|
İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809) cilt: 85, sayfa: 261 Hüküm no: 230 Orijinal metin no: [30a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Rukiye Hanım’ın eşi Seyyid Hafız Mehmed Salih’ten boşanması ve mehir ve sair alacağını tahsil etmesi
Tatlîk
Ma‘rûz
Sâhibe-i arzuhâl Rukiye Hanım bt. Mustafa Ağa tarafından husûs-ı âtîde vekîl olduğu zâtını ârifân es-Seyyid Mustafa Ağa b. es-Seyyid Ali ve Halil Ağa b. İbrahim nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan el-Hâc Abdullah Ağa b. Mehmed Emin meclis-i şer‘-i münîrde zevc-i mutallıkı derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism es-Seyyid Hafız Mehmed Salih Efendi b. es-Seyyid el-Hâc İbrahim Ağa mahzarında mezbûr es-Seyyid Hafız Mehmed Salih Efendi müvekkilem mezbûrenin zevc-i dâhili olup târih-i i‘lâmdan bir ay mukaddem müvekkilem mezbûreyi tatlîk etmekle zimmetinde mütekarrir ve ma‘kūdün-aleyh olan altı yüz elli guruş mehr-i müecceli ile nafaka-i iddet-i bâkıyesi ve meûnet-i süknâsı mukābelelerinde bi’t-terâzî beynlerinde ta‘yîn olunan elli guruş ve mezbûr es-Seyyid Hafız Mehmed Salih Efendi’nin müvekkilem mezbûreye hîn-i zevciyetde nişân ve yüz görümlüğü ve yedilik olmak üzere ilbâs ve kendüye hibe edip ba‘dehû âriyetdir diyerek yedinden bi-gayrı hakkın ahz eylediği mecmû‘u bin beş yüz altmış guruş kıymetli güneş resminde bir elmas çiçek ve bir elmas çelenk ve bir zümrüd yüzük ve nafebaşıya kaplı bir semmûr kürk ve bir çubuklu şal müdde‘âsından mezbûr es-Seyyid Hafız Mehmed Salih Efendi ile an inkâr bi’t-tav‘ ve’r-rızâ üç yüz guruş üzerine bi’l-vekâle sulh olmamla bedel-i sulh-ı merkūm üç yüz guruş ki cem‘an bin guruş ve müvekkilem mezbûrenin malından mezbûrun kezâlik bi-gayrı hakkın ahz ve hâlâ yedinde bi-a‘yânihâ mevcûde olan bir şal entari ve bir işleme şalvar ve dört yorgan ve incili olarak bir ayna ve bir tahta pâbuşu ve ma‘lûmü’l-vezn evânî-i nühâsiyeden mâ‘adâ hukūk-ı zevciyete ve eşyâ-yı muharrere-i mezkûrenin ziyâde kıymetleri olan bin iki yüz altmış guruşa ve ibtidâ-yı zevciyetden işbu târih-i i‘lâma gelince sâir cemî‘ hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allika mutlakan âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mutâlebâtdan her birimiz âharın zimmetini şurût-ı müfsideden ârî ve uhûd-ı mubtıladan berî ibrâ-yı âmm-ı sahîh-i şer‘î ve iskāt-ı tamm-ı sarîh-i mer‘î ile bi’l-asâle ve bi’l-vekâle ibrâ ve iskāt ve her birimiz ber-vech-i meşrûh âharın ibrâsını kabûl eyledik dedikde mukırr-ı vekîl-i mezbûr el-Hâc Abdullah Ağa’nın bi’l-cümle takrîr-i meşrûhunu merkūm es-Seyyid Hafız Mehmed Salih Efendi tasdîk ve ber-vech-i meşrûh kabûlü hâvî ibrâ eylediğini ve ibrâdan müstesnâ meblağ-ı mecmû‘-ı mezkûr bin guruş zimmetinde müvekkile-i mezbûreye deyni olduğunu ve sâlifü’l-beyân bir şal entari ve bir işleme şalvar ve dört yorgan ve ayna ve pabûş ve evânî-i nühâsiye yedinde bi-a‘yânihâ mevcûde olduğunu bi-tamamihi tâyi‘an ve kat‘iyyen ikrâr ü i‘tirâf ve müvekkile-i mezbûre Rukiye Hanım için müdde‘î-i vekîl-i mezbûra edâ ve teslîme müte‘ahhid olup bu vechile külliyen kat‘-ı nizâ‘ eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 18 S sene 1223.
|