.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 424
Hüküm no: 407
Orijinal metin no: [57b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Tüm sandalcı esnafının uymaları gereken nizamlarını içerir ferman talep ettikleri

Sandalcı esnâfına dâir

Ma‘rûz

Hüdavendigâr-ı sâbık Sultan Selim Han hazretlerinin medîne-i Üsküdar’da vâki‘ müceddeden binâ ve ihyâsına muvaffak oldukları câmi‘-i şerîfleri evkāf-ı hümâyûnlarına merbût olup medîne-i mezkûrede iskân olunan sandalcı esnâfından mâ‘adâ Âsitâne-i aliyye ve Bilâd-ı selâse’de vâki‘ bi’l-cümle sandalcı esnâfı meclis-i şer‘-i münîrde esnâf-ı merkūmenin nizâm ustalarından Ademzâde es-Seyyid el-Hâc Mehmed Said Efendi ve Bektaşzâde Mehmed Emin Efendi ve Ağahamamlı es-Seyyid İbrahim Ağa ve es-Seyyid Abdi Ağa ve es-Seyyid Abdülkerim Ağa ve es-Seyyid Halil Ağa ve sâdâtzâde es-Seyyid el-Hâc Osman Ağa ve es-Seyyid el-Hâc Hamza Ağa ve es-Seyyid el-Hâc Mahmud Ağa ve Samatyalı Mustafa Ağa ve Dürrîzâde es-Seyyid Ahmed Ağa ve es-Seyyid el-Hâc Makrîzâde es-Seyyid Mehmed Ağa ve re‘âyâ ustabaşıları İsterati ve Simyon ve Anesti ve Mısırlı Aci Yani ve Hasköylü Yani ve Aci Yorgi ve Üsküdar’da Anaştaş ve Aslan ve Atlascıoğlu Ligori ve Aci Praşkova ve İstefani ve İsak ve Mersis oğlu Agop ve Arab Anton ve Aci Abraham ve Tulumbacı Corci ve Cenboş oğlu Artin ve Kumkapılı Nişan ve Hamparson oğlu Haçador ve Aci Nikfor ve Doğan oğlu Nikola ve Mengenecioğlu Dimitri nâm otuz dört nefer Müslim ve zimmîler hâzır oldukları hâlde bâ-berât-ı âlî-şân kethudâları olan es-Seyyid Hafız Mehmed Emin Ağa ve bâ-hüccet-i şer‘iye vekîli es-Seyyid Mehmed Sâlih Ağa ve yiğitbaşıları es-Seyyid İbrahim ve es-Seyyid el-Hâc Mehmed ve re‘âyâ işcibaşıları Kostandi ve Agop muvâcehelerinde herbiri takrîr-i kelâm edip işbu yedimizde olup bâlâsı mübârek hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ile müzeyyen bir kıt‘a fermân-ı âlî-şânda münderic Şam alacası taklîdi kumaşın arzı altı rub‘ olduğundan iştirâ eden fukarâ esvâb kat‘ eylediğinde biçme gelmediğinden fukarâya bir nev‘ hasâr olduğundan mâ‘adâ esvâb kat‘ edenler çıkmadı deyü geri getirip beynimizde kāl ü kīli mûcib olduğuna binâen altı rub‘a bir rub‘ dahi zamla arzı yedi rub‘ olmak üzere Şam alacası ve Diyârbakır taklîdi şalî misillü olarak dört bin tel harîrden Menteşe ve Köprü ipliğiyle ve kapıkulu ta‘bîr olunur keremsûd dahi altı rub‘ olup bir rub‘ zammıyla Menteşe ve Köprü ipliğiyle iki bin dört yüz tel harîrden i‘mâl olunup hilâfı hareket edenler olur ise tedîb olunması ve zikr olunan Menteşe ve Köprü ve Haleb ipliği misillü emti‘adan mâ‘adâ ağır şalî ve taraklı tehliyeli ve kemerli öbeği yapağı ta‘bîr olunan emti‘amıza girmeyip bu makūle ağır kumaşlar Hind ve Flemenk ipliğinden i‘mâl olunup mâ‘adâ iplik ile i‘mâl olunmak lâzım gelir ise kalb ve redî olmağla ilâve ederi olur ise tedîb olunmak ve el-yevm bezzâzistânda bey‘ olunan Edirne sandalı yalın kat meşdûddan olduğu ecilden kalb ve redî olup bundan akdem bizlerin dahi nesc ve i‘mâl eylediğimiz Edirne taklîdi sandal yalın kat olup kalb ve redî olduğundan istid‘âmız ile bâ-fermân-ı âlî men‘ ü def‘ olunmuş idi. El-hâletü hâzihî Bursa meşdûduyla iki bin dört yüz tel harîrden arzı bir arşun beher arşunu beş dirhem ve Edirne sandalından a‘lâ olup ve bahâsından birkaç para