Köşe Ustası Ebûbekir Usta ve diğer Köşe Ustası İbrahim Usta ve diğer Köşe Ustası es-Seyyid Süleyman Usta ve diğer Köşe Ustası İbrahim Usta ve diğer Köşe Ustası İbiş Usta ve diğer Köşe Ustası es-Seyyid Ahmed Usta ve diğer Köşe Ustası es-Seyyid Mahmud Usta ve diğer Köşe [Usta]sı Kadri Usta ve ihtiyârlardan Ahmed Usta ve es-Seyyid Ahmed Usta ve Mustafa Usta ve es-Seyyid İsmail Usta ve Abdullah Usta ve Abbas Usta ve Ahmed Usta ve Mustafa Usta ve Yusuf Usta ve Emrullah Usta ve diğer Mustafa Usta ve Mehmed Usta ve diğer es-Seyyid Mehmed Usta ve İsmail Usta ve Osman Usta ve es-Seyyid Hasan Usta ve es-Seyyid İbrahim Usta ve es-Seyyid Ahmed Usta ve Halil Usta ve diğer es-Seyyid Ahmed Usta ve diğer Halil Usta ve Hacı Ali Usta ve Mehmed Usta ve Kara Mehmed Usta ve Hasan Usta ve Ömer Usta ve diğer Hasan Usta ve diğer Ahmed Usta ve diğer Ömer Usta ve diğer Osman Usta ve Mustafa Usta ve es-Seyyid Mehmed Usta ve diğer es-Seyyid Mehmed Usta ve Ali Usta ve sâirleri meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde her biri ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip pâpûş dikici ustalarımızdan her biri günde altı çift merdâne ve sekiz çift zenne ve on çift kötâne diküp ziyâde dikilür ise beher hâl kalb ve redî olduğundan ziyâde dikilmemek beynimizde cârî olan şürût-ı kadîmemizden iken şürût-ı mezkûre müddet-i vâfireden berü terk olunup ri‘âyet olunmadığından ihtilâle sebeb ve ibâdullâhın mutazarrır olmalarına bâ‘is ve kâr [ü] kisbimizin hayr ve bereketi görülmemeğe bâdî bir keyfiyet-i gayrı marzıye olduğundan, fîmâ-ba‘d zikrolunan pâpûş dikici tâifesi sahtiyân ve gâvsâlenin a‘lâsından olmak şartıyla kadîmîsi üzere bir günde altı çift merdâne ve sekiz çift zenne ve on çift kötâne pâpûşu diküp bir usta bir günde tahrîr olunan mikdârdan ziyâde pâpûş diker ise beher hâl kalb ve redî olmasında iştibâh olmamağla tedîb ve gûş-mâle müstahak olduğundan bundan böyle mikdâr-ı mezkûrdan ziyâde pâpûş dikmeyüp ve inkisâra sebeb ve illet olur hâlâta tesâddî etmeyüp pâk ve a‘lâ işleyüp kalb ve redî işlememek üzere kavl ve ittifâk ve ahd [ve] mîsâk edip ve eğer içimizden biri hilâf-ı ahd ibâdullâhı izrâra bâ‘is ve mağbûn ve mutazarrır olmalarına bâdî hareket ederse tedîb olunmak üzere terâzî ve ittifâkımız [73b] ba‘de’t-tescîl yedimize hüccet-i şer‘iyye i‘tâ olunmak matlûbumuz[dur] dediklerinde hıfzan li’l-makāl ve’t-ta‘ahhüd işbu vesîka-i enîka li-ecli’s-sened ketb ve imlâ <> ve yedlerine def‘ ve i‘tâ olundu.
Hurrire fî 27 min-Zilka‘de [li-]sene [1]194.
Şuhûdü’l-hâl: İsmail Çelebi, Akşehirli Osman, Kemahlı İbrahim, Mustafa Çelebi, Mehmed Ağa b. Ahmed Kethudâ-yı Muhzırân.
|