İstanbul Mahkemesi 78 Numaralı Sicil (H. 1216-1217 / M. 1801-1803) cilt: 82, sayfa: 550 Hüküm no: 645 Orijinal metin no: [98b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Kocamustafa Paşa vakfının muhasebesinin görülmesi ve Hüseyin Şükrü Efendi’nin kaymakam tayini
Kocamustafapaşa Vakfı’nın muhâsebe ve kāimmakām nasbı
Ma‘rûz
İşbu takrîr-i dâ‘îyânem bâlâsına sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen ashâb-ı hayrâtdan vezîr-i a‘zam-ı esbak merhûm Kocamustafapaşa Vakfı’nın mürtezikaları olan merhûm-ı müşârun-ileyhin zâviyesi Şeyhi es-Seyyid eş-Şeyh Mehmed Haşim Efendi ve birâderi es-Seyyid Abdülhalık Efendi ve İmâm es-Seyyid el-Hâc Ahmed Efendi ve Türbedar İbrahim Edhem Efendi ve Zâkirbaşı es-Seyyid İsa Efendi ve Müezzin Hasan Efendi ve Şeyh Mustafa Efendi ve Kemerbaşı Molla Osman ve Müezzinbaşı Hâfız Ahmed Efendi ve Ekmekçi Hasan ve el-Hâc Mehmed vesâir mürtezika-i vakf-ı merkūmdan ma‘lûmü’l-esâmî kimesneler hâzır oldukları hâlde Enderûn-ı Hümâyûnda hâne-i seferlide ser-câmeşû-yı hâssa iken vakf-ı merkūmun ber-vech-i te’bîd tevliyetiyle bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn çerâğ buyrulan Mehmed Nuri Ağa’nın karındaşı tarafından umûr-ı vakfı rü’yete vekîli câbi-i sâbık İsmail Efendi’nin bin iki yüz on dört ve on beş senelerine mahsûben vakf-ı merkūm için bi’l-cümle mahbuz ve masrûfunun hesâbı evvelâ bi’d-defa‘ât du‘âhâne-i dâ‘îlerinde ba‘dehû Çarşamba günü arz odasında huzûr-ı âsafânelerinde ma‘kūd meclis-i şer‘de gadr ve himâyeden âri hak ve adl üzere rü’yet olundukda merkūm İsmail Efendi’nin defteri üzere vakf-ı merkūmun zikri âtî sekiz kıt‘a mukâta‘âtından seneteyn-i merkūmeteynde yalnız on dört bin beş yüz elli guruşu kabz ve vakf-ı merkūm müstegallâtından Filibe’de vaki‘ çeltükden makbûzu bin seksen guruş ve vakf-ı merkūmun musakkafâtı icârâtından makbûzu üç bin dokuz yüz altmış buçuk guruş ve vakf-ı merkūma âid olan musakkafât-ı mahlûle mu‘accelesinden makbûzu olan beş bin yedi yüz elli guruş ki seneteyn-i merkūmeteynde vakf-ı merkūmun îrâdından min haysü’l-mecmû‘ makbûzu yirmi beş bin üç yüz kırk buçuk guruşa bâliğ olup ve müddet-i merkūmede vakf-ı merkūmun imâretinde ve gerek mesârif-i sâiresine ber-mûceb-i defter-i müfredât sarf eyledikleri mebâliğden câbi-i Selanik ve Karasu vazîfeleri ve şem-i revgan ve asel Câmi‘-i Nevrakob ve ba‘zı ta‘mîrât ve kazgan diyerek ve dakīk-i has ve zağferan ve nemekden ziyâde olarak tahrîr eylediği iki bin yedi yüz elli yedi buçuk guruş masrûflarını mürtezika-i vakf hâzirûn-ı mezbûrûn tasdîk ve kabûl etmeyip tekzîb eylediklerine mebni tenzîl olundukdan sonra bâkī kalan mesârif-i sahîhası yalnız yirmi bir bin yüz seksen sekiz buçuk guruş olup ve mürtezika-i vakfın vazâyif-i mu‘ayyenelerine ve Haremeyn-i muhteremeyn fukarâsının ber-mu‘tâd senevî irsâl olunan surrelerine müddet-i merkūmede cem‘an dört bin yüz otuz beş guruş medfû‘u olup ve yüz elli guruş ber-mu‘tâd harc-ı muhâsebe verip ve ol vechile umûr-ı vakf-ı mezbûra cem‘an masrûfu olan yirmi beş bin dört yüz yetmiş üç buçuk guruşdan bâlâda beyân olunduğu üzere îrâd-ı vakıfdan makbûzu olan yirmi beş bin üç yüz kırk buçuk guruş fürû-nihâde ve tenzîl olundukda vakf-ı merkūmda sahhe’l-bâkī yüz otuz üç guruş mütevellî-i mezbûrun alacağı zuhûr edip ve mütevellî olduğu târihden beri ber-mûceb-i defâtir-i muhâsebât-ı vakf-ı merkūmda cem‘an matlûbu olan on dokuz bin dört yüz doksan altı buçuk guruş ki cem‘an taraf-ı vakıfda on dokuz bin beş yüz doksan dokuz buçuk guruş alacağımız vardırr deyü iddi‘â sadedinde olmalarıyla lâkin