.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 220
Hüküm no: 189
Orijinal metin no: [24a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Haffafân-ı cedid esnafına sefer esnasında yamak olan sağrıcı esnafının vermesi gereken iâneyi haffafân esnafına ödemesi

Haffâfân ile sağrıcıların mâddesi,

Ma‘rûz

“Mâdde-i merkūmeyi erbâb-ı vukūfdan ve sâir huzûru lâzım gelenleri celb ile bi’l-istintâk tahkīk birle hakīkat ve keyfiyet ve muktezâsını i‘lâm eyleyesin” deyü bu dâ‘îlerine hitâben şeref-bahş-ı sudûr olan fermân-ı cihân-mutâ‘a imtisâlen haffâfân esnâfının Başkethudâsı el-Hâc İbrahim Ağa ve hüsn-i ihtiyârlarından mazbûtü’l-esâmî kimesneler meclis-i şer‘-i münîrde ashâb-ı arzuhâl Âsitâne-i aliyye’de Kapan-ı dakīk dâhilinde kâin sağrıcı esnâfının ahî babaları Mehmed Ağa ve Kethudâları Derviş Abdülbâki Ağa ve Yiğitbaşıları Hasan Ağa ve esnâfdan Ali Ağa ve diğer Ali Ağa ve sâirleri muvâcehelerinde Dikicibaşı Süleyman Ağa ve tâcirler kethudâsı İsmail Ağa ve Hafız el-Hâc Mehmed Efendi ve sâir erbâb-ı vukūf hâzır oldukları hâlde sağrıcı esnâfı merkūmûn esfâr-ı sâbıkāda ihrâc olunan ordu-yı hümâyûn ma‘iyetinde gidecek esnâfdan haffâfân-ı cedîd hırfetine yamak ve mülhak olup lâkin bu sene-i mübârekede yamaklık nâmıyla veregeldikleri iki bin yedi yüz akçe imdâdiyeyi bu âna kadar vermeyip yedlerinde kalmağla taleb ederiz dediklerinde sağrıcı esnâfı mezbûrûn dahi cevâblarında bizler mahâll-i mezkûrda kılıç sağrıcısı esnâfından olup asıl sağrıcı esnâfı kimler ise onlardan mutâlebe eylesinler deyü meblağ-ı merkūmu vermekden imtinâ‘ etmeleriyle evvelâ husûs-ı mezkûr hâzırûn-ı merkūmûndan istintâk olundukda hâmiş-i arzuhâlde mastûr teşrîfâtdan muhrec derkenâr nâtık olduğu üzere sağrıcı esnâfı baş[k]a ve kılıç sağrıcı esnâfı başka olmayıp mutlakan sağrıcı esnâfı bir tâife olup ahî babaları ve kethudâları ve ihtiyârları merkūmûn olmağla haffâfân-ı cedîd hırfeti müdde‘iyûn-ı mezbûrûna mâ-tekaddümden berü yamak ve mülhak olup iki bin yedi yüz akçe imdâdiye veregeldikleri cümlemizin ma‘lûmudur deyü bi’l-muvâcehe haber vermeleriyle ol-vechile sağrıcı esnâfı merkūmûn dahi mücâb ve mülzem olduklarından gayrı meblağ-ı merkūm iki bin yedi yüz akçe imdâdiyeyi haffâfân-ı cedîd hırfeti müdde‘ûn-ı mezbûrûna meclis-i şer‘de tamamen edâ ve teslîm edip bu vechile kat‘-ı nizâ‘ eyledikleri İstanbul mahkemesinden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu.]

Fî 25 Zilhicce sene 1222.