.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 173
Hüküm no: 130
Orijinal metin no: [17a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Minas v. Karabet’in eşinin Molla Mustafa ve Seyyid Hasan Beşe aleyhindeki davasından vazgeçmesi

Davudpaşa mahallesinde berber dükkânı

Ma‘rûz

Bundan akdem hâlik olan Minas v. Karabet nâm zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi Pansemini? bt. Kigork nâm Nasrâniye ile derûn-ı arzuhâlde mastûr sulbî oğlu Manuk nâm sagīre ve sulbiye kebîre kızları Oskohi ve Katarina nâm Nasrâniyelere münhasıra ve tashîh-i meselesi otuz iki sehmden olup, sihâm-ı mezbûreden dört sehmi mersûme Pansemini Nasrâniyeye ve on dört sehmi sagīr-i mesfûr Manuk’a ve yedişer sehmi mersûmetân Oskohi ve Katarina Nasrâniyelere inhisârı ba‘de’t-tahakkuki’ş-şer‘î sagīr-i mersûmun anası ve tesviye-i umûrunu rü’yete vasîyy-i mansûbesi olup şahsı şer‘an mu‘arrefe olan mersûme Pansemini meclis-i şer‘-i münîrde berber esnâfından olup zikri âtî gedik âlâtına vaz‘-ı yedi mütehakkık olan derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism berber Molla Mustafa b. Mehmed nâm kimesne muvâcehesinde İstanbul’da Davudpaşa mahallesinde simitçi fırını hizâsında kâin ma‘lûmü’l-hudûd üç kepenk bir bâb berber dükkânı derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur bir kazgan ve bir leğen ve bir satıl ve bir tas ve bir mangal ve bir ayna ve bir pîş-tahta ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme mûrisim zevcem hâlik-i mesfûrun ile’l-helâk yedinde emvâli, ba‘de helâkihî ber-tashîh-i mezkûr benim ile vasîsi olduğum işbu oğlum sagīr-i mersûma ve kızlarım hâzıretân bi’l-meclis mesfûretâna mevrûs oldukdan sonra biz tashîh-i mezkûr üzere cem‘an on sekiz sehm şâyi‘amız ile sagīr-i mersûmun dahi kezâlik tashîh-i mezkûr üzere on dört sehm hisse-i şâyi‘asıyla ma‘an mesûğ-ı şer‘îye binâen târih-i i‘lâmdan üç buçuk sene mukaddem semen-i misli olan yüz guruş semen-i medfû‘ ve makbûza işbu hâzır bi’l-meclis berber es-Seyyid Hasan Beşe b. Halil nâm kimesneye bâ-hüccet-i şer‘iye bey‘ ve teslîm ve mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan ancak kendi hakkımızda mezbûrun zimmetini ibrâ ve iskāt edip ol dahi ba‘de’l-iştirâ ve’t-teslîm ve’l-kabûl ol dahi mezbûr Molla Mustafa’ya yüz yetmiş guruşa bey‘ ve teslîm etmiş idi. Lâkin ben sagīr-i mersûmun kemâl-i fakr ü zarûreti hasebiyle sagīr-i mezbûrun hisse-i şâyi‘a-i mezkûresini geri taleb ederim deyü mezbûrân Molla Mustafa ve es-Seyyid Hasan Beşe’den bi’l-vesâye taleb ve da‘vâya tasaddî etmiş idim. El-hâletü hâzihî da‘vâ-yı mezkûremden fâriğa olmamla mezbûrân Molla Mustafa ve es-Seyyid Hasan Beşe sagīr-i mersûmun hâline merhameten mallarından teberru‘an sagīr-i mersûm için bana elli guruş def‘ ü teslîm ve sagīr-i mersûmun umûruna sarfla istihlâke emir eylediklerinde ben dahi ber-vech-i muharrer bi’l-vesâye yedlerinden tamamen tesellüm ve ahz ü kabz eyledim deyü ikrârını mezbûrândan her biri tasdîk edip bu vechile kat‘-ı nizâ‘ eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu].

Fî 14 Zilka‘de sene 1222.