İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 205 Hüküm no: 114 Orijinal metin no: [48b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sırp asileri üzerine gönderilecek ordu için hazırlanan 8 adet ekmekçi çadırı ve ekmekçilere dair fermân
Ser‘asker ordusuna 8 aded hayme ile 24 fırın tertîbi fermânı.
Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki
Serhadd-i İslâmiyeden Belgrad nevâhîsinde mütemekkin ehl-i zimmet tâifesinden Sırp keferesi nakz-ı ahd ve izhâr-ı isyân edip içlerinden birini sergerde ta‘yîn ve âyin-i küfrü alâ-sebîli’l-iştihâr icrâ ve cizyelerini edâdan imtinâ‘ ve bilâd-ı İslâmiyeden bir beldeye istîlâ ve galebe ve cihâren ehl-i İslâm ile mukātele ve muhârebe edip belde-i mezbûre ve kurbünde olan bilâdın ahâlîsi def‘e kādir olmasalar, kefere-i merkūmeyi def‘ mümkün olacak bilâd-ı Müslimînin cihâda kādir ahâlîsi üzerlerine cihâd farz-ı ayn olup tekâsül ve müsâmaha ederler ise ism-i azîm ile âsimler olup dünyâda ta‘zîr-i şedîde ve ukbâda azâba müstahık olacaklarını mübeyyin şerî‘at-i garrâdan verilen fetvâ-yı şerîf mûcebince usât-ı mesfûrenin tedîb ve terbiyeleriyle taht-ı ra‘iyyete idhâli düstûr-ı mükerrem, müşîr-i mufahham, nizâmü’l-âlem, hâlâ Rumeli Vâlîsi ve Ser‘askeri Vezîrim İbrahim Paşa -edâmallâhü te‘âlâ iclâlehû-nun muhavvel-i uhde-i istîhâli kılınmak mülâbesesiyle evvel-bahâr-ı huceste-âsârda Sofya ve Niş havâlîsinde sütûde-endâz olacağı ecilden ordu-yı Ser‘askerîde ekmekci çadırının lüzûmu olduğuna binâen sekiz aded ekmekci haymeleri tertîb ve irsâl olunması husûsuna irâde-i seniyyem ta‘alluk etmekden nâşî mûcebince hizmet-i mezkûrede istihdâm için Kapan Nâibi ve habbâzân kethudâsı ve bi’l-cümle nizâm ustaları ma‘rifetleriyle iki aded hayme ile Rumeli ustalarından Ömer Usta ordu-yı mezkûra ekmekcibaşı nasb u ta‘yîn ve bir hayme ile Eyüb b. Osman ve şerîki Tahir b. Abdullah ve bir hayme ile dahi Fenerli Tahir ve şerîki Mehmed ve bir hayme ile Muslu ve şerîki karındaşı İslâm ve bir hayme ile dahi Safer ve şerîki Ömer ve bir hayme ile dahi Anadolu ustalarından Kirkor v. Kigork ve şerîki Mıgırdıç v. Kazer ve bir hayme ile dahi Hankanos ve Nikogos nâm zimmîler usta ta‘yîn ve cümlesine Habbâzân Kethudâsı İbrahim ve Salıcı el-Hâc Hüseyin Can [ve] Yiğitbaşı Süleyman ve nizâm ustaları ve esnâf-ı merkūmun müsin ve ihtiyâr söz sahibleri kefîl olup içlerinden firâr veyâhûd hilâf-ı rızâ hareket eder olur ise Âsitâne-i aliyyemde olan küfelâsı cümle ma‘rifetiyle ahz ve tedîbât-ı lâyıkaları icrâsına cümlesi râzılar olmalarıyla zikrolunan sekiz aded haymeler için cânib-i mîrîden iktizâ eden mebâliğın i‘tâsı husûsunu sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, memhûren i‘lâm eylemişsin. Mûcebince ta‘ahhüdleri mahâlline kayd ve ber-mu‘tâd sekiz aded haymede yirmi dört fırının beherine ikişer yüz guruş mühimmât-bahâ ve yüzer guruş peşîn ücret-i tabhıyeden îcâb eden yedi bin iki yüz guruş i‘tâ ve Ordu-yı müşârün-ileyh Defterdârı tarafına ilmühaberi verilmekle i‘tâ olunan meblağ-ı mezkûr ma‘rifetin ve Kapan Nâibi ve kethudâ ve yiğitbaşı ve nizâm ustaları ma‘rifetleriyle habbâzân-ı merkūmûna tevzî‘ ve haymelerini tanzîm ve müşârün-ileyh Ordusu Defterdârı mûmâ-ileyh ma‘iyyetiyle savb-ı maksûda âzim olmaları fermânım olmağın me’mûriyetlerini hâvî işbu emr-i celîlü’l-ezzim ısdâr ve habbâzân-ı merkūmûn yedlerine i‘tâ olunmuşdur. İmdi gerekdir ki ber-vech-i muharrer meblağ-ı mezbûru cümle ma‘rifetiyle habbâzân-ı merkūmûna tevzî‘ ve haymelerini tanzîm ve ordu-yı müşârün-ileyh Defterdârı mûmâ-ileyh ma‘iyyetiyle savb-ı maksûda âzim olup hizmet-i [49a] mezkûrede sadâkat ve istikāmet edip hilâf-ı rızâ hareketden hazer ve mücânebet eylemeleri husûsunu gereği gibi tenbîh ve te’kîde mezîd-i ihtimâm ve dikkat eylemen bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfına bir türlü rızâ ve cevâz göstermeyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.
Fî 14 Zilhicce sene 1220
Mahrûse-i Kostantıniyye
|