.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 116
Hüküm no: 50
Orijinal metin no: [17b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Sade yağın narhının artırıldığı, yağ tüccarlarının da narhtan yüksek fiyata yağ satmayacaklarına ve yağ sıkıntısı çektirmeyeceklerine dair taahhütte bulundukları

Revgan-ı sâde husûsu için ilmühaberdir.

Bâ-sahh-ı âlî.

Beher sene Eflak memleketinde revgan-ı sâdenin fiyâtı kat‘ olunmak husûsu mu‘tâd olmakdan nâşî işbu sene-i amîmetü’l-meymenede dahi sene-i sâbıkları misillü beher kantarı yirmi ikişer guruşa mübâya‘a olunmak üzere fermânlu kapan tüccârına Eflak Voyvodası tarafından her ne kadar ihbâr olunmuş ise dahi sene-i sâbıkda verilen narh takrîbiyle vücûhla rahne-dâr olduklarını ve yirmi iki guruşa fiyât kat‘ı husûsu için iktizâ eden senedi eğerçi temhîr ve i‘tâ edip lâkin tüccâr-ı merkūmun i‘tizârları vâkı‘a mutâbık olduğuna mebnî Der-aliyye’de verilecek narh husûsunda müsâ‘ade-i aliyyenin mebzûliyeti niyâzında oldukları Eflak Voyvodası Kostantın Voyvoda -<>hutimet avâkıbuhû bi’l-hayr- tarafından vârid olan arîzası hülâsası bâlâsına; mübâya‘a olunan fiyâta nazaran her ne kadar dûn narh iktizâ eder ise dahi öteden beri tüccâr cümleten revganı fiyât-ı maktû‘a ile mübâya‘a edemedikleri, aralıkda mutazarrır olarak Dersa‘âdet’e kıllet üzere vürûduna sebeb olduğu zâhir ve ibâdullâhın narh husûsunda mübtelâ-yı hasâr olmamaları matlûb olduğu misillü tüccârın dahi zarardan vikāyetleri lâzımeden idiği bâhir olmağla bi’l-cümle tüccârı nezdinize ihzâr ve işbu hülâsayı ba‘de’l-kırâe ibâdullâhın mutazarrır olmayacakları ve tüccâr dahi zarar çekmeyecekleri vechile hadd-i i‘tidâlde fiyâtını kat‘ ve muktezâ-yı ta‘ahhüd ve lâzıme-i me’mûriyetleri üzere külliyetlü revgan celbini tekrar ta‘ahhüde rabt ile keyfiyeti i‘lâma himmet eylemek üzere bi’l-fi‘il İstanbul Kādısı fazîletlü sa‘âdetlü İbrahim Selim Efendi hazretlerine hitâben şeref-rîz-i sudûr olan fermân-ı âlîye imtisâlen İstanbul ve Galata kapanları nâzırı ve tüccârlarını bi’l-cümle huzûr<>-ı şer‘a ihzâr ve muvâcehelerinde kırâet ve mazmûn-ı itâ‘at-makrûnu gereği gibi gûş-ı hûşlarına ilkā ve tefhîm olundukda cümlesi <> merâsim-i itâ‘ati yerine getirip; işbu sene-i mübârekede revgan-ı sâdenin beher kantarı yirmi ikişer guruşa kat‘-ı fiyât olunduğunu mutazammın şürekâmız mahâllinde Eflak Voyvodası tarafına memhûr sened i‘tâ etmişler olup lâkin beher kantarını kırk beş ve elli guruşa dek revgan-ı sâde iştirâ eylediklerini bizlere tahrîr eyledikleri mektûblarında tahrîr ve iş‘âr etmeleriyle beher vakıyyesini ellişer paradan noksana bey‘ eylediğimiz takdîrde mutazarrır oluruz, deyü îrâd eyledikleri a‘zâr-ı vâhiyelerine havâle-i sem‘-i i‘tibâr olunmayıp es‘âr sicillâtına nazar olundukda sene-i sâbıkada beher vakıyyesi otuz altışar paraya narh verilmiş olduğu mukayyed olup lâkin Eflak Voyvodası’nın arîzası mefhûmundan münfehim olduğu üzere muktezâ-yı vakt [ü] hâle nazaran tüccâr-ı merkūmûnun zarardan vikāyetleri zımnında bi’l-müzâkere istisvâb olunarak hâh nâ-hâh re’y-i âlî üzere beher vakıyyesini kırk ikişer paraya ibâdullâha ve gerek bakkālâna yedek ile bey‘ etmek üzere cümlesi bi’l-ittifâk ta‘ahhüd etmeleriyle muktezâ-yı ta‘ahhüd <> ve lâzıme-i me’mûriyetleri üzere sekene-i Dârü’s-saltanati’l-aliyye’nin revgan-ı sâde husûsunda muzâyakadan vâreste olacak derecelerde mâ-tekaddemden beri olageldiği üzere Âsitâne Bal Kapanı tüccârı celb eyledikleri revgan-ı [18a] sâde mikdârı Galata Yağ Kapanı tüccârı dahi ol mikdâr revgan-ı sâde dahi ziyâde celb ve tesyîr etmeğe müte‘ahhid olmalarıyla ma‘âza’llâhi te‘âlâ içlerinden her hangisi hilâf-ı ta‘ahhüd hareket ile fiyât-ı maktû‘a-i mezkûrdan ziyâdeye bey‘a mütecâsir yâhûd işbu cümle ittifâkıyla verilen narha mebnî mücerred ziyâdeye bey‘ ederim ümîdiyle külliyetlü revgan celbinden imtinâ‘ ile mahâllinde ketm ü ihfâ veyâhûd tedrîcen getirtmek fikriyle ukde-i te’hîre bâ‘is ü bâdî olduğu lede’t-tahkīk müfâd-ı fermân-ı âlî üzere haklarında tertîb-i cezâ olunacağını gereği gibi gûş-ı hûşlarına ilkā ve tefhîm olunmağla tüccâr-ı merkūmûnun narh husûsunda olan sûret-i ta‘ahhüdleri istihkâmen Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne kaydolunup sicillâta dahi kayd ü sebt için ilmühaberi i‘tâsını Efendi-i mûmâ-ileyh hazretleri i‘lâm etmekle i‘lâmı mûcebince Dîvân-ı Hümâyûn Kalemi’ne kayd ve İstanbul Mahkemesi sicilline ilmühaberi i‘tâ olunmak deyü sâdır olan fermân-ı âlî Kalem-i mezbûrda hıfz ve mûcebince kaydolunup İstanbul Mahkemesi sicilline dahi işbu ilmühaber kāimesi verildi.

Fî 13 C sene [1]218