İstanbul Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H. 1201-1203 / M. 1786-1787) cilt: 80, sayfa: 217 Hüküm no: 234 Orijinal metin no: [63a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sebzeci ve bahçıvan esnafının nizamları ile bu nizamlara aykırı harekette bulunlarının cezalandırılmasının emredildiği
Ma‘rûz
Âsitâne-i aliyye ve bilâd-ı selâsede vâki‘ cem‘an yüz altmış dört aded sebzeci dükkânı müste’cirleri olan sebzeci esnâfının kethüdâları es-Seyyid Mehmed Ağa ve Kolo ve İstefan ve Duka ve Anaştaş ve Cano ve Dimo ve Nikola ve diğer Anaştaş ve Peço ve Simo ve Dilo ve Kiris ve Kosta ve After ve Taso nâm vesâ’ir ma‘lûmü’l-eşhâs ustalar meclis-i şer‘-i hatîrde sekiz kol i‘tibâr olunan mahmiyye-i mezbûre hısn-ı ebvâbından Lanka Yenikapı ve Yenibahçe ve Yedikule içeri ve dışarısı ve medîne-i Ebâ Eyyûb ve Bayrampaşa ve Kasımpaşa ve Üsküdar ve Kadı karyesi ve Göksu ve Sarıyar ve Büyükdere ve Tuzla nâm mahallerde vâki‘ besâtîn-i müte‘addidelerin bahçıvanlar kethüdâları İsmail Ağa ve Taşra Kethüdâsı Hasan Ağa ve Üsküdar Yiğitbaşısı Abdullah Beşe ve Kasımpaşa Yiğitbaşısı İsmail ve Kartal Yiğitbaşısı es-Seyyid Hasan ve Yenibahçe Yiğitbaşısı Angeli ve Çengel karyesi Yiğitbaşısı Pano ve Eyüb Yiğitbaşısı İstayko ve Yedikule Yiğitbaşısı Anaştaş ve Bayrampaşa Yiğitbaşısı Lazko ve Yorgi ve Calo ve Simo vesâ’ir ma‘lûmü’l-eşhâs bahçıvanlar muvâcehelerinde Eminönü’nde Sebzehâne iskelesi kurbünde kâ’in on bir aded mehâzinin müste’ciri Aydınlı Mehmed Beşe ve Seyyid Memiş Beşe ve Veli Beşe ve Seyyid Yakub ve Yamak Emîr Hasan ve Emîr Osman ve el-Hâc Mehmed ve el-Hâc Ahmed ve Abdullah ve Kadınoğlu Mehmed ve Usta Tamaş nâm on bir nefer kimesneler hâzırlar oldukları hâlde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip işbu bin iki yüz iki senesi Cumâde’l-ûlâ evâhirinde İstanbul Kadısı olan fazîletlü Ahmed Esad Efendi huzûrunda bahçıvanlar ile lede’t-terâfu‘ bize hitâben bahçıvan esnâfı ber-mûceb-i fetvâ-yı şerîfe ve ber mantûk-ı emr-i âlî metâ‘ımız olan envâ‘-ı sebzevâtı narh-ı cârîsi üzre sebzeci ve küfeci vesâ’ir ibâdullâha bey‘ edip âhardan kimesnenin dahl ve ta‘arruzu îcâb etmez iken sebzeci esnâfı getirdiğiniz sebzeyi biz alırız âhara aldırmazız ocak tarafından yazıcı isteriz deyü mâlımızı dilediğimiz kimesnelere bey‘den bizi men‘ ederler deyü bizimle muhâsama ettiklerinde biz dahî bahçıvanların envâ‘i sebzeyi dilediklerine bey‘a kat‘â mumâna‘at etmediğimizden mâ‘adâ yazıcı dahî istediğimiz yokdur deyip bahçıvan tâ’ifesi Âsitâne ve Üsküdar ve Eyüb ve Galata ve kazâsı havâlîsinde vâki‘ bahçelerinde nâbit envâ‘-i sebzelerini berren ve bahren araba ve kayıklar ile Eminönü’nde Sebzehâne iskelesine nakl ve diledikleri sebzeci ve küfeci vesâ’ir ibâdullâha narh-ı cârîsi üzre ba‘de’l-bey‘ sebzevât zehâyir-i yâbise misillü meks ve ketm ile ihtikâr olunur makûleden olmayıp kayıklarda îbkâ ve meks ile mütegayyir ve telef olacağı zâhir ve girü bahçelerine âmâdede dahî meşakkat ile zarar-ı şer‘îleri mütehakkık olmağın siyâneten ani’t-telef yedlerinde bâkî kalan fazlalarını emînleri ve sermâyecileri olup kadîmden beru vaz‘ edegeldikleri Sebzehâne kurbünde vâki‘ mehâzine vaz‘ ve ashâbına teslîm edip sebzeci ve küfeci vesâ’ir ibâdullâha bey‘lerine hilâf-ı şer‘-i şerîf ve muğâyir-i emr-i âlî mumâna‘at olunmaya deyü kıbel-i şer‘den i‘lâm olunup mûcibince bir kıt‘a emr-i âlî sudûr ve yedlerine [63b] i‘tâ olunmuşidi lâkin aded-i mehâzîn ve esmâ ve ümenâ zikr olunmadığından bahçıvan tâ’ifesinin berren ve bahren beher yevm getirdikleri envâ‘-i sebzeyi bizden evvel muhtekir