İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809) cilt: 85, sayfa: 402 Hüküm no: 387 Orijinal metin no: [53b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Rabia bt. Abdullah’ın dükkânında kiracı olan Eğeci Hafız Mehmed’i kira artırımı ve sair bahane ile dükkânından çıkarmaması
Ayazmakapısı’nda Eğeci dükkânı
Ma‘rûz
Derûn-ı arzuhâlde mezkûretü’l-ism mu‘arrefetü’z-zât Rabia bt. Abdullah nâm hatun Çarşamba günü arz odasında huzûr-ı hazret-i kāimmakām-ı âlî-makāmîde ma‘kūd ve meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî dükkânda müşâhereten müsteciri ve derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmenin nısf hisse-i şâyi‘asının mâliki eğeci esnâfından sâhib-i arzuhâl Hafız Mehmed b. Mustafa nâm kimesne muvâcehesinde Âsitâne-i aliyye’de vâki‘ eğeci ve kösüreci ve destereci ve burgucu ve kazgancı esnâfının kethudâları ve yiğitbaşıları ve bi’l-cümle ustaları hâzır oldukları hâlde İstanbul’da Ayazmakapısı dâhilinde kâin bi’l-icâreteyn taht-ı tasarrufumda olan bir bâb eğeci dükkânında mezbûr Hafız Mehmed müşâhereten müstecirim olup mâh be-mâh kirâsını bana edâ edegelip lâkin ben dükkân-ı mezkûrda zevcim işbu hâzır bi’l-meclis Ahmed Beşe’yi iskân murâd etmemle dükkân-ı mezkûrdan hurûca mezbûr Hafız Mehmed’e tenbîh olunmak matlûbumdur deyü da‘vâ etdikde, ol dahi cevâbında fi’l-hakīka müdde‘iye-i mezbûrenin mutasarrıfe olduğu dükkân-ı mezkûrda müşâhereten müstecir olduğunu ikrâr lâkin derûnunda mevcûde gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme her ne kadar aklâmda mukayyed değil ise dahi tedâvül-i eyâdî ile babamızdan müntakil benimle karındaşım Mustafa nâm sagīrin yedimizde bi’l-irsi’ş-şer‘î mülkümüz olduğundan mâ‘adâ Âsitâne-i aliyye’de vâki‘ bi’l-cümle eğeci ve kösüreci ve destereci ve burgucu ve kazgancı esnâfı mühimmât-ı seferiyeye ve Cebehâne ve Tophâne-i âmire ve Tersâne-i ma‘mûreye iktizâ eden levâzımât-ı ma‘lûmeyi lede’l-mutâlebe vakt ü zamanıyla tasnî‘ ve i‘mâl ve ol-vechile hidemât-ı mîriyede müstahdem olmalarıyla müsâ‘ade olunur ise sâire sirâyet ile esnâf-ı merkūmeyi perâkende vü perîşân ve umûr-ı mühimmenin tehîr ve ta‘tîline bâ‘is olacağı bir keyfiyet olmağla kadîmden beri sâkinler olup müstecir oldukları dekâkinin kadîmî kirâlarını ashâb-ı dekâkine edâda cevr ü ezâ ve ta‘allül ve muhâlefet etmedikleri hâlde ashâb-ı dekâkin mücerred kirâ artırmak ve sâir gûnâ bahâne ile müstecirlerini ihrâca tasaddî ve rencîde eylemeleri mesbûk olmamağla müdde‘iye-i mezbûre Rabia Hatun dahi kirâ-yı kadîmini alıp ihrâcıma tasaddî etmesin dedikde, husûs-ı mezkûr esnâf-ı hâzırûn-ı merkūmûndan istintâk olundukda onlar dahi cevâblarında hâl mukırr-ı mezbûr Hafız Mehmed’in bi’l-cümle takrîrine mutâbık ve nefsü’l-emre muvâfık olduğunu her biri bi’l-muvâcehe haber vermeleriyle bu sûretde gedik nizâmı husûsu esnâf-ı şettâ beynlerinde müte‘ârif olduğu gibi esnâf-ı merkūme beynlerinde dahi müte‘ârif ve meşhûr olmağla mezbûr Hafız Mehmed dükkân-ı mezkûrun mâh be-mâh kirâ-yı kadîmini bilâ-ta‘allül edâ eyledikçe ihrâç dâ‘iyesiyle ihtilâl-i nizâm ve umûr-ı mühimmenin ukde-i tehîrine bâ‘is olmamak üzere müdde‘iye-i mezbûre Rabia Hatun’a tefhîm olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 12 min-Cemâziyelûlâ sene 1223.
|