.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 417
Hüküm no: 400
Orijinal metin no: [56a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Fatma Hatun’un Hasanpaşa Hanı yakınlarındaki terzi dükkânının eskiden tütüncü dükkânı olduğu anlaşıldığından firar eden kiracısı Terzi Nihapet’in yerine kirasını düzenli ödemek kaydıyla karısı Gevher bt. Delot’un uhdesinde kalmasına karar verildiği

Hasanpaşa Hanı kurbünde derzi gediği

Ma‘rûz

Mahrûse-i Galata’ya muzâfe Kabataş nâm mahalle sâkine Şerife Fatma Hatun bt. el-Hâc Mehmed tarafından husûs-ı âti’l-beyânda vekîl olduğu zâtını ârifân el-Hâc Ahmed Ağa b. el-Hâc İsmail ve Mehmed Emin Ağa b. Abdurrahman nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Hafız Osman Efendi b. el-Hâc Ali meclis-i şer‘-i münîrde İstanbul’da Langa Yenikapısı dâhilinde mütemekkine şahsı mu‘arrefe Gevher bt. Delot nâm Nasrâniye muvâcehesinde Âsitâne-i aliyye’de vâki‘ tütüncü esnâfının kethudâsı İbrahim Ağa ve yiğitbaşısı es-Seyyid Abdullah ve esnâfından sâir mazbûtü’l-esâmî kimesneler hâzır oldukları hâlde İstanbul’da Hasanpaşa Hanı ittisâlinde fırın karşısında kâin bir bâb derzi dükkânı müvekkilem mezbûre Şerife Fatma Hatun’un bi’l-icâreteyn taht-ı tasarrufundan olup dükkân-ı mezkûrda beher şehr dört guruş kirâ ile mersûme Gevher Nasrâniyenin zevci derzi Nihapet zimmî müşâhereten müstecir iken zimmî-i mersûm bundan akdem firâr ve gaybet-i münkatı‘a ile gāib ve ol-vechile dükkân-ı mezkûr mu‘attal kalmağla müvekkilem mezbûre dükkân-ı mezkûru bu esnâda âhara îcâr murâd eylediğinde mesfûre Gevher Nasrâniye îcârına mümâna‘at etmekle mümâna‘atı men‘ ü def‘ olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur dedikde mersûme Gevher Nasrâniye dahi cevâbında dükkân-ı mezkûr eğerçi müvekkile-i mezbûre Şerife Fatma Hatun’un tasarrufunda olup lâkin derûnunda mevcûde âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme kadîmden tütüncü gediği olmak üzere işbu yedimde olup bir kıt‘a arzuhâl hâmişinde mastûr Ma‘den Kalemi’nden muhrec derkenâr nâtık olduğu üzere fırın-ı mezbûr karşısında mahâll-i mezbûrda el-Hâc Ahmed dükkânı diyerek mukayyed ve ma‘dûd ve mu‘teber olarak işbu hâzır bi’l-meclis Serope v. Hazar nâm zimmînin yedinde müstakıllen mülkü iken zimmî-i mersûm bundan akdem gedik ta‘bîr olunan âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeyi üç yüz elli guruş semen-i medfû‘ ve makbûza bana bey‘ ve temlik ve teslîm ben dahi iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabûl eylediğimden sonra derûnunda olan âlat ve eşyâ-i ma‘lûmeyi ihrâc ve bir mahalle vaz‘ ve zevcim gāib-i mersûm Nihapet zimmîyi derzi olmak takrîbiyle temekkün etdirip mâh be-mâh kirâ-yı kadîmini mutasarrıfesi müvekkile-i mezbûreye tamamen edâ ve teslîm edip lâkin bu esnâda zevcim mersûm firâr etmekle dükkân-ı mezkûr kapalı kalıp her kaç guruş kirâ terâküm eder ise ben gedik sâhibesi olduğuma binâen edâ ederim dedikde evvelen husûs-ı mezbûr hâzırûn-ı mezbûrûn kethudâ ve bi’l-cümle ustalardan istintâk olundukda dükkân-ı mezkûr kat‘a tütüncü dükkânı olmayıp ve derûnunda tütün dahi bey‘ olunduğu yokdur dediklerinde istikşâf-ı hâl için kethudâ-yı hâzır-ı mezbûrun yedinde olan Ma‘den Kalemi’nin müfredât defteri sûretine nazar olundukda fırın-ı mezkûr karşısında Abdullah Ağa ve mahâll-i mezbûrda Derviş Hasan ve yine mahâll-i mezbûrda Hacı Ahmed dükkânı deyü musarrah olduğuna binâen kıbel-i şer‘den mürsel Kâtib-i sânî Merhabâzâde Mahmud Efendi İstanbul’da Hasanpaşa Hanı civârına varıp tarafeyn muvâcehelerinde yine esnâf-ı merkūmûn hâzır oldukları hâlde bi’l-cümle ahâliden suâl eylediğinde Hasanpaşa Hanı ittisâlinde fırın karşısında Abdullah Ağa dükkânı ve mahâll-i mezbûrda Derviş Hasan dükkânı el-yevm tütüncü olarak mevcûd ve yine mahâll-i mezbûrda el-Hâc Ahmed dükkânı deyü mukayyed olan dükkân işbu münâza‘un-fîh olan dükkân olduğunu ve mukaddemâ derûnunda tütün bey‘ olunduğu mazbûtü’l-esâmî kimesneler haber verdiklerini kâtib-i mezbûr dâ‘îleri mahâllinde ketb ü tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip tarafeyn muvâcehelerinde inhâ ve takrîr etdikden sonra hâzırûn-ı mezbûrûn kethudâ ve bi’l-cümle ustalar dahi dükkân-ı mezkûr kalemde mukayyed olan el-Hâc Ahmed dükkânı ve kadîmî tütüncü gediği olduğunu ikrâr ü i‘tirâf ve vekîl-i mezbûr dahi tasdîk etmeğin ol-vechile dükkân-ı mezkûr kadîm tütüncü gediği olduğu zâhir ve âşikâr olmağın mersûme Gevher Nasrâniye mâh be-mâh kirâ-yı kadîmî olan dörder guruşu mutasarrıfesi müvekkile-i mezbûreye bilâ-te‘allül edâ ve teslîm eyledikçe gedik-i mezkûre mümâna‘at etmemek üzere vekîl-i mezbûr Hafız Osman Efendi’ye tefhîm olunduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 25 Ca sene 1223.