İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 127 Hüküm no: 58 Orijinal metin no: [21a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. İç Ağalarının, biçimsiz ölçülerde kavuk diktirip yakışıksız destar sarmaktan ve kavukçuların da bu tarzda kavuklar dikmekten menedilmesi Kavuk ve sarık yasağı fermânıdır. Bâ-sahh-ı âlî. Fazîletlü İstanbul Kādısı Efendi Âdâb-ı zâhireye ri‘âyet şi‘âr-ı İslâm olan âdâb-ı şer‘iyeye dahi dikkati mûcib, ya‘nî tavır ve had ve edebe mürâ‘ât etmeyen hudûd-ı dîniyede dahi mübâlât etmemesini müstevcib idiği bi’t-tecârîb âşikâr ve öteden ber[i] herkes heyetini had ve edebe tatbîk etmek akdem-i şerâit-ı âdâbiyye ve ercah-ı kavânîn-i belediye olduğu bedîdâr iken bir müddetden beri mizâc-ı nâs sefâhet ü serefe meyl ü rağbet ve gûnâ-gûn u‘cûbe kıyâfet ihdâsına mübâderet edip ez-cümle iç ağası ta‘bîr olunan hademenin bir takımı tepesi gāyet vâsi‘ ve kebîr ve ağzı tepesi cirminden katı ince ve sagīr, sarık yataksız çubuk dikişli ve bir takımı dahi derecesiz uzun ve kalîlü’l-arz tepesi gāyet çukur kenarı tepesinden bir parmak yukarı, patlak dikişli turfa kavuklar diktirip ve üzerine önü ve sol tarafı az ve sağ tarafı çok, karyağdı ve sâir esmâ-i garîbe ile müsemmâ destâr sarıp esvâk ve pazarda bâ‘is-i dıhk-i zarûrî olur heyetle geşt ü güzâr eyledikleri meşhûd olmakdan nâşî fîmâ-ba‘d bu makūle kavuk bulunanların kavuğu kesilmek ve destârı boğazına geçirilmek ve hâtır ve gönüle ri‘âyet olunmayarak sâir iktizâ eden tedîbi dahi icrâ olunmak misillü esbâb-ı nizâmiye ve şurût-ı edebiyye icrâsına ibtidâr olunmak musammem olmağla imdi evvel-emr keyfiyeti tarafınızdan kavukcu esnâfına tefhîm ile ba‘d-ezîn gerek çubuk ve gerek patlak dikişli kavukları ol vechile nev-zuhûr olarak hafî ve celî dikmeyip her nev‘ini resm-i kadîm üzere, yukarısı aşağısı müsâvî, arz ve kaddi ve tepesi nisâbında, kenarı tepesi yanlarıyla hemvâr ve tepesi çukuru az ve çubuk ve patlak dikişleri âdet-i asliyeye muvâfık ve’l-hâsıl heyet-i kadîme-i edebiyyeye mutâbık olarak i‘mâl ve für[û]ht eylemelerini tenbîh ve te’kîd ve bundan sonra hangisi üslûb-ı mezkûra mugāyir kavuk i‘mâl eder ve tama‘an hafî dikip bey‘ ederler ise derhâl dükkânı sed ve kendisi dahi eşedd-i tedîb ile tedîb olunacağını tebyîn birle tahzîr? ve tehdîd eyleyip siz dahi ale’d-devam nezâret ve dikkat eyleyesiz deyü buyruldu. Fî 17 Şevval sene [1]218