İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809) cilt: 85, sayfa: 482 Hüküm no: 468 Orijinal metin no: [68a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İstefan v. Ovannes’in ölen babalarından kendilerine intikal eden basmacı gediği ve ustalığını tek başına tasarruf ettiği iddiasıyla kardeşi mühtedî Ahmed aleyhine açtığı davada sulh olduğu
Basmacı ustalığı mâddesi
Ma‘rûz
Sâhib-i arzuhâl İstefan v. Ovannes zimmî meclis-i şer‘-i hatîrde karındaşı derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism mühtedî Ahmed muvâcehesinde Basmacılar Kethudâsı Ahmed Ağa ve sâir mazbûtü’l-esâmî basmacı ustaları hâzır oldukları hâlde hâmiş-i arzuhâlde mastûr sicilden muhrec bir kıt‘a i‘lâm nâtık olduğu üzere Hudâvendigār-ı esbak cennet-mekân firdevs-âşiyân merhûm ve mağfûrun-leh Sultan Ahmed Han -tâbe serâhû- hazretlerinin Enderûn-ı Hümâyûn’da kâin kütübhâne-i celîleleri evkāfı müstegallâtından İstanbul’da Fazlı Paşa Sarayı ve Langa Yenikapısı hâricinde vâki‘ basmacılar esnâfının şurût-ı nizâmları mukaddemâ şeref-rîz-i sudûr olan bâlâsı mübârek hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ile müveşşah fermân-ı âlî-şân mantûkunca yüz ustadan ibâret olup biri fevt ve hâlik oldukda ustalığı kebîr ve sagīr evlâdına intikāl etmek husûsu evâmir-i müte‘addide-i münîfe ile nizâm-yâfte olan şurût-ı mer‘iye-i kadîmeden olmağla karındaşım merkūm şeref-i İslâmla müşerref olmazdan mukaddem babamız mersûm Ovannes zimmî hâlik oldukda ber-mûceb-i nizâm-ı kadîm mutasarrıf olduğu basmacı gediği ve ustalığı benimle karındaşım merkūma intikāl etmiş iken karındaşım mezbûra esnâfımız ustalarından ba‘zı kimesnelere istinâd ile Babamız hâlik-i mersûmun gediği ve ustalığı ben sinnen senden ekber olduğuma binâen veled-i kebîrine verilir senin ustalıkda alâkan yokdur deyü mugāyir-i şurût-ı nizâm-ı kadîm müstakıllen zabt ederim zu‘muyla beni bi’l-iştirâk zabt ü tasarrufdan men‘ irâdesinde olmağla bundan akdem arz odasında huzûr-ı âsafîde terâfu‘-ı şer‘-i şerîf olunup zikr olunan basmacı gediği ve ustalığına ber-vech-i iştirâk bi’l-ma‘iye mutasarrıf olup kat‘a rencîde ve mümâna‘at etmemek üzere tenbîh olunmuş iken [68b] yine mütenebbih olmayıp beni bi’l-iştirâk zabt ü tasarrufundan men‘ irâdesinde olmağla suâl olunup mümâna‘atı men‘ ü def‘ olunmak matlûbumdur deyü da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında zikr olunan basmacı gediği ustalıkdan hisseni bi’l-iştirâk zabt ü tasarrufuna müdâhale etmem ve hâsılâtdan hisseni vermekde tekâsülüm yokdur deyip bu vechile beynimizde ba‘de vukū‘i’l-münâza‘a bâ-vesâtet-i muslihîn beynimiz ıslâh olunup fîmâ-ba‘d ben karındaşım merkūm ile ma‘an san‘at-ı mezkûreyi i‘mâle müte‘ahhid olduğumda ol dahi hisse-i mezkûrem için her hafta bana onar guruş vermeğe müte‘ahhid olup kat‘-ı münâza‘a ve hasm-ı husûmet eyledik dedikde mühtedî-i merkūm Ahmed dahi tasdîk eylediği İstanbul Mahkemesi’nde tescîl ve huzûr.
Fî 9 Receb sene [12]23.
|