.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 391
Hüküm no: 376
Orijinal metin no: [51b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Sandalcı esnafının Bursa’dan getirtilen ve meşdud denilen kumaşın fiyatının pahalı olduğundan şikâyetleri

Sandalcıların meşdûd nizâ‘ı

Ma‘rûz

Sandalcı esnâfının Bâb-ı âlî’ye takdîm eyledikleri arzuhâli bâlâsında işbu arzuhâle nazar ve ashâb-ı arzuhâli istintâk ve tahkīk-i mâdde birle keyfiyet ve iktizâsını i‘lâma himmet eyleyesiz deyü bu dâ‘îlerine hitâben sâdır olan emr-i âlîlerine imtisâlen ashâb-ı arzuhâl bi’l-cümle sandalcı esnâfı meclis-i şer‘-i münîrde mahrûse-i Bursa’dan hâmcı? ta‘bîr olunur meşdûd celb eder tüccâr hâzır olduğu hâlde işbu arzuhâle ba‘de’n-nazar istintâk olunduklarında bir sene mukaddem meşdûdun beher kıyyesi mahrûse-i mezûrede otuz sekiz guruşa bey‘ olunduğu hâlde mîzân-ı harîr diyerek iki guruş dahi zam ve ol-vechile kırk guruşa bâliğ olup bu tarîkle Âsitâne-i aliyye’ye irsâl ve minvâl-i muharrer üzere bizler iştirâ ve i‘mâl ve ibâdullâha bey‘ eder iken zam olunan iki guruş mîzân-ı harîr fukarâ ve zu‘afâ ve re‘âyâ vü berâyâya şefkat ve merhamet buyurulup bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn afv ve tenzîl ve bu sûretde meşdûdun evvelki bahâsından tenzîli iktizâ eder iken mahrûse-i mezbûrede sâkin meşdûd erbâbı fırsat-yâb olup tama‘-ı hâmlarına teba‘iyetle kırk beş ve elli ve elli üç guruşa kadar bir vakıyye meşdûdu iblâğ ve bu minvâl üzere hâzırûn-ı mezbûrûna irsâl ve bizler dahi bi’z-zarûre iştirâ ve nesc ve i‘mâl eylediğimiz akmişeyi ibâdullâha gālî bahâ ile fürûhta muhtâc olmamızla bu keyfiyet fukarâ ve zu‘afânın mağbûn ve mutazarrır ve perîşânlıklarını mûcib bir hâlet-i reddiye olduğuna binâen bu def‘a fukarâ ve zu‘afâ ve erâmil ve yetâmânın ahvâl-i perîşânlarına merhameten bâ-irâde-i seniyye-i hazret-i şehin-şâhî cemî‘ eşyâyı tenzîl ile narh ve nizâm verildiğine mebnî bizlerin daha i‘mâl eylediğimiz akmeşenin vech-i lâyıkıyla tenzîli beher hâl meşdûdun tenzîline mütevakkıf olduğuna binâen tama‘-ı hâmlarına terakkī eyledikleri meşdûdun beher kıyyesi meclis-i şer‘-i enverde mahrûse-i mezbûrede kırk iki buçuk guruşa ve Âsitâne-i aliyye’de ma‘a harc ve fâide kırk beş guruşa tanzîm ve bu vechile hâzırûn-ı mezbûrûn ta‘ahhüd ve ona kıyâsen bizler dahi akmişenin her bir zirâ‘ında tenzîl ile narh ve yedimize taraf-ı şer‘den memhûr defter i‘tâ olunmuş ise de akmişenin cüz’-i a‘zamı olan meşdûdun minvâl-i [muharrer] üzere irsâl eylemeleri zımnında mahrûse-i mezbûrede sâkinûn meşdûdculara müte‘âkiben mufassal ve meşrûh mekâtib tahrîr ve irsâl eylediğimizde mezbûrûn cevâblarında el-hâletü hâzihî yedlerimizde mevcûd meşdûd olmayıp bir iki mâh zarfında yeni harîr zuhûrunda meşdûdu minvâl-i meşrûh üzere bey‘ ü şirâ ederiz diyerek a‘zâr-ı vâhiye îrâdıyla tahrîrâtları vârid olup mezbûrûnun cevâb-ı nâ-savâbları işbu nizâm-ı müstahsenenin fesâdını müstelzim ve mûcib bir hâlet-i re[ddi]ye olacağı ve merkūmûnun yedlerinde mevcûd olan bundan böyle Âsitâne-i aliyye’ye dört mâh vefâ ve idâre edecek yedlerinde meşdûdları olduğu zâhir ve âşikâr olmağla taraf-ı Devlet-i aliyye’den mezbûrûn üzerine bir mübâşir ta‘yîniyle [52a] mahâllinde narh-ı mezbûr üzere Âsitâne-i aliyye’ye müstevfâ meşdûd irsâl ve bundan böyle vech-i lâyıkı üzere irsâle müsâra‘at ve vakten mine’l-evkāt zarûret çekilmeyip ibâdullâhın bu vechile mağbûn ve mutazarrır olmamasına ta‘ahhüd ve tekeffül ederler ise fe-ni‘me’l-matlûb eğer inâd ve muhâlefetlerinde ısrâr ve bu tarîkle ibâdullâha ızrâr ederler ise haklarında iktizâ eden tedîbât-ı lâyıkaların icrâ için husûs-ı merkūmun husûl ve adem-i husulü yedlerinde olan mîzân-ı harîr emîni el-Hâc es-Seyyid Mehmed Ağa ve Dolabcıyân Kethudâsı el-Hâc es-Seyyid İsmail Ağa ve Kadıncıkzâde Osman Ağa ve İnegöllü el-Hâc Mehmed Ağa ve Leprükzâde? el-Hâc İsmail Efendi ve Veledoğlu el-Hâc Hafız Efendi ve mîzânî çırağı Emin Ağa ve es-Seyyid el-Hâc Mehmed Efendi ve müjde ve dellâlları koca kolluk oğlu el-Hâc Şerif ve es-Seyyid el-Hâc Esad Ağa nâm kimesnelerin Âsitâne-i aliyye’ye ihzârlarını bi’l-cümle esnâf-ı hâzırûn-ı mezbûrûn istirhâm etmeleriyle fî-nefsi’l-emr merkūmûnun takrîrleri vâkı‘a mutâbık ve nefsü’l-emre muvâfık olmağla husûs-ı mezbûrda Âsitâne-i aliyye’nin refâh-ı hâl üzere olacağı mütebeyyin olmağla istid‘â ve istirhâmlarına müsâ‘ade-i aliyye erzânî buyurulmak bâbında Bursa hâkimine ve zâbitlerine hitâben bu husûsun devam ve istikrârı zımnında müekked ve müşedded bir kıt‘a emr-i âlînin sudûru iktizâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu].

Fî 7 Ca sene 1223.