.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / M. 1786-1787)
cilt: 80, sayfa: 148
Hüküm no: 139
Orijinal metin no: [36b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Zeyneb ve Âişe Hatunların dükkanında kiracı olan İbrahim Usta’nın tahliye davasında sulh yoluyla anlaştıkları

Ma‘rûz

Mübârek rikâb-ı kâm-yâb-ı müstetâba takdîm-i arzuhâl eden zâtları mu‘arrefe Zeyneb bt. Abdullah ve Âişe bt. Hüseyin nâm hatunların İstanbul’da Süleymâniye kurbünde Düğmeciler sûkunda vâki‘ ale’l-iştirâk bi’l-icâreteyn mutasarrıfe olduları ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb tütüncü dükkânlarında müste’cirleri olan derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism sâbıkâ Kebâbcılar Kethüdâsı İbrahim Usta b. Mehmed meclis-i şer‘-i enverde mezbûretân Zeyneb ve Âişe Hatunlar mahzarlarında ben mezbûretânın mutasarrıfe oldukları mârrü’z-zikr dükkânlarında müşâhereten müste‘cirleri olup beher mâh icâresini kendilere edâ eder iken yedimde olan üç kıt‘a i‘lâm-ı şer‘î nâtık olduğu üzre bundan akdem bi’d-defâ‘at beni dükkândan ihrâc murâd eylediklerinde men‘ olunmuşlar iken bu esnâda dahî dükkân-ı mezkûru hedm ve menzil binâ etmek üzre tekrâr beni ihrâca tasaddî eylediklerinde ben dahî dükkân-ı mezkûr mukaddemâ aşcı ve hoşabcı dükkânı olup derûnunda mevcûd gedik ta‘bîr olunan âlât-ı lâzımesi mezbûretânın yedlerinde mülkleri olmağla gedik ta‘bîr olunan âlât-ı lâzımelerini sekiz yüz guruş semen-i makbûza bana bey‘ ve teslîm eylediklerinden sonra ben dükkân-ı mezkûru tütüncü dükkânı edip ol vecihle mezbûretândan iştirâ eylediğim aşcı ve hoşabcı gediği ve ma‘den kaleminde mukayyed tütüncü gediği hâlâ benim mülkdür deyü hurûcdan imtinâ‘ ve gedik semeni olmak üzre makbûzları olan meblağ-ı mezkûr sekiz yüz guruş ile bi-şarti’r-rücû‘ emr ile dükkân-ı mezkûrun binâsına mâlımdan masrûfum olan beş yüz seksen bir guruş ve dükkân-ı mezkûru sedd ü bend eyledikleri müddetde battâl kirâ nâmıyla makbûzları olan seksen bir guruş ki cem‘an bin dört yüz altmış bir guruşu mezbûretândan da‘vâ ve beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vâkı‘a olmuşidi elhâletü hâzihî ben tasaddî eylediğim da‘vâ-yı mezkûremden bâ-vesâtat-ı muslıhîn mezbûretân ile dokuz yüz yirmi beş guruş bedel-i makbûza sulh olduğumda anlar dahî sulh-ı mezkûru ba‘de’l-kabûl dükkân-ı mezkûru târîh-i i‘lâm günü tahliye ve mezbûretâna teslîme ta‘ahhüd etmemle husûs-ı mezkûre ve târîh-i i‘lâma gelince bi’l-cümle hukûk-ı sâ’ireye müte‘allika âmme-i da‘vâdan her birimiz âharın zimmetini ibrâ’-i âm ile ibrâ ve iskât her birimiz âharın ibrâsını kabûl ettim dedikde anlar dahî fîmâ ba‘d dükkân-ı mezkûru aşcı ve hoşabcı ve tütüncü dükkânı etmemek üzre ta‘ahhüd ve mezbûr İbrahim Usta’yı cemî‘ kelimâtında tasdîk ve ber-vech-i muharrer ibrâsını kabûl ve bu vecihle kat‘-ı münâza‘a eyledikleri huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 3 min Şa‘bân sene 1202.