.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 196
Hüküm no: 104
Orijinal metin no: [45b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ekmeğin ağırlığında geçici bir süre için yapılmış olan 5 dirhemlik indirimin, kaliteli ve tam ağırlığında ekmek üretilmesi şartıyla kalıcı olmasına izin verildiği

Nân-ı azîz tenzîli bâbında ilmühaberdir.

Bir müddetden beri Âsitâne-i sa‘âdetde i‘mâl olunan nân-ı azîzin narhı beher paralığı seksen dirhem olmak üzere cârî iken bundan akdem habbâzân esnâfı masâriflerinin kesretinden bahisle tazallüm ve istirhâm eyledikleri ecilden birkaç mâh kadar müsâmaha sûretiyle beş dirhem noksan işlemelerine ruhsat gösterilmiş iken bu âna kadar ol vechile i‘mâl ederek küllî intifâ‘ eylediklerinden gayri el-hâletü hâzihî mahsûl-i cedîd idrâk etmekle yine ke’l-evvel seksen dirhem olarak i‘mâl[e] karâr verilmek iktizâ eder iken bi-takdîrillâhi te‘âlâ zahîrenin izzet ve nedretine mebnî ve ashâb-ı zehâirin ba‘zı cihetle muhtâc-ı merhamet ve şefkat olduklarına mebnî mahsûl-i cedîd zahîrelerine bâ-evâmir-i aliyye ma‘a-zam takdîr olunan fiyâtın zamîmesine göre bu sene-i mübârekede Kapan-ı Dakīk’da beher keyl Tuna Arnavud hıntası seksen iki paraya ve Karno? yetmiş paraya ve Kızılcası altmış paraya ve Alçaklar Arnavud hınta yetmiş üç paraya bey‘ u şirâ ettirilmek iktizâ edip her ne kadar ecnâs-i zahîrenin bu vechile fiyâtı terakkī bulmuş ise de seksen dirhemden beş dirhem tenzîliyle yine ekmeğin yetmiş beş dirhemde ber-müstekar olması esnâf-ı mezkûrenin masârif ve ticâretlerine bir vechile dokunmayacağı zâhir ise de kutb-ı memâlik-i İslâmiye olan Dârü’s-saltanati’s-seniyye’de i‘mâl [46a] olunan nân-ı azîzin cemî‘ zamanda beyâz ve ra‘nâ ve pişkin ve müstesnâ olması matlûb-ı kat‘î-i hazret-i cihân-dârî olmak mülâbesesiyle mücerred bundan sonra bir gûne özür ve bahâneye mahâl kalmamak ve nân-ı azîz be-gāyet hâs ve beyâz işlenmek irâdesine mebnî husûs-ı mezbûr Rikâb-ı kamer-tâb-ı mülûkâneden lede’l-istîzân şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn mûcebince ba‘d-ezîn dahi esnâf-ı mezkûre nân-ı azîzin tabhı husûsunda bir gûne habâsete ictisâr ederler ise bir türlü emân ü zaman verilmeyip tertîb-i cezâ ile mücâzât kılınmaları şartıyla bu def‘a vâki‘ olan istirhâmları rehin-i müsâ‘ade olmağın imdi Kapan tüccârı kethudâlarıyla, habbâzân esnâfı kethudâ ve nizâm ustalarıyla ma‘an huzûrunuza celb ve Kapan Nâibi Efendi hazır olduğu hâlde evvel-emirde bu sene-i mübârekede Dersa‘âdet’e getirtecekleri ecnâs-i hıntaları fiyât-ı muharrere-i mezkûre ile bey‘ etmelerini tüccâr-ı merkūmeye ve sâniyen ol fiyât ile iştirâ edecekleri ecnâs-i hıntadan i‘mâl edecekleri nân-ı azîzi be-gāyet hâs ve pişkin ve sikkedâr ve tâmmü’l-vezn olarak tabh etmeleri şartıyla narh-ı mezkûrdan beş dirhem dahi tenzîl ile beher paralık nân-ı azîz yetmiş dirhem olmak üzere işlemelerini kavî ta‘ahhüde rabtederek tenbîh ve te’kîde mübâderet ve her hangisi bundan sonra bozuk ve vezinde noksan olarak i‘mâl ederler ise vebâlleri boyunlarına derhâl tertîb-i cezâ ile mücâzât kılınacaklarını dahi esnâf-ı mezkûrenin gûş-ı hûşlarına ilkā ve tefhîme dikkat ve bu vechile ta‘ahhüdlerinin mahâlline kaydettirilmesi için keyfiyeti huzûrumuza i‘lâma himmet ve ale’d-devam tenbîhât-ı mezkûrenin istikrârına nezâret eyleyeler deyü işbu târih-i i‘lâm şehrinin sekizinci günü târihiyle müverrah şeref-bahş-ı sahîfe-i sudûr olan fermân-ı âlî-şân selefleri fazîletlü, semâhatlü Emin Paşazâde Mehmed Emin Beyefendi hazretlerinin zamân-ı hükûmetlerinde bi’l-cümle Kapan tüccârı ve habbâzân esnâfı ve kethudâları ve nizâm ustaları muvâcehelerinde kırâet ve mazmûn-ı itâ‘at-makrûnu cümlesine tefhîm ve her biri sem‘an ve tâ‘aten merâsimini edâ ve bu sene-i mübârekede getirtecekleri zehâiri fiyât-ı mezkûre ile bey‘a Kapan tüccârı ve fiyât-ı mezkûre ile iştirâ edecekleri ecnâs-i zehâirden i‘mâl edecekleri nân-ı azîzi gāyet hâs ve beyâz ve pişkin ve sikkedâr ve tâmmü’l-vezn olarak tabh ve i‘mâle bi’l-cümle habbâzân esnâfı ta‘ahhüd ve her hangisi hilâf-ı ta‘ahhüd hareket eder ise ber-mantûk-ı emr-i âlî mücâzâta her biri rızâ-dâde olmuşlar ise dahi şehr-i merkūmun onuncu günü İstanbul kazâsı hükûmeti avâtıf-ı aliyye-i hüsrevâne ve avârif-i behiye-i mülûkâneden Ali Paşazâde fazîletlü, semâhatlü Abdullah Beyefendi hazretlerine tevcîh buyruldukda tekrar habbâzân esnâfı ve kethudâları ve nizâm ustaları nezd-i fazîletlerine celb ve yine mazmûn-ı emr-i âlî tefhîm olundukda her biri kemâ-fi’s-sâbık müte‘ahhid olmalarıyla ber-vech-i muharrer ta‘ahhüdleri Navl Kalemi’ne kayd ve taraf-ı müşârün-ileyhe ilmühaber i‘tâ olunmak bâbında hâlâ İstanbul Kādısı Mevlânâ-yı müşârün-ileyh memhûren bir kıt‘a i‘lâm etmeleriyle imdi i‘lâmı mûcebince Navl Kalemi’ne kayd ve taraflarına ilmühaberi i‘tâ olunmak bâbında fermân-ı âlî sâdır olmağın mûcebince mahâlline kaydolunup Mevlânâ-yı müşârün-ileyh hazretleri taraflarına Navl Kalemi’nden işbu ilmühaber verildi.

22 Ca sene 1220