.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 135
Hüküm no: 67
Orijinal metin no: [23b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ali Paşa-yı Cedid Vakfı’na ait gediklerin iki yüz sene sonraki bir uygulamaya dayandırılarak Vakıf tarafından zapt olunup kiraya verilmesi mahkemece hukuka aykırı bulunduğundan, buna dair mütevellilere verilmiş olan emrin iptal edildiği

Ali Paşa Hanı gediklerine mütevelliyeler taraflarından vâki‘ olan müdâhalenin men‘ini hâvî fermân-ı adâlet-nişân.

“Mûcebince amel oluna.” deyü unvânı hatt-ı hümâyûnla revnak-yâbdır.

A‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn, efdalü’l-fudalâi’l-müteverri‘în, yenbû‘u’l-fazli ve’l-yakīn, keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniye, hallâlü’l-mu‘dılâti’l-yakīniye, miftâhu künûzi’l-hakāyık, mısbâhu rumûzi’d-dakāyık, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-fâyık sudûr-ı ızâmımdan hâlâ İstanbul Kādısı Emin Paşazâde Mehmed Emin Bey -edâmallâhü te‘âlâ fezâilehû- ve kıdvetü’l-ulemâi’l-muhakkıkīn, umdetü’l-fudalâi’l-müdakkıkīn müderrisîn-i kirâmdan Evkāf Müfettişi Mehmed Seyyidâ -zîde ilmühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Zikri âtî esnâfın mübârek Rikâb-ı kamer-tâb-ı mülûkâneye takdîm eyledikleri arzuhâlleri mefhûmunda Sadrazamım nezâretinde olan evkāfdan müteveffâ Ali Paşa-yı Cedîd nâm sahibü’l-hayr Vakfı’nın bi’l-meşrûta mütevelliyeleri olan Nefise bt. el-Hâc Ahmed ve Emine bt. Mehmed -zîdet iffetuhümâ-dan Nefise’nin oğlu ve tarafından zikri âtî husûsa Vekîl-i müseccel-i şer‘îsi Hâfız Hasan b. el-Hâc Hüseyin ve mezbûre Emine’nin zevci ve tarafından kezâlik Vekîl-i müseccel-i şer‘îsi el-Hâc Abdullah b. İsmail Arz Odası’nda Sadrazamım huzûrunda siz ki Mevlânâ ve Müfettiş-i mûmâ-ileyhimâsız, hazır olduğunuz hâlde akdolunan meclis-i şer‘-i münîrde, zikri âtî han odaları ve peykeleri ve mahâzin ve dükkânları gediklerine mâlikler olan el-Hâc Es‘ad ve el-Hâc Hâfız Mehmed Emin ve el-Hâc Halil ve el-Hâc Ahmed ve diğer el-Hâc Es‘ad ve el-Hâc Süleyman ve el-Hâc Ebûbekir ve el-Hâc Hasan ve Emir Halil ve el-Hâc Mehmed ve Mustafa ve diğer el-Hâc Süleyman ve İbiş ve İbrahim ve Feyzullah ve Hâcı Mehmed’in oğulları Tahir ve İbrahim ve es-Seyyid Tahir ve Ahmed ve diğer el-Hâc Ahmed ve Mehmed ve el-Hâc İbrahim Edhem ve sâir Hân-ı mezkûrun fevkinde ve tahtında doksan beş aded oda ve peyke ve mahâzin ve cidâr hâricinde otuz bir kemer dekâkîn ve mahmiye-i İstanbul’da otuz aded dükkânların gedikleri ashâbı mazbûtü’l-esâmî kimesneler muvâcehelerinde mezbûrûnun gediklerine mâlik oldukları oda ve peyke ve mahâzin ve dekâkîn müvekkilelerimizin mütevelliyeleri oldukları Vakf-ı müşârün-ileyh müsakkafâtından olup Âsitâne-i aliyyede vâki‘ Yorgancılar Sûku’nda kâin kârgir Han’ın fevkinde ve tahtında doksan beş oda ve peyke ve mahâzin ve cidâr hâricinde otuz bir aded dekâkîn ve mahmiye-i mezbûrede otuz aded dükkânları taraf-ı Vakf’dan îcâr ve müceddeden Başmuhâsebe’ye kaydolunmak bâbında yedimize bir kıt‘a emr-i âlî-şân i‘tâ olunmağla nazar olunup mezbûrûnun beyne’l-hiref gedik ta‘bîr olunur mâlik oldukları âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmeleri taraf-ı Vakf için müvekkilelerim mütevelliyetân-ı mezbûretâna teslîme gedik ashâbı mezbûrûna tenbîh olunmak matlûbumuzdur deyü her biri bi’l-vekâle da‘vâ eylediklerinde gıbbe’s-suâl gedik ashâbı mezbûrûn cevâblarında