mârru’z--zikr on dört ve on beş senelerinde vakf-ı merkūmun zikr olunan sekiz kıt‘a mukâta‘âtından mu‘terif oldukları bâlâda mezkûr on dört bin beş yüz elli guruşdan ziyâde makbûzları olduğu lede’t-tahrîr âşikâr ve bir mikdârını ikrâr dahi etmeleriyle ve seneteyn-i sâbıkā mesâriflerinden tasdîk olunmayan mikdâr için kat‘an li’n-nizâ‘ bi’t-terâzi yedi bin yüz yirmi dokuz buçuk guruşu tenzîl olunup ol vechile taraf-ı vakıfda mütevellî-i merkūmun sahhe’l-bâkī on iki bin beş yüz guruş alacağı bâkī kalıp tarefeyn bu vechile terâzi ve ittifâk etmeleriyle ancak mütevellî-i merkūmun umûr-ı vakfı idâreye kudreti olmayıp ve vekîli olan câbi-i sâbık İsmail Efendi bu esnâda bi-kazâillâhi te‘âlâ mu‘tekalü’l-lisân olup ol vechile umûr-ı vakfı rü’yetden âciz olduğundan mâ‘adâ vakf-ı mezbûra hıyâneti zâhir ve âşikâr olmağla mütevellî-i merkūmun diğer karındaşı hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan Hüseyin Şükrü Efendi her vechile mu‘temed ve müstakīm ve umûr-ı vakfı idâreye muktedir ve mücerrebü’l-etvâr olup ve işbu on yedi senesine mahsûben vakf-ı merkūmun mukâta‘âtından olan Nevrakob kazâsında vâki‘ Hatomişte karyesini iki bin dört yüz elli guruşa ve Selanik’de vâki‘ Rahaviçe karyesini sekiz yüz kırk guruşa ve Lofça kazâsında vâki‘ Toyran karyesini üç yüz doksan guruşa ve Bolu kazâsında vâki‘ Doğancı karyesini iki yüz doksan guruşa ve Yenice Karasu kazâsında vâki‘ Kızılcalı karyesini altı yüz guruşa ve Tekfurdağı kazâsında vâki‘ Paşa karyesini iki bin beş yüz guruşa ve Dimetoka kazâsında vâki‘ Emirli karyesini iki bin guruşa ve mârru’z--zikr Nevrakob kazâsında vâki‘ Kodon Yani karyesini bin guruşa âhara iltizâm edip ol vechile mukâta‘ât-ı mezkûre hâssıllarını senevî on bin yetmiş guruşa [99a] iblâğ edib bu vechile sadâkatkâr olduğu âşikâr olmağla mûmâ-ileyh Hüseyin Şükrü Efendi fîmâ ba‘d mukâta‘ât-ı merkūmenin bedel-i iltizâmları terakkī bulduğu sûretde ve gerek musakkafâtından vukū‘-yâfte olan mahlûlât cümlesi nâzır ve mürtezika-ı vakıf ma‘rifetleriyle tanzîm ve ma‘rifet-i şer‘le istîfâsı takrîr olunarak râbıta verip kat‘an hıyânet etmeyip vakf-ı mezbûra îrâd kayd etmek ve irâdât-ı sâireyi dahi ber-vech-i sadâkat rü’yet etmek ve mesârif-i vakf-ı mezbûru dahi cümlenin ma‘lûmü olarak mürtezika-i vakf re’y ve ittifâklarıyla harc ve sarf etmek üzere vakf-ı mezbûra kāimmakām nasb ve ta‘yîn buyrulup îrâd ve mesârifine şeyh-i mûmâ-ileyh dahi ber-mûceb-i şürût-ı kadîme nezâret ve ferağ ve intikāl harclarının nısfı kâtib ve rûznâmeci ve câbi beynlerinde kadîmden olageldiği vech üzere iktisâm ve nısfı dahi mütevellî-i merkūm ile kāimmakām-ı mûmâ-ileyh beyninde ber-vech-i münâsafa taksîm ve tevliyet-i mezkûre mütevellî-i merkūme ber-vech-i nân-pâre tevcîh buyrulmağla mukâta‘ât-ı mezkûre bedel-i iltizâmlarının resimleri dahi tasnif olunup nısfı kadîmı üzere kâtib ve rûznâmeci ve câbiye nısf-ı âharı dahi mütevellî-i merkūma verilip ve vukū‘ bulan mahlûlât mu‘accelelerinin dahi resmi vech-i meşrûh üzere taksîm olunup mütevellî-i merkūmun rusûmât-ı mezkûreden senevî makbûzu üç bin guruşa bâliğ olmaz ise fazla-i vakıfdan üç bin guruşa varınca her kaç guruş iktizâ eder ise tahmîl ve mütevellî-i merkūm dahi meblağ-ı mezkûr ile ta‘ayyüş edip ziyâde nesne mütâlebe etmemek üzere huzûr-ı şer‘de ta‘ahhüd etmekle işbu sûret-i ta‘ahhüdleri derc olunarak kāimmakām-ı mûmâ-ileyh Hüseyin Şükrü Efendi’ye bir kıt‘a kāimmakāmlık berâtı ihsân buyrulmak bâbında cümlesi istid‘â-yı inâyet eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî-gurre-i Zilhicce sene [1]217
|