.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 44 Numaralı sicil (H. 1193-1194 / M. 1779-1780)
cilt: 78, sayfa: 274
Hüküm no: 256
Orijinal metin no: [79b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Bahçekapı’daki Sultan Abdülhamid Han Külliyesi Evkafı musakkafatında olup vârissiz vefat eden yükümlülerin tüm terekelerinin vakfa ait olduğu hakkında ferman üzerine hatt-ı hümayan

Sûret-i hatt-ı hümâyûndur.

Mûcebince amel oluna.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘âdinü’l-fezâil ve’l-yakīn râfi‘û [râfi‘u] a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisû [vârisü] ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i inâyeti’l-meliki’l-mu‘în İstanbul ve Eyüb ve Galata ve Üsküdar kādıları ‒zîdet fezailehüm‒ ve kıdvetü’l-ulemâ’i’l-muhakkıkīn umdetü’l-fezâil ve’l-müdekkıkīn Harameyn-i şerîfeyn müfettişi Mevlânâ ( ) ‒zîde ılmuhû‒ tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola [ki] iftihârü’l-havâss ve’l-mukarrebîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn muhtârü’l-izzi ve’t-temkîn bi’l-fi‘il Dârü’s-sa‘âdet’im ağası olup Harameyn-i şerîfeyn Evkāfı Nâzırı el-Hâc Cevher Ağa ‒dâme ulüvvuhû‒ Dîvân-ı hümâyûn’uma arz gönderüp taht-ı nezâretinde olan evkāfdan bi’z-zât cenâb-ı hilâfet-meâbımın İstanbul’da Bahçe Kapısı dâhilinde müceddeden binâ ve ihyâ olunan imâret-i âmirem ve mekteb-i şerîf ve sebîl-i latîf ve hayrât-ı sâire-i celîlem evkāfı kāimmakām-ı mütevellîsi olan hâcegân-ı Dîvân-ı hümâyûn’umdan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim hâlâ Şehr emîni Hâfız el-Hâc Mustafa ‒dâme mecduhû‒ meclis-i şer‘a varup vakf-ı hümâyûnumdan gerek Beylerbeyi Bahçesi demekle arîf mahâlde mübnâ müsakkafâtda ve gerek sâir mahâlde mevcûde musakkafât-ı vakf-ı hümâyûnumda tavâif-i askerîden ve gayrıdan ve ehl-i zimmet Yahûd ve Nasârâ ve sâirden her kim olursa olsun bilâ-vâris-i ma‘rûf fevt olanların beytü’l-mâl-i âmme ve hâssaları ve mal-ı gāib ve mal-ı mefkūdları cânib-i vakf-ı hümâyûnuma hâsıl kaydolunduğuna binâen hudûd-ı vakf-ı hümâyûnumda fevt olanların gerek tereke ve gerek mal-ı vedî‘a ve gerek emlâk ve eşyâ’ ve nükūdu ile hâric ez-hudûd İstanbul ve Eyüb ve Galata ve Üsküdar ve mahâll-i sâirede her kimin yedinde ise ba‘de’t-tahakkukı’ş-şer‘î vakf-ı hümâyûnum tarafından zabt ve bilâ-vâris-i ma‘rûf fevt olanların nısf-ı resm-i kısmeti dahi vakf-ı hümâyûnuma hâsıl kaydolunmağla terekeleri ancak Harameyn-i şerîfeyn müfettişi ma‘rifetiyle ba‘de’t-tahrîr hâsıl olan rüsûmâtı ve bi’l-cümle evkāf-ı hümâyûnum musakkafât ve akārâtında gedik olmağla mütehammil olan dekâkîn ve gayra dahi kangı esnâfdan tâlibi olur ise bi’l-cümle îcâr ve taraf-ı vakıfdan gedik olmak şürûtuyla temessük verilüp mutasarrıfları fevt oldukda evkāf-ı sâirede cârî olunduğu misillü gedikleri evlâdına intikāl ve yâhud âhara ferâğ murâd eylediklerinde, mütevellî izni ve vakıf