|
İstanbul Mahkemesi 78 Numaralı Sicil (H. 1216-1217 / M. 1801-1803) cilt: 82, sayfa: 513 Hüküm no: 605 Orijinal metin no: [90b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şerife Ayşe bt. Mehmed ve kızı Şerife Hatice bt. Tütüncü Mehmed’in, Hatice hatun aleyhine açtıkları tütüncü gediği davasında iddialarını ispat edemediklerinden muarazadan men edildikleri
Galata’da berber gediği da‘vâsı mu‘ârazadan men‘
Ma‘rûz
Sâhibe-i arzuhâl zâtları mu‘arrefe Şerîfe Âişe bt. Mehmed ile kızı Şerîfe Hatice bt. Tütüncü Mehmed nâm hatunlar meclis-i şer‘-i münîrde kezâlik mu‘arrefetü’z-zât Hâce Hatice nâm hatun muvâcehesinde mahrûse-i Galata’da Zincirlihan karşısında duhâncı dükkânı kurbünde bir bâb vakıf berber dükkânı mezbûre Hâce Hatice’nin bi’l-îcâreteyn taht-ı tasarrufunda olup bundan akdem zevcim müteveffâ Tütüncü Mehmed hayatında dükkân-ı mezkûrda müşâhereten müstecir ve derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik tâ‘bir olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme yedinde mülkü ve ba‘de vefâtihi âlât-ı lâzıme-i mezkûre benimle sulbiye-i kebîre kızı mezbûre Şerîfe Hatice’ye mevrûs olup yedimizde iken târih-i i‘lâmdan beş sene mukaddem dükkân-ı mezkûrun bana lüzûmu vardır deyü mutasarrıfesi mezbûre Hâce Hatice Hatun derûnunda mevcûde mülkümüz olan berber âlât-ı lâzımesini ihrâc ve bize teslîm edip dükkân-ı mezkûru hedm ve ittisâlinde kâin mutasarrıfe olduğu kahve dükkânına zam ve ilhâk-birle tevsî‘ etmişdi lâkin zikr olunan Berber Mehmed gediği hâmiş-i arzuhâlde mastûr derkenâr nâtık olduğu üzere başmuhâsebede mukayyed ve mu‘teber gediklerden olup bi’l-irsi’ş-şer‘î yedimizde mülkümüz olmağla sâlifü’z-zikr hedm ve ilhâk eylediği mahalli ifrâz-birle mülkümüz olan berber âlât-ı lâzımesini vaz‘ için ke’l-evvel berber dükkânı binâ ve bize teslîm etmek üzere merkūme Hâce Hatice’ye cebr olunsun dediklerinde müdde‘iyetân-ı mezbûretânın takrîr-i meşrûhları üzere dükkân-ı mezkûr hedm olunup ittisâlinde kâin kahve dükkânına ilhâk olduğunu ve derûnunda olan berber gediği tâ‘bir olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeyi ahz eylediklerini mu‘terifeler iken tekrar ifrâz-birle berber dükkânı binâ eylesin deyü şer‘an cebre kādireler olmadığı kendilere tefhîm olunup ancak berber gediği tâ‘bir olunur yedlerinde irsen mülkleri olan âlât-ı lâzımeyi kurb ve civârında kimesnenin gediği olmamak vech üzere bir dükkân tedârik ederler ise naklolunması dahi şürûtlarında idüğü kezâlik tefhîm olundukdan sonra yine mezbûretân Şerîfe Âişe ve Şerîfe Hatice Hatunlar dükkân-ı mezkûr ittisâlinde kâin mezbûre Hâce Hatice Hatun’un kezâlik bi’l-îcâreteyn mutasarrıfe olduğu tütüncü dükkânı derûnunda mevcûde tütüncü gediği tâ‘bir olunan âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme ma‘den kaleminde yedimizde olan işbu sûret mantûkunca irsen mülkümüz olmağla dükkân-ı mezkûrun fevkinde kâin bîkâr beytûtet eder mezbûre Hâce Hatice Hatun’un mutasarrıfe olduğu üç odayı mücerred tütüncü gediği bizim mülkümüz olduğuna binâen biz zabt edelim ve kirâlarını biz ahz edelim demeleri şer‘an mesmû‘ olmamağla iltifât olunmayıp bî-vech mu‘ârazadan men‘ olundukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî-13 min Za sene [1]217
|