.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 102
Hüküm no: 38
Orijinal metin no: [13a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul dışına hububat, yağ, zahire ve diğer yasak olan maddelerin çıkarılmaması

Âsitâne’den taşraya zehâir çıkmamasına fermân.

İstanbul Kādısı Fazîletlü Efendi

Sekene-i Dârü’s-saltanati’s-seniyye’nin havâic-i zarûriyelerinden olan ecnâs-i hubûbât ve revgan ve zehâir ve memnû‘âtdan olan sâir eşyâ ve levâzımâtın Âsitâne-i sa‘âdetden hâric bir mahalle nakli husûsu ez-kadîm nizâmen ve kānûnen irâde-i kātı‘a-i hazret-i cihân-dârî ile memnû‘ ve menhî [13b] ve bu takdîrce o makūle eşyâdan habbe-i vâhidenin Ha[l]îc-i Dârü’s-saltana’dan hurûcuna me’mûrlar taraflarından mümâna‘at ve gece gündüz taharrîsine ihtimâm ve dikkat <> olunmak ferâiz-i hâliyeden idiği bedîhî olduğuna binâen her ne kadar me’mûrlar taraflarından leylen ve nehâren taharrî ve dikkat olunmakda ise dahi ba‘zı tama‘kâr ve habâset-şi‘âr makūleleri cerr-i menfa‘atleri için ibâdullâha muzır olan bu gûnâ keyfiyet-i nâ-bercâyı irtikâb birle gerek hubûbât ve gerek revgan ve sâir zehâirden ve’l-hâsıl eşyâ-i memnû‘adan izinsiz Bahr-i Siyah ve Sefîd cânibine eşyâ nakil ve ihrâc olunmağa bî-pervâ cesâret olunmakda idiği bu def‘a vâsıl-ı sâmi‘a-i hazret-i Pâdişâhî olmak hasebiyle fîmâ-ba‘d gerek tüccâr ve gerek esnâf ve sâir erbâb-ı ihtikârdan her kim olur ise olsun <

    > o makūle zehâir nakline cesâret edenler tedîb ve siyâset ve taharrîsine me’mûr olanlar dahi mazhar-ı muâhaze ve nedâmet kılınmaları husûsuna irâde-i kātı‘a-i cenâb-ı Pâdişâhî müte‘allik olmak hasebiyle evvel-emirde bi’l-cümle rüesâ-yı sefâine ve sâir iktizâ edenlere keyfiyeti ifâde eyleyip eğer ba‘d-ezîn bir dirhem eşyâ-i memnû‘a kaçırdıkları haber alınır ise rüesâsı ve mâl sahibi siyâset olunup ol sefîne Tersâne-i âmireye rabt olunacağını ve bundan sonra kimesne bildim, bilmedim demeyip vebâlleri boynuna olmasını gereği gibi gûş-ı hûşlarına telkīn ve tefhîme mübâderet ve Gümrük kol kayıklarına ve sâir dîdebânlara dahi bu maddeyi anlatıp gece gündüz tecessüs etmelerini ve onlar dahi tedîb ve mazhar-ı ibret kılınacaklarını te’kîde müsâra‘at ve bi’z-zât kendisi dahi dâimâ dikkat ve nezâret birle bilâ-fermân-ı âlî Dersa‘âdet’den habbe-i vâhide eşyâ-i memnû‘a çıkmaması husûsuna ihtimâm ve dikkat eylemesi bâbında Gümrük Emîni Ağa’ya ve tenbîhât-ı lâzımeyi şâmil Hubûbât nâzırı Efendi’ye ve izzetlü Yeniçeri Ağası’na hitâben başka başka fermânlar ısdâr ve husûs-ı mezbûrun hafî ve nihânî taharrîsi zımnında tarafımızdan dahi mahsûs tebdîller ta‘yîn <> olunmuş olmağla imdi fîmâ-ba‘d gerek tüccâr ve gerek esnâf ve sâir erbâb-ı ihtikârdan ferd-i âferîdenin hafî vechile bu kâr-ı memnû‘a cesâret eyledikleri haber alınmak lâzım gelir ise mütecâsir olanların cezâları tertîb [ve] sâire ibret kılınacakların bi’l-cümle tüccâr ve esnâfa tenbîhe ve te’kîde müsâra‘at ve bu husûsa tarafınızdan dâimâ ihtimâm ve nezâret eyleyesiz deyü buyruldu.

    Fî 19 min-S sene [1]218