temessüküyle ferâğ ve kasr-ı yed olunup bilâ-veled fevt olanların gediklerine vârise-i sâiresi ve esnâf kethudâları ve yiğitbaşıları ve hırfet ustaları taraflarından, bizim gedik husûsunda başka nizâm vardır ve ustalarımız ma‘rifetiyle alınup verilür idi deyü ve âhar bahâne ile vechen mine’l-vücûh müdâhale ve ta‘arruz olunmamak ve musakkafât-ı hümâyûnumdan bi’l-icâreteyn mutasarrıfları taraflarından min-külli’l-vücûh te‘addî ve ta‘arruz olunmayup vakf-ı hümâyûnum tarafından zabt [ve] [80a] icâre-i mu‘accele [ile] âhara îcâr olunup işbu şürût ilâ mâşâ’Allahi te‘âlâ düstûrü’l-amel tutulması vakfiye-i hümâyûnumda mastûr ve mukayyed iken ba‘zı kimesneler bilâ-mûceb müdâhaleden <> hâlî olmamalarıyla tavâif-i mezkûreden hudûd-ı vakf-ı hümâyûnum dâhilinde bilâ-vâris-i ma‘rûf fevt olanların muhalllefâtı ne mahâlde bulunur ise vakf-ı hümâyûnum içün zabtettirilüp ve beytü’l-mâl-i hâssa ta‘bîri selâtîn-i mâziye zamanlarında sâdır olan evâmir-i aliyye ile ba‘de evkāf ocaklara tahsîs olunan beytü’l-mâle şâmil olmağla, hilâf-ı şürût beytü’l-mâl emînleri ve yeniçeri serdârları ve ocak zâbitleri ve beytü’l-mâlleri ve bosteyân [bostânîyân] ustaları ve sâir zâbitân-ı a‘mâl taraflarından kat‘â müdâhale ettirilmeyüp ber-vech-i muharrer gerek terekeleri ve gerek musakkafât ve mülhakāta müte‘allik de‘âvîleri ancak Harameyn-i şerîfeyn müfettişi ma‘rifetiyle tahrîr ve rü’yet ve istimâ‘ olunup âhar mahkemelerde istimâ‘ olunmamak ve fîmâ-ba‘d dâhil-i hudûd marîz olup vasiyet ve nefy-i mülk ve hîbe eden kimesnelerin vakf-ı hümâyûnum kāimmakāmı muvâcehesinde müfettiş-i mûmâ-ileyh tarafından kâtib olmadıkça âhar mahkemeler kâtiblerine zabtettirilmeyüp emîn gıyâbında verilen hüccete amel ve i‘tibâr olunmayup husûs-ı mezkûra ancak Harameyn-i şerîfeyn müfettişi tarafından verilen hüccete i‘tibâr olunmak ve bilâ-vâris-i ma‘rûf fevt olanların terekeleri ba‘de’t-tahrîr cânib-i vakfda hıfz ve veresesi zuhûrunda verâseti şühûd-ı udûlle kāimmakām-ı vakf-ı hümâyûnum ve müfettiş-i mûmâ-ileyh muvâcehelerinde sâbit olmadıkça müdâhale ettirilmemek ve evkāf-ı hümâyûnumun kâffe-i umûr ve husûsu kāimmakām-ı mütevellî tarafından serbesiyet üzere zabt ve rü’yet olunmak içün hükm-i hümâyûnum sudûru bâbında istid‘â-yı inâyet eylediğin hâlâ Harameyn-i şerîfeyn müfettişi Mevlânâ es-Seyyid İbrahim Bey ‒zîde ilmuhû‒ i‘lâm etmekle, i‘lâmı mûcebince amel ve hareket ve hilâfın[da] bir ferde vaz‘ ve hareket ettirmemesi husûsuna ale’d-devam ihtimâm ve dikkat olunmak bâbında emr-i şerîfim verilmek recâsına ağa-yı müşârün-ileyh i‘lâm etmeğin imdi mûcebince amel olunmak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere âmil olup hilâfıyla vaz‘ ve harekete bir dürlü rızâ ve cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren [fi’]l-yevmi’l-hâmisi aşer [min]-Zilka‘de [li-]sene 1193.

Be-makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.