.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 177
Hüküm no: 135
Orijinal metin no: [17b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şerife Ayşe’ye, kira arttırımı ve sair bahane ile debbağ esnafını teciz etmemesi hususunda tenbihde bulunulması

Yedikule’de debbâğhâne mâddesi

Ma‘rûz

Dârüssa‘âdeti’ş-şerîfe Ağası hazretlerinin nezâretlerinde âsûde evkāfdan Ayasofya-i kebîr Vakfı’ndan olup İstanbul’da Yedikule hâricinde vâki‘ debbâğhânelerde mevcûd cibâyet-i salhâne hirfet ve ber-vech deyü temessükde tahrîr olunan bir bâb debbâğhânenin beher şehr kırk akçe icâre-i müecceleden on akçe hissesine ve yine diğer bir bâb debbâğhânenin beher şehr otuz yedi akçe icâre-i müecceleden dokuz akçe üç pul hissesine bâ-temessük-i mütevellî mutasarrıfe olan derûn-ı arzuhâlde mezkûretü’l-ism Şerife Âişe bt. Ahmed nâm hatun tarafından husûs-ı âtîde vekîl olduğu zâtını ârifân Ahmed Ağa b. Ali ve Yusuf b. Ali şehâdetleriyle sâbit olan Ali Ağa b. Ali bi’l-ma‘iye rü’yete memûr Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan fazîletlü Mehmed fikri Efendi tarafından mürsel kâtib es-Seyyid Lütfullah Efendi ile du‘âhâne-i dâ‘îlerinde ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde ashâb-ı arzuhâl debbâğ esnâfı kethudâsı Mustafa Ağa ve müsinn ü ihtiyârlarından Süleyman Ağa ve el-Hâc Lütfullah ve Ahmed Ağa ve es-Seyyid Abdülhekim Ağa ve İsmail Usta ve es-Seyyid Ahmed ve es-Seyyid Mustafa ve el-Hâc Ali Ağa ve diğer İsmail ve el-Hâc Mustafa ve sâirleri muvâcehelerinde vakf-ı mezbûr mütevellîsi Kâtib-i Ağa-yı Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe Hafız Mustafa Efendi tarafından mürsel Câbî-i vakf Ahmed Efendi b. Ali nâm kimesne ile debbâğhâne-i mezkûrların âhar hisse mutasarrıfesi Zeliha bt. Halil nâm hatun tarafından husûs-ı âtîde vekîl-i müseccel-i şer‘îsi Ahmed Ağa b. Halil hâzır oldukları hâlde müvekkilem mezbûrenin ber-vech-i bâlâ taht-ı tasarrufunda olan mârrü’z-zikr iki bâb ebniyeli debbâğhâneyi esnâf-ı merkūmun diledikleri ustalara gālî bahâ ile îcâr ve müvekkilem mezbûreye ve sâir hissedârlara kirâ-yı kadîmlerini edâ, ziyâdesini beynlerinde taksîm ve ekl ü bel‘ etmeleriyle zikr olunan debbâğhânelerden müvekkilem mezbûrenin hissesi ifrâz ve taksîm ve dilediği kimesneye îcârına mümâna‘at etmemek üzere esnâf-ı merkūmûna ve vekîl-i mezbûra tenbîh olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-istintâk, esnâf-ı merkūmûn cevâblarında esnâf-ı merkūmûn debbâğhâne hissesi mutasarrıflarından biri fevt oldukda hissesi kızına ve oğluna hasbe’l-âde intikāl edip kirâ-yı kadîmlerini kendülere tamamen edâ olunup oğluna isti‘dâd ve san‘at-ı mezkûreye sâlik oldukda derûnunda sâkin ve san‘at-ı mezkûreyi sâir ustalar misillü i‘mâl edip âhar hisse sâhiblerine mu‘tâd-ı kadîm üzere kirâlarını verip lâkin evlâddan san‘at-ı mezkûreye sâlik olmayan oğluna ve kızı kalır ise kızına kadîmü’l-eyyâmdan beri verilegelen kirâ-yı âdîleri her ne ise verilip emsâli gibi tasarruf edegelmeleriyle müvekkile-i mezbûrenin vech-i meşrûh üzere müdde‘âsı hilâf-ı şurût-ı nizâm ve mugāyir-i de’b-i intizâm olduğundan mâ‘adâ âhara sirâyetle ondan beri veregeldiğimiz umûr-ı mühimmenin ta‘tîline bâ‘is ve şirâze-i nizâmımızın ihtilâline bâdî bir hâlât-ı reddiye olup ve müvekkile-i mezbûrenin hissesi ancak kirâ-yı kadîmi olan beher şehr iki bin sekiz yüz akçeye mütehammil olmağla ziyâde kirâya tahammülü yokdur dediklerinde, istikşâf-ı hâl için kıbel-i şer‘den mürsel keşif nâibimiz Merhabâzâde Mahmud Efendi ve kâtib-i mezbûr es-Seyyid Lütfullah Efendi ve hâssa mi‘mârı hulefâsından Ali Rıza ve es-Seyyid Mustafa Halîfeler ve sâir cerîdede mazbûtü’l-esâmî Müslimîn ile mârrü’l-beyân iki bâb debbâğhânelerin üzerlerine varıp tarafeyn muvâcehelerinde ba‘de’l-keşf ve’l-mu‘âyene ve’n-nazar debbâğhâne-i mezkûrlar bir vechile kābil-i kısmet olmayıp ve iktısâm olunduğu sûretde intifâ‘ mümkün olmadığından gayrı vakf-ı mezkûre dahi muzır olduğunu mi‘mârân-ı mezbûrân ve sâir erbâb-ı vukūf bi’l-ittifâk haber verdiklerini mahâllinde ketb ü tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî ba‘de’l-inhâ hâzırân-ı mezbûrân câbî-i vakf-ı mezbûr Ahmed Efendi ve vekîl-i merkūm Ahmed Ağa’dan her biri husûs-ı mezkûru tasdîk etmeleriyle mûcebince “el-kadîmü [18a] yütrakü alâ-kıdemihî” fehvâsı üzere esnâf-ı mezbûrenin nizâm-ı kadîmlerini ve umûr-ı mühimmenin ta‘tîlinden vikāye zımnında hisse-i mezkûrenin kadîmî kirâsını mâh be-mâh esnâf-ı merkūmûndan alıp ziyâde kirâ artırmak ve âhar gûne ızrâr kasdıyla esnâf-ı merkūmûna rencîde etmemek üzere muvekkilesi için vekîl-i mezbûr Ali Ağa’ya kemâ cera’l-âde tenbîh olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 16 min-Zilka‘de sene 1222.