.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 445
Hüküm no: 429
Orijinal metin no: [61a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul suriçi, Galata, Üsküdar ve Eyüp’teki paçacı esnafının buralarda kesilen hayvanların sakatatının başka esnaf tarafından satın alınmamasına ve sadece kendilerine tahsis edilmesine dair ferman talebinde bulundukları

Paçacı esnâfına dâir

Ma‘rûz

Tarafeyni huzûrunuza celb ile senedâtlarına nazar ve dikkat ve kadîm kāide ve şurûtları ne vechile ise tahkīk ve ber-vech-i hakkāniyet muhâkeme ve mürâfa‘a ederek gadr ü himâyeden ârî ve iltizâmdan berî olarak keyfiyeti i‘lâma mübâderet eyleyesin deyü bu dâ‘îlerine hitâben sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen ashâb-ı arzuhâl Âsitâne-i aliyye ve Bilâd-ı selâse’de vâki‘ paçacı esnâfının kethudâları Molla Mustafa ve esnâfından Abdullah ve Molla Musa ve Halil ve diğer Halil ve Yusuf ve Süleyman ve Ali ve Hasan ve İsmail ve diğer İsmail ve Feyzullah ve sâirleri Çarşamba günü arz odasında huzûr-ı hazret-i sadâret-penâhîde ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde Haremeynü’ş-şerîfeyn müfettişi müderrisîn-i kirâmdan es-Seyyid ( ) hâzır olduğu hâlde Âsitâne-i aliyye ve Bilâd-ı selâse’de vâki‘ aşçı ve çevrenci esnâfının kethudâları es-Seyyid el-Hâc Hasan ve bi’l-cümle esnâfı muvâcehelerinde kassâbân esnâfının Âsitâne-i aliyye ve Bilâd-ı selâse’de kâin bi’l-cümle sel[h]hânelerde zebh eyledikleri sakat ta‘bîr olunur baş ve ayağı bizim metâ‘ımız olup kadîmü’l-eyyâmdan beri iştirâsı bize mahsûs ve münhasır iken bundan akdem kassâbân esnâfı zikr olunan baş ve ayağın ba‘zısını mugāyir-i fermân-ı âlî aşçı esnâfına bey‘ onlar dahi iştirâ ve tabh ve dükkânlarında bey‘le bizim kâr ü kisbimize halel târî olmağla bizler paçacı esnâfı olup kadîmden metâ‘-ı mahsûsamız olan baş ve ayağı işbu yedlerimizde olan arzuhâl hâmişinde derkenârlardan müstebân Hudâvendigâr-ı esbak Sultan Osman -tâbe serâhû- zamanında bin yüz altmış sekiz senesi Cemâziyelevvel’inin on dördüncü günü hatt-ı hümâyûn ile mu‘anven fermân-ı âlî ve bin yüz yetmiş bir senesi Saferi’l-hayr’ın on altıncı günü hilâfına emir yoğise deyü bâlâsı hatt-ı hümâyûn ile mu‘anven sâdır olan emr-i âlî ve bin yüz seksen yedi senesi Zilka‘de’sinin sekizinci günü vâki‘ olan cülûs-ı hümâyûn ancak seksen sekiz senesi Şevvâl’inin on yedinci gününde sâdır olan emr-i âlî ve bin iki yüz beş senesi Receb-i şerîf’in dördüncü günü kezâlik bâlâsı hatt-ı hümâyûn ile mu‘anven emr-i âlî ve sene-i sâbıkā Zilka‘de’sinin sekizinci günü târihiyle muvarrah bâlâsı mübârek hatt-ı hümâyûn ile müzeyyen Edirne meştâsında ordu-yı hümâyûnda tecdîd etdirdiğimiz bir kıt‘a fermân-ı âlî mantûklarınca aşçı esnâfı marrü’l-beyân baş ve ayağı iştirâ ve tabh ü bey‘ etmeyip kadîmi üzere kasab esnâfından bizler iştirâ etmek murâdımızdır deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’l-istintâk aşçı esnâfı mezbûrûn cevâblarında işbu yedimizde olup târih-i i‘lâm senesi Saferi’l-hayr’ın on ikinci günü târihiyle muvarrah bir kıt‘a fermân-ı âlî nâtık olduğu üzere paçacı esnâfı müdde‘iyûn-ı merkūmûn husûs-ı mezkûru târih-i mezbûrda bizden da‘vâ ve biz dahi yedlerimizde olan diğer bir kıt‘a fermân-ı âlî mantûkunca zikr olunan baş ve ayağı kadîmden beri kasab esnâfından iştirâ ve tabh ve ibâdullâha bey‘ edegelmiş iken bundan akdem müdde‘iyûn-ı mezbûrûn bizim metâ‘-ı mahsûsamızdır deyü yedlerinde olan fermân-ı âlî-şânı tecdîd ve iştirâ ve bey‘ini kendilere tahsîs ve bizleri men‘ edip bir müddet kendilere hâs olarak iştirâ ve bey‘ eylediklerinden sonra kassâbân esnâfı yedlerinde olan senedât mûceblerince bi’d-defa‘ât münâza‘adan sonra zikr olunan baş ve ayağı sayf ve şitâ müsâvî olarak yedişer paraya iştirâ ve bey‘e râzı ve ittifâk ve ahd [ü] mîsâk etmişler iken hengâm-ı şitâ mürûr edip zaman-ı sayf geldikde mukaddemâ olan ahidlerinden rücû‘ ve beşer para teklif eylediklerinde onlar dahi bizlere ve âhara bey‘ eylemek mülâhazasında iken tekrar nizâ‘ ve mücâdeleye tasaddî edip baş ve ayak bizim metâ‘-ı mahsûsamızdır yedimizde olan fermân-ı âlî-şân mûcebince elbetde beşer paraya bizler iştirâ ederiz âharın iştirâsına râzı olmayız deyü kassâbânı bey‘den ve bizi [61b] iştirâdan men‘ etmek dâ‘iyesinde olduklarına binâen Âsitâne-i aliyye ve Bilâd-ı selâse’de vâki‘ bi’l-cümle sel[h]hânelerde zebh olunan hayvanâtın mârrü’z-zikr baş ve ayağı gerek paçacı esnâfı ve gerek aşçı ve çevrenci ve sâir muktezî olanlar şer‘an iştirâ ve tabh ü bey‘ ve herbiri âharı men‘ etmeyerek cümlemiz intifâ‘ etmek üzere fermân-ı âlî-şân-ı mezkûr yedimize i‘tâ olunmuş idi dediklerinde sâlifü’z-zikr tevârîh-i müte‘addide ile sâdır olan evâmir-i aliyye mefâhîm-i münîfelerine nazaran bu misillü mevâd re’y-i âlîlerine menût olur mevâddan olmağla ricâlühüm re’y-i âsafâneleri üzere aşçı ve çevrenci esnâfının yedlerinde olan iki kıt‘a emr-i âlînin kaydları ref‘ ü terkīn ve kadîmi üzere paçacı esnâfı müdde‘iyûn-ı mezbûrûnun yedlerinde olan emr-i âlî-şân mantûkunca bi’l-cümle sel[h]hânelerde zebh olunan hayvanâtın râyici üzere baş ve ayağın iştirâsı kendilere tahsîs olunması bâbında bâlâsı tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-dârî ile müveşşah bir kıt‘a fermân-ı âlî-şân sudûru niyâzında oldukları İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 24 min-Cemâziyelâhir sene 1223.