.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809)
cilt: 85, sayfa: 563
Hüküm no: 557
Orijinal metin no: [81a-5]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ali Efendi’nin Zaim Hasan Bey ile aralarındaki zeamet davasında sulh olup birbirlerinin zimmetlerini ibra ettikleri

Hasan Bey’in ze‘âmet mâddesi

Ma‘rûz

Sâhib-i arzuhâl Çaparzâde etbâ‘ından Ali Efendi b. Mehmed tarafından husûs-ı âtîde vekîl olduğu Hafız es-Seyyid Mehmed Sadık b. Süleyman ve Halil b. Haydar nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Hüseyin Ağa b. Osman meclis-i şer‘-i münîrde Sivas ve Kızlucan (Kuziçan) sancaklarında vâki‘ Artukabad ve Budaközü nâhiyelerinde kâin Ortaviran ve Kızlucan nâm kurâ ve gayrıdan ber-vech-i tekā‘üd otuz dört bin iki yüz iki akçe yazılı ze‘âmete mutasarrıf olan derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism Hasan Bey v. Müteferrika el-Hâc Mustafa mahzarında diğer arzuhâl hâmişinde mastûr derkenâr nâtık olduğu üzere ze‘âmet-i mezbûre mülhakātından Budaközü Nâhiyesi’ne tâbi Karahacılı karyesi mukaddemâ bir takrîb Tokad voyvodalarına bir mikdâr mal vermek üzere el-Hâc Sâlih nâm kimesneye bir mikdâr-ı mu‘accele ile mâlikâne tevcîh olundukdan sonra mezbûr Hasan Bey’in babası merkūm Mustafa karye-i merkūme ze‘âmet-i mezkûreden infikâki takrîbiyle mağdûr olduğunu inhâ ve kendüye verilmesini istid‘â etdiğine mebnî merkūm el-Hâc Sâlih’in ref‘inden karye-i mezbûre mal ve mu‘accele ile babası merkūma tevcîh olunup iki yüz altı târihinde fevt oldukda ze‘âmet-i mezkûre ile ma‘an oğlu mîr-i merkūma tevcîhi emr-i müstasveb iken ancak ze‘âmet-i merkūme kendüye tevcîh olunup mârrü’z-zikr Karahacılı karyesi seksen guruş mu‘accele ile târih-i mezbûrda müvekkilim mezbûr Ali Efendi’nin oğlu Mehmed’e müteveffâ-yı merkūmun mahlûlünden ber-vech-i mâlikâne tevcîh olunup bin iki yüz yirmi iki senesine gelince merkūm Mehmed on altı sene zabt ve hâsılâtını ahz edip lâkin mezbûr Hasan Bey’in ze‘âmeti karyesine âhar zâbit duhûlü kendüye mûcib-i gadr ve müeddî-i nizâ‘ olduğuna mebnî gadrdan himâye ve def‘-i nizâ‘ zımnında sâbıkı vechile karye-i mezbûre merkūm Mehmed’in ref‘inden mezbûr Hasan Bey’e kezâlik ber-vech-i mâlikâne tevcîh ve berât olunup hâlâ mutasarrıf olmağla mîr-i merkūm babası müteveffâ-yı mezbûrun vefâtı târihinden kendüye tevcîhi târihine gelince mezbûr Mehmed’in [81b] ber-vech-i mâlikâne zabt ü tasarruf eylediği on altı sene müddetde hâsılâtını alırım zu‘muyla senevî biner guruş hesâbı üzere on altı bin guruş alacağım vardır deyü müvekkilim mezbûrun Bozok cânibinden Âsitâne-i aliyye’ye li-ecli’t-terâfu‘ ihzârı bâbında ısdâr etdirdiği bir kıt‘a emr-i âlî-şânla mübâşir ta‘yîn buyurulan Teberdâr-ı hâssa Hacı Mehmed nâm kimesne vürûd etmekle merkūm Ali Efendi dahi oğlu mezbûr Mehmed tarafından beni tevkîlle mübâşir-i merkūma terfîkan li-ecli’t-terâfu‘ Dersaâdet’e irsâl ve mîr-i merkūm ile Rumeli kādıaskeri sâbık huzûrunda terâfu‘-i şer‘ olundukda şer‘an nesne lâzım gelmediği mîr-i mezbûra tefhîm olunup lâkin müvekkilim merkūm malından hizmet-i mübâşiriye nâmıyla mübâşir-i merkūma verdiği iki bin beş yüz guruş deynim iyâb ü zihâb mesârifim için verdiği bin guruş ki cem‘an üç bin beş yüz guruş hüsrânı olup ol-vechile mutazarrır olmasına merkūm Hasan Bey’in da‘vâsı sebeb olduğuna binâen meblağ-ı merkūm üç bin beş yüz guruşu mîr-i merkūm malından müvekkilim mezbûra zâmin olsun deyü bi’l-vekâle tasaddî eylediğim da‘vâ-yı mezkûrem şer‘an mesmû‘a olmadığı bana tefhîm olunmağla müvekkilim mezbûr dahi fîmâ-ba‘d sâhib-i evvelim deyü mâlikâne-i merkūmeyi mîr-i mezbûrdan ref‘i husûsuna tasaddî ve ta‘arruz etmemek üzere müte‘ahhid olup bi’l-cümle hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allika âmme-i da‘vâdan herbiri âharın zimmetini ibrâ ve iskāt ve herbiri âharın ibrâsını kabûl eyledi dedikde merkūm Hasan Bey dahi tasdîk ve bu vechile kat‘-ı münâza‘a etmeleriyle müvekkil-i merkūmun ihzârı’çün mukaddemâ ısdâr olunan emrin kaydı terkīn ve i‘lâm-ı hâli müş‘ir yedine bâlâsı tuğrâ-yı garrâ-yı cihandârî ile müzeyyen bir kıt‘a emr-i âlî-şân i‘tâ buyurulmak bâbında istid‘â-yı inâyet eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 11 Şa‘bân sene 1223.