|
İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809) cilt: 85, sayfa: 299 Hüküm no: 269 Orijinal metin no: [36b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Saraylı Ayşe diğer adıyla Ruybend Kadın’ın eski eşi Osman aleyhindeki menzil davasında anlaşma sağlanması
Mollagürânî’de menzil mâddesi,
Ma‘rûz
Dergâh-ı âlî yeniçerileri ocağında hâlâ serdârlar kâtibi olan sâhib-i arzuhâl Osman Efendi b. el-Hâc Süleyman’ın zevce-i mutallakası olup derûn-ı arzuhâlde mezkûretü’l-ism mu‘arrefetü’z-zât Saraylı Âişe nâm-ı diğer Ruybend Kadın bt. Abdullah bi’l-ma‘iye rü’yete memûr nezâret-i hazret-i Şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde âsûde evkāf müfettişi eşrâf-ı kuzât-ı kirâmdan fazîletlü el-Hâc Mehmed Sadık Efendi ve Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi müderrisîn-i zevi’l-ihtirâmdan fazîletlü Mehmed Fikri Efendi tarafından mürsel başkâtib müderrisînden es-Seyyid Mehmed Ârif Efendi ile du‘âhânemizde ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde mezbûr Osman Efendi mahzarında nezâret-i hazret-i müşârün-ileyhde âsûde evkāfdan Şeyhülislâm-ı esbak merhûm Mirzazâde es-Seyyid Mehmed Said Efendi Vakfı’nın bi’l-meşrûta mütevellîsi taraflarından mürsel vekîli câbî-i vâkıf Hatibzâde Mustafa Efendi ve Bâbüssa‘âdeti’ş-şerîfe ağası nezâretlerinde âsûde evkāfdan Şehrî Mehmed Efendi Vakfı’nın mütevellîsi Mehmed Sadık Efendi tarafından mürsel vekîli Teberdâr el-Hâc Mehmed Ârif Ağa ve nezâret-i dâ‘îlerinde âsûde evkāfdan Çelebioğlu Hoca Alâaddin Vakfı’nın kāimmakām-ı mütevellîsi es-Seyyid Mehmed Nuri Efendi tarafından mürsel vekîli es-Seyyid Mehmed Said Ağa’dan her biri hâzır oldukları hâlde evkāf-ı selâse-i mezkûre musakkafâtından İstanbul’da Molla Gürânî mahallesinde vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd ve’l-müştemilât bir bâb menzil-i kebîr-i mezbûr Osman Efendi’nin bi’l-icâreteyn mütevellî temessükleri mantûklarınca taht-ı tasarrufunda iken sene-i sâbıkā evâilinde mezbûr Osman Efendi menzil-i mezkûrun rub‘unu zevciyet beynimizde kāime iken bana mütevellîleri ma‘rifetleriyle ferâğ ve tefvîz, ben dahi tefevvüz ve kabûl ve rub‘ menzil-i mezkûra müte‘allika da‘vâdan benim zimmetimi kabûlümü hâvî ibrâ ve iskāt etmiş iken hâlâ menzil-i mezkûrdan rub‘ hissemi mezbûr Osman Efendi fuzûlî zabt ve vaz‘-ı yed etmekle benim menzil-i mezkûrda olan rub‘ hissemi ifrâz ve bana teslîme mezbûr Osman Efendi’ye tenbîh olunmak matlûbumdur deyü da‘vâya tasaddî eylediğimde, ol dahi cevâbında, ben menzil-i mezkûrun rub‘unu sana ölünce geçinmek şartıyla vermemle şartla ferâğın adem-i sıhhatine binâen rub‘ menzil-i mezkûru mütevellîleri ma‘rifetleriyle gerü red ve ferâğ olunması murâdımdır deyü ber-vech-i muharrer ibrâ müdde‘âmı inkâr ve ol-vechile beynimizde ba‘de vukū‘i’l-münâza‘a bâ-vesâtet-i muslihîn beynimiz tevkīf ve ıslâh olunup mezbûr Osman Efendi rızâsıyla bana malından teberru‘an bin yüz guruş def‘ ü teslîm eylediğinde ben dahi yedinden tamamen ve kâmilen ahz ü kabz ve istihlâk edip ferâğ-ı mezkûr şart-ı müfsid ile olduğunu tasdîk ve rub‘ menzil-i mezkûru ke’l-evvel mezbûr Osman Efendi’ye hüsn-i rızâ ve tayyib-i hâtırımla red ve ferâğ eylediğimde ol dahi tefevvüz ve kabûl ve mütevellî vekîlleri hâzırûn-ı mezbûrûn dahi merkūm Osman Efendi’nin tasarrufuna izin vermeleriyle ol-vechile menzil-i mezkûrun rub‘ hissesinde benim aslâ ve kat‘a alâka ve medhalim kalmayıp mezbûrun dâhil-i havza-i tasarrufu olmuşdur deyü ikrâr ve tasdîkleri İstanbul Mahkemesi’nden tescîl ve huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 11 Ra sene 1223.
|