noksânıyla ibâdullâha bey‘ olunmak üzere ta‘ahhüd ve hilâfı hareket ederi olur ise tedîb olunması işbu hâzırûn-ı merkūmûn nizâm ustaları ve ustabaşılarımız olup bi’l-ittifâk cümle umûr ve husûsumuzu rü’yet ve içlerimizden eğer hâzırûn-ı merkūmûna muhâlefet eder olur ise tedîb-i lâyıkası icrâ ve hâzırûn-ı merkūmûndan hilâf-ı nizâm-ı esnâf ve hilâf-ı şer‘-i şerîf bir gûnâ te‘addîleri zuhûr eder ise cümle esnâf ma‘rifetiyle ve ma‘rifet-i şer‘le ihrâc ve yerine cümlenin mu‘temedi kimesneler nasb ü ta‘yîn olunmak ve fermân-ı âlî-şânımızda mastûr bi’l-cümle emti‘amız destgâhından çıkdıkda doğru kethudâmız huzûruna getirilip tûl ve arzına ve kalb ve redî olmamasına ba‘de’n-nazar küfelâya rabt olunmuş dellâllarımız vesâtetiyle mezâda verilmek ve bezzâzistân dellâllerimiz mechûlü’l-ahvâl ve kefîlsiz olmayıp ve bir kimesne dellâl olmak murâd eyledikde muhkem kefîl verip ve verdiği kefîl esnâfa mahsûs olmayıp her kim olur ise olsun kefîle rabt olunması ve kezâlik emr-i mezkûrda musarrah emti‘a-i mahsûsamız olan meşdûd ipliği ve Hind ve Flemenk ipliği Âsitâne-i aliyye’ye vürûdunda resm-i gümrüğü ba‘de’l-edâ gümrük emînleri ma‘rifetiyle doğru sandal bezzâzistâna nakl olunup muhtekir makūlesinden ve bezzâz ve kazzâz tâifesinden nizâm-ı kadîmimize mugāyir ahz etmemek ve eğer bir takrîb ahz ederi olur ise emti‘âmız bezzâzistâna nakl ve ahz eden her kim olur ise olsun tedîb olunması ve gerek meşdûd ve gerek bu makūle iplikler vaz‘-ı bezzâzistâni oldukda ashâbı ve bi’l-cümle nizâm ustaları ma‘rifetleriyle değer-bahâsıyla kat‘-ı bâzâr olunup ba‘dehû ta‘dîl ve tesviye şurûtuna ri‘âyet ile cümlemiz iştirâ ve bu vechile emti‘a-i mezkûremizin muhâfazasında ve akmişenin rahîs bahâsına bâ‘is ve ibâdullâhın mutazarrır olmamasına mûcib olmağla icrâ olunması ve kethudâ ve kethudâ vekîli ve yiğitbaşıları ve işcibaşılarımız bir şâkird kalfa oldukda ve kalfa usta oldukda avâid nâmıyla akçe mütâlebesiyle rencîdeden hâlî ve sâir bahâne ile avâid tahsîl edeceğiz deyü ta‘cîzden beri olmamalarıyla tarafeyne eshel ve beynimizde olan kāl ü kīlin def‘i’çün bi’t-terâzî kethudâmıza mâhiyye yüz yirmi beşer guruş ve Ramazan-ı şerîf mâhiyyesinde altı yüz yirmi beş guruş ki cem‘an bir senede iki bin guruş ve kethudâ vekîline bir senede sekiz yüz guruş ve yiğitbaşılar ve işcibaşılara senede beherine ikişer yüz guruşdan cem‘an sekiz yüz guruş verilip fîmâ-ba‘d tarafeynden ziyâde ve noksân teklifiyle rencîde olunmaması ve işbu yedimizde olan emr-i âlî-şân-ı mezkûrda münderic şâkird kalfa ve kalfa usta oldukda kethudâ ve kethudâ vekîli avâid nâmıyla nesne mütâlebeden mâ‘adâ bi’l-cümle emti‘amızın tûl ve arzı ve telinin noksânı ve kalb ve redî olmadan berî olup el-hâsıl cemî‘ şerâiti dercle tecdîden ve istihkâmen bâlâsı tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-dârî ile muvaşşah yedimize bir kıt‘a emr-i âlî-şân sudûru matlûbumuzdur deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-istintâk merkūmûn kethudâ ve kethudâ vekîli ve yiğitbaşı ve işcibaşılar ve hâzırûn-ı merkūmûn otuz dört nefer nizâm ustaları ve ustabaşılar esnâf-ı mukırrûn-ı merkūmûnun bi’l-cümle takrîr-i meşrûhlarını tasdîk ve vech-i meşrûh üzere emr-i âlî-şân sudûrunu bi-ecma‘ihim istirhâm eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 7 Ca sene 1223.