.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 78 Numaralı Sicil (H. 1216-1217 / M. 1801-1803)
cilt: 82, sayfa: 499
Hüküm no: 586
Orijinal metin no: [87b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Peştemâlci ve alacacı esnafı kethüdalığına Mustafa b. Süleyman’ın azliyle yerine Mustafa b. İsmail’in tayin edilmesi

Peştemâlci ve alacacı kethüdâsı nasbına berât-ı istid‘â

Ma‘rûz

Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası hazretlerinin nezâretlerinde âsûde evkāfdan Hüdâvendigâr-ı esbak merhûm ve mağfûrun leh Sultan Ahmed Hân-ı Gāzi —tâbe serâhun— Enderûn-ı Hümâyûnda vâki‘ Kütüphâne-i celîleleri evkāfından İstanbul’da Fazlıpaşa Sarayında işleyen peştemalci ve alacacı esnâfının yiğitbaşısı ashâb-ı arzuhâl Kirkor ve ustalarından Estepan ve Haçador ve Ohan ve Mıgırdıç ve Mardros ve Malkon ve Kinos ve Tomas ve Manok ve Ohannes ve Nikagos ve Agob ve Abraham ve Serkiz ve âhar Serkiz ve Kirkor ve Begos ve diğer Haçador ve Aleksan ve Sanan ve âhar Kirkor ve âhar Haçador ve diğer Serkiz ve âhar Manok ve Kapril ve Vartan ve Parsih ve diğer Haçador ve Mardros ve âhar Serkiz nâm zimmîler Çarşamba günü arz odasında huzûr-ı âsafânelerinde Harameynü’ş-şerîfeyn Müfettişi müderrisîn-i kirâmdan Faziletlü Mehmed Atâullah Efendi ma‘rifetleriyle akd olunan meclis-i şer‘-i münîrde Kırkçeşmeli tâ‘bir olunan peştemalci ustalarından yiğitbaşı es-Seyyid İsmail ve es-Seyyid Mehmed Haşim ve Mustafa ve İbrahim ve Osman ve es-Seyyid Ahmed ve Ali ve Süleyman ve Halil ve el-Hâc Mehmed ve Dağlızâde Mehmed ve es-Seyyid Mehmed ve diğer Halil ve Ahmed ve Hüseyin nâm kimesne hâzır oldukları hâlde bâ-berât-ı âlişân kethüdâları derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism el-Hâc Mustafa b. el-Hâc Süleyman muvâcehesinde merkūm el-Hâc Mustafa Beş seneden beri bâ-berât üzerimize kethüdâ nasb olunup lâkin tama‘-ı hâme teba‘iyetle celb-i mâl sevdâsıyla her birimizi gûnâ-gûn tecrîm edip hatta içimizden bir kalfa ve destgâh alıp usta oldukda mâ-takaddümden beri kethüdâ avâidi nâmıyla yüz onar para veregelir iken kanâ‘at etmeyip cebren onar guruş ahz eyleyip kethüdâlık-ı mezkûr nân paramdır zu‘muyla bunun ihtilali gûnâ-gûn bida‘ ve mezâlim ihdasıyla her birimizi ızrâr ve ol vechile kethüdâ-yı mezbûrdan emn ve rahatımız meslûb olmuşdur deyü sû-i hâlinden bahisle muvâcehesinde iştikâ ve kethüdâlık-ı mezkûr merkūmun ref‘inden esnâf-ı mezbûrenin müsin ve ihtiyârlarından alıp örf ve âdetimize vâkıf ve şürût-ı nizâmımıza ârif ve her vechile kethüdâlık uhdesinden gelmeğe kādir ve mücerrebü’l-etvâr ve Müslim ve re‘âyâ ustalarımızın cümlesinin marzî ve muhtarımız olan işbu hâzır bi’l-meclis diğer el-Hâc Mustafa b. İsmail’e tevcîh buyrulmasını bi’l-ittifâk istid‘â ve istirhâm ve bâlâda zikr olunduğu üzere bir kalfa destgâh alıp usta oldukda kethüdâ ve Müslim yiğitbaşı ile ma‘an ikisine ancak dört guruş avâid ve re‘âyâdan olan yiğitbaşıya altmış para avâid verilmek ve nesc eyledikleri envâ‘-ı peştemallerin tûl ve arzı ve gerek çilesi yedlerinde olan mahtûm defter mantûkunca es‘âr sicilinde mastûr ve mukayyed olduğu vech üzere nesc ve i‘mâl ve narh-ı cârisi üzere ibâdullâha bey‘ etmek üzere cümlesi ta‘ahhüd ve birbirine tekeffül ve kethüdâ nasb olunmasını ihtiyâr ve iltimâs eyledikleri mezbûr diğer el-Hâc Mustafa dahi cümlesine tekeffül edip ba‘de’l-yevm içlerinden biri hilâf-ı ahd harekete ictisâr ile kalb ve redî ve tûl ve arzı ve çilesi noksan olarak nesc ve i‘mâl ile ibâdullâhı ızrâra mütesaddî olur ise tedîbât-ı lâyıkası icrâsına cümlemiz râzılar olup ve avâid-i mukarrare-i mezkûreden ziyâde nesne mütâlebesiyle rencîde olunmamak üzere kethüdâlık-ı mezkûr merkūm el-Hâc Mustafa’nın ref‘inden cümlesinin marzî ve muhtarları olan mezbûr diğer el-Hâc Mustafa’ya tevcîh ve şürût-ı muharrere-i mezkûre derciyle yedine berât-ı şerîf-i âlişân sadaka ve ihsân buyrulmak bâbında İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî-gurre min-Zilka‘de sene [1]217