.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / M. 1786-1787)
cilt: 80, sayfa: 187
Hüküm no: 192
Orijinal metin no: [51a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hadîce Hânım’a ait değirmen yanındaki su kuyusunun temiz olduğu ve kullanılmasına kimsenin engel olmaması

Ma‘rûz

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen savb-ı şer‘-i enverden mürsel Başkâtib Ahmed Efendi hâssa mi‘mârı hülefâsından İsmail ve es-Seyyid Mehmed Halîfeler İstanbul’da Hasekî Sultân Câmi‘-i Şerîfi kurbünde Başcı el-Hâc Mahmud mahallesinde vâki‘ Bayrampaşa Fırını dimekle ma‘rûf habbâz fırını ittisâlinde kâ’in değirmene varıp huzûr-ı Müslimîn’de ba‘de akdi’l-meclis değirmen-i mezkûr mutasarrıfesi Hadîce Hânım bt. Mustafa Bey tarafından vekîl-i şer‘îsi El-Hâc Mehmed Ağa b. Hasan nâm kimesne ile değirmen-i mezkûr müste’cirleri Ağya v. Avanes ve şerîkleri Ohan v. Bedros ve Serkiz v. Ohannis nâm zimmîler meclis-i ma‘kûd-ı mezkûrda mahalle-i mezbûre imâmı Mehmed Said Efendi’nin dâmâdı ve tarafından vekîl-i şer‘îsi Müezzin el-Hâc Ömer Ağa b. Mustafa ve ahâlî-i mahalleden el-Hâc Abdülkadir Ağa b. el-Hâc Ali ve Haseki imâmı es-Seyyid Yusuf Efendi b. el-Hâc Mustafa ve İbrahim Efendi b. Salih ve Ahmed Ağa b. Süleyman ve Ahmed Efendi b. Mahmud ve Ali Efendi b. el-Hâc Abdülkadir ve es-Seyyid Süleyman Efendi b. Mehmed ve Kalaycı Ahmed Usta b. Süleyman ve el-Hâc İsa b. el-Hâc İsa nâm kimesneler mahzarlarında işbu akd-i meclis olunan değirmen-i mezkûr kapısı dâhilinde vâki‘ bi’r-i mâ’ kebîr tarîk-i âmdan mürûr eden Haseki imâreti ve dârü’ş-şifâ kenîfleri çirkâbı lağamına üç zirâ‘ on dokuz parmak ba‘îd iken bundan akdem bi-kazâi’llâh-i te‘âlâ bi’r-i mâ’-i mezkûra bir nefer adam düşüp fevt ve akabinde ihrâc olunmağla müddet-i vâfireden beru bi’r-i mâ’-i mezkûr mu‘attal kalıp hâlâ bi’r-i mâ’-i mezkûrun değirmen ve fırın-ı mezkûra lüzûmu olup işbu yedimizde olan fetvâ-yı şerîfe mûcebince üç yüz koğa su nezh olunduğu sûretde bi’r-i mâ’-i mezkûr tâhir olmağla isti‘mâlimize mumâna‘at etmeleriyle men‘ olunmaları matlûbumuzdur dediklerinde mi‘mârân-ı mezbûrân Müslimûn-ı hâzırûn ile tarîk-i âmm-ı mezkûrdan mürûr eden imâret ve Dârü’ş-şifâ çirkâbı lağamına nazar eylediklerinde fi’l-hakîka lağam-ı mezkûrun bi’r-i mâ’-i mezkûr ile beyni üç zirâ‘ on dokuz parmak olup lâkin lağam-ı mezkûru Dârü’ş-şifâ duvarı tarafında olan yaya kaldırımı dibinden lağam hafr ve çirkâbını mürûr ve değirmen-i mezkûr [51b] divârı dibine tûlen iki ve arzen bir ve umken bir buçuk zirâ‘ mahalle kargir rıhtım olunduğu sûretde lağam-ı mezkûr bi’r-i mâ’-i mezkûra altı zirâ‘ yedi parmak ba‘îd olmağla kat‘â zararı olmaz deyü mi‘mârân-ı mezbûrân Müslimûn-ı hâzırûn ile ba‘de’l-ihbâr vekil-i mezbûr El-Hâc Mehmed ile zimmiyyûn-ı mersûmûn ber-vech-i muharrer kaldırım dibinden lağam hafr ve çirkâbı mürûr ve duvar dibine kargir rıhtım edip bi’r-i mâ’-i mezkûrun cümle suyunu nezh mümkün olmamağla üç yüz koğa su nezh ettikden sonra bi’r-i mâ’-i mezkûr ber-mûceb-i fetvâ-yı şerîfe şer‘an tâhir olmağla merkûmûnun fırın ve değirmende bi’r-i mâ’-i mezkûrun suyunu isti‘mâllerine mumâna‘at etmemek üzre ahâlî-i mezbûrûna mahallinde tenbîh eylediğini mevlânâ-yı mezbûr ma‘an mürsel ümenâ’-i şer‘le meclis-i şer‘a ba‘de’l-inhâ İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 15 min Şevvâl sene 1202.