.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / M. 1786-1787)
cilt: 80, sayfa: 175
Hüküm no: 177
Orijinal metin no: [47a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Çehre bürüncek bükücü esnafının nizamının hilafına hareket eden kazzâzların men edilmesi

Ma‘rûz

Çehre bürüncek bükücü esnâfının kethüdâları Halil Odabaşı ve Salma Tomruk ustalarından Karabet v. Avanes ve Kara Kirkor v. Ohan ve Asvadar v. Aleksan nâm kimesneler meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde esnâf-ı mezbûrede İbrahim Usta ve Agob ve Agorli ve Kiraki ve Nikegos ve Bogos ve Serkiz ve Karabet ve Avakim ve Migir ve Manyal ve İpek vesâ’ir bi’l-cümle Salma Tomruk ve Samatya ustaları muvâcehelerinde ta‘bîr ani’l-merâm edip zikr olunduğu vech üzere Âsitâne’de Salma Tomruk ve Samatya’da yüz on aded medîne-i Üsküdar’da iki aded ve Galata’da bir aded cem‘an yüz on üç aded destgâh yüz dört nefer ustaya mahsûr ve maksûr olup Âsitâne-i aliyye’ye vârid ve vâsıl olan harîrin incesini ifrâz ve cânib-i âhardan müdâhale olunmayıp vakt u hâle göre ancak bükücü esnâfı getüren tüccârdan değer bahâsıyla iştirâ ve esnâf beyinlerinde vech-i lâyık üzere tevzî‘ ve taksîm ve her bir usta hisselerini ve dükkânlarında büküp çehre oldukdan sonra narh-ı cârî üzere kendi dükkânlarında ibâdullâha bey‘ edip ayakda ve çingâne karıları ile mahallât arasında bey‘ olunmaya ve hallâc ve sarrâf vesâ’ir [47b] san‘atımız erbâbında olmayıp taşradan ipek getüren muhtekir makûlesinden hufyeten harîr iştirâ olunmaya ve kazzâz ta’ifesinden işcilik ile harîr alıp çehr bükülmeye ve esnâfımız esnâf-ı âhar ile ma‘an dükkânda sâkin olmaya deyü ta‘yîn-i şurût ve tebyîn-i kuyûd vesâ’ire ile tertîb-i nizâm düstûrü’l-amel olmak üzere başmuhâsebeye kayd ve yedimize işbu fermân-ı âlî i‘tâ olunmuşiken bu hilâlde hilâf-ı emr-i âlî ve muğâyir-i şurût-ı nizâm ba‘zı hareketimiz olduğuna binâ’en te’yîden li’ş-şurût ve te’kîden li’l-kuyûd ve bu def‘a dahî sâ’ir esnâf misillü biz dahî Vâlide Hânı’nda cümle esnâfın lonca odası olmak üzere bir bâb oda istikrâ ve ba‘de’l-yevm Âsitâne-i aliyye’ye vârid ve vâsıl olan harîri tüccârdan vakt u hâle göre cümle ma‘rifetiyle değer bahâ ile iştirâ ve vech-i lâyıkı üzere esnâf beyinlerinde iktisâm olunup her biri hisselerini ber-mûceb-i nizâm mezkûr dükkânlarında büküp çehre oldukdan sonra narh-ı cârisi üzere kendi ibâdullâha bey‘ edip eğer mârrü’l-beyân yüz dört nefer ustadan fakîrü’l-hâl olmağla iktisâm olunan harîrden hissesi olan mikdârın semenini edâya adem-i kudret birle usreti zâhir olur deyü ol makûle ustaların hisselerini bizler ahz ve semenini tüccâra edâ ve zikr olunan fakîr ustalara beher destgâh dört çehre bükmek üzere bir tefe ipek verilip ol dahi ahz ve yevmî dört çehre büküp bir tefe harîre üslûb-ı sâbık üzere on dokuz çehre verdikde ol dahî bir tefe on dokuz çehre olduğu hâlde on dört guruş ücret vermek üzere mukâvele ve mu‘âhede olundukda cümlemiz ber-minvâl-i meşrûh râzılar olduk deyü eyledikleri bi’l-cümle takrîrlerini her biri tasdîk ve bu nizâm-ı cedîd mezkûr başmuhâsebeye kayd ve yedlerine emr-i âlî i‘tâ olunmak ricâsında oldukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 11 min Şevvâl sene 1202.