İstanbul Mahkemesi 78 Numaralı Sicil (H. 1216-1217 / M. 1801-1803) cilt: 82, sayfa: 492 Hüküm no: 579 Orijinal metin no: [86a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Parçacı Uzunoğlu Kigork v. Mardros’un varsilerinin, Kamal v. Aşur aleyhine açtıkları parçacı gediği davasında iddialarını ispat edemediklerinden muarazadan men edildikleri
Parçacı gediği bey‘-i bi’l-vefâ da‘vâsı şer‘an mesmû‘a olmayıp mu‘ârazadan men‘
Ma‘rûz
İstanbul’da Lanka-i Kebîr kurbünde Baklalı Mahallesinde mütemekkin iken bundan akdem hâlik olan Parçacı Uzunoğlu Kigork v. Mardros nâm zimmînin verâseti zevcesi Keher bt. Haçador Nasrâniye ile sulbî kebîr oğlu Manas ve sagīr oğlu Karabet ve sagīre kızı Penbe’ye inhisârı tahakkukundan sonra kendi nefsinden asîl ve sagīrân-ı mersûmânın anaları ve bâ-hüccet mansûbe vasîleri mu‘arrefetü’ş-şahs zevce-i mersûme Keher Nasrâniye ile mesfûr Manas zimmîden her biri meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî tâ‘bir olunan âlât-ı lâzımeye vaz‘-ı yedi mütehakkık olan Kamal v. Aşur nâm Yahûdi muvâcehesinde İstanbul’da batpazarı nâm mahalde yorgancılar sûku kurbünde Yüncü Hânı civârında vâki‘ bir kepenk parçacı dükkânı derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik tâ‘bir olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme mûrisimiz zevcim hâlik-i mersûmun yedinde mülkü olduğu hâlde bin iki yüz on beş senesi Ramazani’l-mübâreğinin on beşinci günü sağlığında Yahûdi-i mesfûr yedinden iktirâz ve kabz eylediği beş yüz guruş deyni mukābelesinde her ne zamân meblağ-ı merkūmu edâ ederse redd-i mebî‘ etmek şartıyla âlât-ı lâzıme-i mezkûreyi Yahûdi-i mesfûra vefâen bey‘ ve teslîm ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve tesellüm ve kabûl edip lâkin fi’l-hakīka meblağ-ı mezbûr beş yüz guruş deyn ve âlât-ı lâzıme-i merkūme rehn olmağla meblağ-ı mezbûru edâ-birle redd-i mebî‘ müyesser olmaksızın mûrisimiz zevcim mesfûr Kigork hâlik ve âlât-ı lâzıme-i merkūme bizimle sagīrân-ı mersûmâna mevrûs olmağla meblağ-ı mezbûr beş yüz guruşu kendi malımızdan olmak üzere yedimizden ahz-birle âlât-ı lâzıme-i merkūmeden keff-i yed ve bize teslîme Yahûdi-i mersûma tenbîh olunmak bi’l-asâle ve bi’l-verâse ve bi’l-vesâye murâdımızdır deyü da‘vâ ettiklerinde Yahûdi-i mersûm dahi cevâbında hâlik-i mesfûr Kigork sağlığında yedinde müstakillen mülkü olduğu hâlde gedik tâ‘bir olunan â‘lât-ı lâzıme-i merkūmeyi târih-i mezbûrda dokuz yüz guruşa bâtten ve sâhîhan bana bey‘ ve temlîk ve teslîm ben dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl ve semeni olan meblağ-ı mezbûr dokuz yüz guruşu beyaz akçe olmak üzere huzûr-ı Müslimînde bâyi‘-i zimmî-yi mesfûra [86b] add ve teslîm bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz u kabz eyledikden sonra bey‘-i mezbûr bâtten ve kat‘iyyen olduğunu ve âlât-ı lâzıme-i merkūmede kendiden aslan ve kat‘an alâka ve medhali kalmadığını ikrâr u i‘tirâf edip lâzıme-i mezkûreye ve bi’l-cümle husûs-ı mezkûra müte‘allika âmme-i de‘avîden benim zimmetimi kabûlümü hâvi ibrâ ve iskāt etmişdi deyü eylediği da‘vâsını mahallinde lede’t-teskiye adl ve makbûlü’ş-şehâde idükleri ihbâr olunan batpazarı kethüdâsı Ebûbekir b. el-Hâc Mehmed ve es-Seyyid Abdullah Çelebi b. es-Seyyid Mehmed ve Abdurrahman b. Resul nâm kimesneler şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe vech-i vecih-i şer‘î üzere isbât etmeğin mûcebince müdde‘iyân-ı mersûmânın ber-vech-i muharrer vefâ’ da‘vâları şer‘an mesmû‘a olmayıp bî-vech mu‘ârazadan men‘ olundukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî-selh-i Şevvâl sene [1]217
|