ve mardrabaz makûlesi kimesneler iştirâ edip ziyâde bahâ ile bize bey‘ murâd eylediklerinde biz dahî şirâdan imtinâ‘ etmemizle ma‘iyyetimizde ocak tarafından müte‘ayyin kimesne olmadığından merkûmlar bizi darb ve şetm eylediklerini Der-aliyye’ye ifâde birle sâdır olan emr-i âlîye imtisâlen akd olunan işbu meclis-i şer‘-i hatîrde zikr olunduğu vech üzre hâlimizi takrîr ve beyân eylediğimizde bahçıvân tâ’ifesi mardabaz ve muhtekir makûlesinin bize ezâ ve cefâ ve şetm ve darb ve ziyâde bahâ ile sebze bey‘ ettiklerine râzılar olmamalarıyla tarafeynin nizâm-ı hâl ve istirâhâtı içün ba‘de’l-yevm Langa Yenikapısı ve Yenibahçe ve Yedikule içeri ve taşrası ve Eyüb ve Bayrampaşa ve Kasımpaşa ve Üsküdar ve Kadı karyesi ve Tuzla ve Göksu ve Beykoz ve Sarıyar ve Büyükdere ve Arnavudköyü nâm mahallerde vâki‘ bostanlardan nâbit ve hâsıl olup Sebzehâne iskelesine berren berren ve bahren ve araba ve kayıklar ile nakl olunan envâ‘-ı sebzeyi müyesser olduğu kadar kendileri yüz altmış dört nefer sebzeci esnâfından hâzır bulunanlara ve küfeci ve sâ’ir ibâdullâha narh-ı cârîsi üzre bey‘ edip bahçelerine i‘âde murâd eylediklerinde yedlerinde kalanı bahçıvân yedlerinde olan fermân-ı âlîde tasrîh olunduğu vech üzere kadîmden beru emînleri ve sermâyecileri işbu meclisde hâzırûn ancak on bir kimesneye teslîm onlar dahî adedi olan sebzeyi aded ile vezni olan sebzeyi mübâya‘a olunan sebzenin mikdârına nazaran çoğise mîrî kantâr ile az ise okka ile narh-ı cârîsi üzre sebzeci ve küfeci vesâ’ir ibâdullâha bey‘ edip sebzeci tâ’ifesinden narh-ı cârîden ziyâde aslâ ve kat‘â nesne mutâlebe etmeyip ve bulunan sebzeyi ketm ve ihfâ etmeyeler ve diledikleri sebzeden matlûbları olduğu kadar mübâya‘a edip esnâf-ı mezbûre unf ile mu‘âmele ve şetm ve darb ve husûs-ı sâ’ire ile rencîde etmeyeler ve on bir nefer ümenâdan gayrı mardabaz ve muhtekir makûlesi zikr olunan mahallerden gelen sebzeyi iskele-i mezbûreden sebzeciyâna bey‘ ettikleri zâhir olur ise ahz ve vech-i lâyık üzere te’dîb olunalar ve on bir nefer kimesne bahçıvân tâ’ifesini dahî rencîde etmeyip şürût ve nizâma muğâyir hareket eder olur ise ahz ve ma‘rifet-i şer‘le cezâları tertîb oluna ve ocak tarafından müstakim ve perhizkâr bir yazıcı ta‘yîn oluna ve kethüdâlarımız iskele-i mezbûre beher yevm varıp vakt-i asra kadar meks ve ikâme edip kangı tarafdan olur ise olsun şürût ve nizâmımıza muğâyir harket eder olur ise kethüdâsı re’yiyle ve yazıcı merkûm mübâşeretiyle huzûr-ı şer‘a ihzâr ve vech-i lâyıkı üzre tertîb-i cezâsı i‘lâm oluna ve kethüdâ-yı mezbûrândan biri âharın esnâfından avâ’idât ve rüsûmât nâmıyla ve vücûh-ı sâ’ire ile aslâ ve kat‘â bir nesne mutâlebe etmeyip ve her biri âharın esnâfına müdâhale eylemeye ve etrâf-ı selâseden biri zikr ve beyân ve tafsîl ve ayân olunan şürût ve nizâma muğâyir ihtilâle dâ’ir ve esnâf-ı mezbûre beyinlerinde teferruka mü’eddî nizâ‘a tasaddî etmek lâzım gelirse derhâl kethüdâsı re’yiyle ahz ve yazıcı mübâşeretiyle meclis-i şer‘a ihzâr ve tertîb-i cezâ-yı şedîd oluna deyü sebzeci ve bahçıvân tâ’ifeleri ve on bir nefer ashâb-ı mehâzîn mektûbü’l-esâmî kimesneler beynleri bi’t-terâzî tevfîk ve ta‘dîl olundukda her biri minvâl-i muharrer üzere [64a] şürût ve nizâm-ı mezkûru kabûl edip fîmâ ba‘d nizâ‘ın kat‘ı ve husûmetin ref‘i ve şürût ve nizâm-ı mezkûr ilâ mâşâllâhu te‘âlâ düstûrü’l-amel tutulmasıçün başmuhâsebeye kayd ve bahçıvân tâ’ifesi yedlerine bir kıt‘a tuğrâlı emr-i âlî inâyet ve ihsân buyurulmak ricâsında oldukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 11 min Şevvâl sene 1202.
|