.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / M. 1786-1787)
cilt: 80, sayfa: 59
Hüküm no: 21
Orijinal metin no: [5b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Sefer zamanında yeniçeri orta ve ocağına lazım olan meşk, maslak ve oturtma köselesi gibi malzemelerin masraflarının bir kısmının debbağ esnafı ve kasaplar tarafından karşılanması

Ma‘rûz

Ez-kadîm sefer-i hümâyûn vukû‘unda Dergâh-ı âlî yeniçerileri ortalarına ve ocağa lüzûmu olan meşk ve maslak ve oturtma köselesi debbâğ esnâfı tarafından sarrâclar ve kogacılar esnâflarına verilip i‘mâl ve ikmâl ve fiy’at-ı mîrîye üzere Darbhâne-i âmire’den verilen akçe esnâf-ı merkûme kethüdâlarına i‘tâ ve ziyâde iktizâ eden mebâliği debbâğ esnâfı tekmîl eylemeleri meşrût iken bin yüz doksan bir târihinde debbâğ esnâfıyla kasablar beyinlerinde fîmâ-ba‘d bu gûne umûr-ı mîrîye zuhûrunda debbâğ esnâfı karışmayıp kasab esnâfı rü’yet eylemek üzere tanzîm olunduğuna binâ’en bu def‘a ocağa muktezî olan meşk ve maslak ve oturtmaların malzemesi olan kösele mutâlebe olundukda kasab esnâfı şurût-ı nizâmımıza dâhil olmamağla bizim vermemiz irâde buyurulsa dahî sığır kasabı müşâreket ve mu‘âvenet eylemedikçe idâre edemiyoruz deyü cevâb ile eşyâ-i müsta‘cele-i merkûmenin te’hîrine bâ‘is oldukları ihbâr olunmağın imdi izzetlü yeniçeri ağası ve kasabbaşı ağa ve kasab ve debbâğ esnâfının kethüdâ ve yiğitbaşıları ve ustaları hâzır oldukları hâlde işbu fermân-ı âlîyi muvâcehelerinde kırâ’et ile elhâletü hâzihî ocağa eşedd-i lüzûmu olan eşyâ-i müsta‘cele-i merkûme te’hîre kalmamak içün husûs-ı merkûmun cümle ittifâkıyla hüsn-ı nizâma bend ve ifrâğı husûsuna ihtimâm ve sûret-i nizâmını huzûrumuzda i‘lâm eyleyesin deyü bu dâ‘îlerine hitâben sâdır olan fermân-ı âlîleri hâlâ izzetlü yeniçeri ağası ve kasabbaşı ağa hâzırân oldukları hâlde meclis-i şer‘-i şerîfe ihzâr olunan Âsitâne-i aliyye’de kassâbân-ı ganem esnâfı kethüdâsı el-Hâc Ali Ağa ve Yiğitbaşı Derviş Mehmed ve ustalarından el-Hâc Mehmed Ağa ve el-Hâc Hasan Ağa ve el-Hâc Osman ve Mehmed Emin ve Mehmed Said ve es-Seyyid Mehmed ve diğer Mehmed Emin ve âhar Mehmed Emin ve el-Hâc İbrahim ve bakar-ı kasab esnâfının kethüdâları es-Seyyid Mehmed Ağa ve ustalarından es-Seyyid el-Hâc Mahmud ve Abdi ve Mehmed ve es-Seyyid el-Hâc Ömer ve Ahmed ustalar ile Yedikule hâricinde ve medîne-i Eyüb’de ve Galata’da, Kasımpaşa ve Tophâne’de ve Üsküdar’da vâki‘ debbâğân esnâflarının her birinin kethüdâ ve âhar baba ve yiğitbaşı ve ustalarından mazbûtü’l-esâmî kimesneler muvâcehelerinde feth ve kırâ’et ve mefhûm-ı münîfi ifhâm olundukda her biri sem‘an ve tâ‘aten merâsimini ba‘de’l-edâ koyun ve sığır kassâbân esnafı mezbûrun mühimmât ve müsta‘cele-i mezkûre köselesini debbâğân esnâfı mezbûrundan iştirâ ve ve emr-i âlîde zikr olunduğu üzere mühimmât-ı mezkûreyi edâya ve ikmâl ve kabzına me’mûra teslîm eyleriz deyü ba‘de’t-ta‘ahhüd debbâğân esnâfı mezbûrûn dahî yerli cild-i bakar umûr-ı mühimmeye kâfî ve vâfî olup bâlâda mezkûr beş mahalde olan debbâğhânelerimizin mecmû‘ı yetmiş iki sehm i‘tibâr olunmağla her biri debbâğhânemizin sehmine isâbet eden köseleyi yerli cild-i bakardan tekmîl ve beher köseleyi fiy’ât-ı mevzû‘ası olan yedişer guruşa kassâbân esnâfına bey‘ ve teslîm ederiz deyü her biri ta‘ahhüd etmeleriyle bu vecihle nizâma rabt olunup lâkin sığır kasabı esnâfının mezbûhât ve ticâretleri koyun kasabı esnâfına nisbet ile kalîl olmağla mezbûhâtlarından kuzu ve mandıradan mâ‘adâ Anadolu ve Rumeli’de vürûd edip zebh eyledikleri inek ve öküzden [6a] birer re’si koyun ve keçiden her on re’se mukâbil olmak üzere tarafeynin mezbûhâtı hesâb olunup masraf-ı mühimmât-ı mezkûre her ne mikdâra bâliğ olur ise ber-vech-i muharrer mezbûhâtlarına göre taksîm ve rü’yet ve ikmâl etmek üzre her biri ta‘ahhüd ve iltizâm eylediklerinden sonra kassâbân beyinlerinde işbu şurût ve mu‘âmeleleri ilâ mâşallâh-i te‘âlâ düstûrü’l-amel tutulmak bâbında kabûl ve sığır kassâbânı yedlerine başka başka tuğralı emr-i âlîşân i‘tâ buyurulması ricâsında oldukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 19 M. sene 1202.