zikrolunan odahâ ve peyke ve mahâzin ve dekâkîn gedikleri esnâf-ı sâire gedikleri misillü beyne’l-esnâf mer‘î ve mu‘teber olup mâliklerinden biri fevt oldukda semen-i misliyle âhara bey‘ olunup düyûnu [24a] var ise ba‘de’l-edâ fazlası veresesine irs-i şer‘le tevzî‘ ve taksîm ve veresesi yoğise cânib-i Beytü’l-mâl’e âid ve râci‘ olarak Hân-ı mezbûr binâ olunalıdan beri ba‘zılarımız ırsen ve ba‘zılarımız şirâen gediklerimize mâlikler olagelip amel-i kadîm dahi minvâl-i meşrûh üzere iken mütevelliyetân-ı mezbûretân bir takrîb ısdâr ettirdikleri emr-i mezkûr ile yedlerimizde mülklerimiz olan gediklerimizi bi-gayr-ı hakkın gasben ahz ve zabt ve diledikleri kimesnelere îcâr ile menâfi‘-i külliyye ihrâz ve bize gadr-i küllî murâd ederler deyü ber-vech-i muharrer mâlik oldukları gediklerini vermekden ibâ ve imtinâ‘ etmeleriyle emr-i mezkûra nazar olundukda; âharın mülkü olan gediklerini cânib-i Vakf’dan bi-gayr-ı hakkın zabt ve îcâra müte‘allik nesne mezkûr olmayıp ancak Şeyhülislâmım sâbık Ömer Hulusi -edâmallâhü te‘âlâ fezâilehû-nun müceddeden binâ eylediği hânkāh ve sebîl vakfı olan mahmiye-i mezbûrda Dırağman kurbünde Tercüman Yunus mahallesinde kâin cüllâh esnâfına mahsûs otuz dört aded oda ve yedi bâb dekâkîni müştemil Han’ın oda ve dükkânlarına kendi mâlından âlât vaz‘ ve vakf ve tâlibine icâreteyn ile îcârını şart etmiş olup -Şarti’l-vâkıfı ke-nassı’ş-şâri‘- mes’ele-i müftâ-bihâsıyla amelen bâ-emr-i âlî-şân ruhsat verilmiş olmağla buna kıyâsen iki yüz sene mukaddem binâ olunan Vezîr-i müşârün-ileyh Ali Paşa-yı Cedîd Hanı odaları ve peyke ve mahâzin ve dükkânları gedikleri taraf-ı Vakf’dan îcâr olunmak kıyâs ma‘a’l-fârık kabîlinden olduğundan mâ‘adâ amel-i kadîmi tağyîr ve gayra sârî ve ihtilâl-i nizâm-ı kadîme müeddî bir hâlet-i rediyye olmağla mütevelliyetân-ı mezbûretânın vekîlleri mezbûrân Hâfız Hasan ve el-Hâc Abdullah’ın zikrolunan han ve peyke ve mahâzin ve dekâkîn gediklerini mâliklerinden bi-gayr-ı hakkın ahz ve zabt ve îcârları hilâf-ı şer‘-i şerîf ve mugāyir-i rızâ-yı şâhânem gasb-ı emvâl kabîlinden olduğu şer‘an zâhir ve mütebeyyin olmağla müdde‘iyân-ı mezbûrân Hân-ı mezkûr odaları ve peyke ve mahâzin ve dükkânları gediklerini Vakf-ı müşârün-ileyh için zabt ve âhara îcâr dâ‘iyesiyle ber-vech-i muharrer tesâddî eyledikleri da‘vâlarıyla gedik ashâbı mezbûrûna bî-vech-i şer‘î mu‘ârazadan ba‘de’l-men‘ mütevelliyetân-ı müvekkiletân-ı mezbûretânın yedlerinde olan emr-i mezkûrun kaydı ref‘ ü terkīn olunup emr-i mezkûr kaleminde hıfz ve yedlerine bir kıt‘a emr-i âlî-şânım i‘tâ olunmasını gedik ashâbı mezbûrûn her birleri istid‘â eylediklerin memhûren i‘lâm eylediğiniz ecilden şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum ve i‘lâm-ı şer‘î mûcebince Başmuhâsebe’ye kaydolunup derdest olan emr-i mezkûr battalda hıfz ve kaydı dahi terkīn olunmak fermânım olmağın mûcebince emr-i mezkûr battalda hıfz ve kaydı dahi terkīn olunmağla i‘lâm-ı hâli müş‘ir işbu emr-i âlî-şânım ısdâr ve mezbûrûnun yedlerine i‘tâ olunmuşdur. İmdi ber-minvâl-i muharrer i‘lâmınız ve sâdır olan hatt-ı şerîf-i şevket-redîfim mûcebince şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere amel ve hareket ve hilâfına bir vechile rızâ göstermeyesiz. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis min-şehri Rebî‘i’l-evvel sene tis‘a-aşer ve mieteyn ve elf.

Be-makām-ı Kostantıniyyeti’l-mahrûse