.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 184
Hüküm no: 144
Orijinal metin no: [18b-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mahbube Kadın’ın bahçesine zararı olduğu iddiasıyla kapatılmasını istediği Çukadar Uzun Seyyid Ali Ağa’nın penceresinin bahçeye zararı olmadığı

Hocapaşa’da menzil mâddesi

Ma‘rûz

Sâdır olan fermân-ı âlî-şâna imtisâlen kıbel-i şer‘i’l-enverden me’zûnen mürsel Kâtib Derviş Hüseyin Efendi bi’l-ma‘iye rü’yete memûr umdetü’l-mevâli’l-izâm hâlâ İstanbul kādısı fazîletlü Mehmed Hidayetullah Efendi tarafından mürsel Kâtib Merhabâzâde Mahmud Efendi ve nezâret-i hazret-i Sadrazamîde âsûde evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan Mehmed Emin Efendi tarafından mürsel Kâtib Hayrullah Efendi İstanbul’da Hocapaşa kurbünde Elvanzâde mahallesinde kâin sâhibe-i arzuhâl Mahbube Kadın’ın taht-ı tasarrufunda olan bir kıt‘a hâriciye bahçesinde mahzar-ı Müslimînde mi‘mâr-ı hâssa tarafından müte‘ayyen Ali Bey ve Halil Halîfeler ile İstanbul kādıları efendiler hazerâtı nezâretlerinde âsûde Hoca Sinan Vakfı’nın mütevellîsi es-Seyyid Mustafa Sâbit Efendi b. es-Seyyid Mehmed ve nezâret-i hazret-i sadâret-penâhîde âsûde evkāfdan Karaki Câmi‘-i şerîfinde va‘ziye ve dersiye ve ahdemesi? Hâce Zeyneb Hatun Vakfı’nın bi’l-meşrûta mütevellîsi müderrisîn-i kirâmdan Ketânîzâde Mahmud Efendi tarafından mürsel müderrisînden Mustafa Efendi hâzır oldukları hâlde akd-i meclis-i şer‘-i âlî etdiklerinde merkūme Mahbube Kadın bt. Abdullah tarafından vekâleti zâtını ârifân Hafız Mehmed Ağa b. Mehmed ve es-Seyyid Mehmed Sadık Çelebi b. İsmail şehâdetleriyle sâbit olan Ahmed Efendi b. Abdullah meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda bahçe-i mezkûra muttasıl merkūme Hâce Zeyneb Hatun Vakfı’ndan bir bâb menzile mutasarrıf olan Çukadâr Uzun es-Seyyid Ali Ağa b. Mehmed mahzarında müvekkilem mezbûre Mahbube Kadın işbu derûnunda akd-i meclis-i şer‘ olunan Hoca Sinan Vakfı’ndan tasarrufunda olan ancak bir kıt‘a köşkü müştemil bahçenin sokak kapısı karşısında olan bir kıt‘a menzil-i kebîrde sâkine olmağla aralıkda müvekkilem mezbûre işbu bahçeyi dahi isti‘mâl eder. Lâkin mezbûr Ali Ağa’nın işbu bahçeye muttasıl menzilinin fevkānîsinde ancak bir bâb odasında olan bir aded muhdes sagīrce penceresinden bahçe-i mezkûre nezâreti olup havâlesi olmağla zikr olunan pencerenin sedd ü bend olunması müvekkilim mezbûrenin murâdıdır dedikde [19a] mezbûr Ali Ağa cevâbında zikr olunan pencere kadîm olup işbu bahçe dahi müvekkile-i mezbûrenin sâkine olduğu menzilinin sokak aşırı ricâle mahsûs bahçe olarak taht-ı tasarrufundadır deyüp fi’l-hakīka bahçe-i mezkûreye nezâreti olan ancak bir aded sagīr pencerenin kadîm olduğu ihbâr olunduğundan başka bahçe-i mezkûre dahi müvekkile-i mezbûrenin sâkine ve mutasarrıfe olduğu menzili müştemilâtından olmayıp sokak aşırı bir aded köşkü müştemil ricâle mahsûs olup ol-vechile makarr-ı nisvân olmadığı dahi lede’l-mu‘âyene zâhir olduğundan mâ‘adâ mi‘mârân-ı mezbûrân dahi ihbâr etmeleriyle zikr olunan pencere kadîmî vech üzere terk olunup sedd ü bend olunmamak iktizâ eylediğini mahâllinde vekîl-i mezbûra tefhîm eylediklerini kâtibûn-ı mezbûrûn tahrîr ve ma‘an mürsel ümenâ-i şer‘den Çukadâr Muhtâr Ağa ve Muhzır Mehmed Ağa ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr eyledikleri huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 25 Za sene 1222.