.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 272
Hüküm no: 171
Orijinal metin no: [68b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul gedik sahibi imâmeci ve çıkrıkçı esnafının, dükkân sahipleri tarafından kiracısı oldukları dükkânlardan bu husustaki nizamlarına aykırı olarak çıkarılmalarına izin verilmemesi

Uzunçarşı’da çıkrıkcı ve iğci esnâfının gediklerine dâir fermân-ı âlî-şândır.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în <> bi’l-fi‘il İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Sâdır olan fermân-ı âlî-şânıma imtisâlen Âsitâne-i aliyyede Uzunçarşı’da ve mahâll-i sâire-i ma‘lûmede ve Bilâd-ı Selâse ve tevâbi‘lerinde vâki‘ imâmeci ve çıkrıkcı esnâfının yüz seksen aded gediklü dekâkîn ashâbından Zihgîrcibaşı Mehmed ve Kethudâları Ömer ve Yiğitbaşı Hasan Usta ve mütevellîleri el-Hâc Mustafa ve müsin ve ihtiyârlarından Ali ve Osman ve İğci Hacı İsmail ve Abdullah ve Hüseyin ve el-Hâc Ahmed ve Başçavuş İsmail ve Çorbacı Mustafa ve İbrahim ve el-Hâc Hasan ve el-Hâc İbrahim ve es-Seyyid el-Hâc Mehmed ve Sipâhi Ömer ve Küçük Abdullah ve Üsküdarlı el-Hâc Ali ve sâir yüz elli neferden mütecâviz kimesneler Çarşamba günü Arz Odası’nda Sadrazamım huzûrunda ma‘kūd meclis-i şer‘-i hatîrda zikri âtî dükkânın bi’l-icâreteyn mutasarrıfesi Şerîfe Emine bt. el-Hâc Mehmed nâm Hatun muvâcehesinde her birleri takrîr-i kelâm edip yedlerimizde müte‘addide evâmir-i aliyyede tafsîl ü beyân kılındığı üzere imâmeci ve çıkrıkcı esnâfının nizâm-ı kadîmleri mârrü’z-zikr Uzunçarşı ve mahâll-i sâire ve Bilâd-ı Selâse ve tevâbi‘lerinde cem‘an yüz seksen aded dekâkîn müste’cirleri ve derûnlarında mevcûd beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunan âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmelere mâlikler olup öteden beri Cebehâne-i âmire tarafına meteris kazması sapı ve balta-i harîk sapı ve meş‘al kabzası ve barut dibeği ve levâzım-ı sâire ve Tophâne-i ma‘mûre tarafına dahi varyos sapı ve dokuz vakıyyeden yarım vakıyyeye varınca ağaç palastobrası ve pîşrev-i kebîr ve top tomarı ve kalıb ve hartuç kalıbı ve levâzım-ı sâire ve Tersâne-i âmire tarafına dahi hartuç pûsisi ve şakoloz tapası ve gülle zarfı ve top kapağı ve levâzım-ı sâiresi ve Humbarahâne tarafına dahi altmış beş çapından on dört çapına gelince envâ‘-ı humbara tapası ve tapa-i dest ve tokmak ve mahtab çubuğu ve levâzım-ı sâire ve Mehterhâne-i Hayme Ocağı tarafına kızılcık kazığı ve çimşir tokmak ve mevâcib kîseleri temhîri için kozak ve mevlîd-i şerîf kırâeti levâzımından olan şerbet tablaları ve Enderûn-ı hümâyûn için Şehremîni ma‘rifetiyle verilegelen levâzımât-ı sâire bilâ-tekâsül vakt ü zamanıyl[a] edâ ve teslîm olunmak üzere cümlemiz birbirimize <> mütekeffiller olduğumuza mebnî vech-i meşrûh üzere tanzîm ve teslîm husûsunda kat‘an kusûrumuz olmayıp ve mevâzi‘-ı mezkûrede ez-kadîm müste’ciren sâkinler olduğumuz dekâkîn-i mezkûrelerimizin kirâlarını kadîmi üzere bi’l-icâreteyn mutasarrıflarına mâh be-mâh bilâ-te‘allül edâ olunur iken dekâkîn-i merkūme mutasarrıfları kirâ artırmak yâhûd âhar gûne ızrâr etmek dâ‘iyesiyle gedik ashâbı olan müste’cirlerini dükkânlardan bilâ-mûcib ihrâc teklîfiyle rencîde ettirilmemek ve gediklü ustaların kadîmî sâkin oldukları dükkânlarında âhar esnâf iskân olunmamak ve eğer âhar esnâfdan iskân olunur ise ihrâc olunup kadîmisi üzere imâmeci ve çıkrıkcı esnâfından gediklü usta iskân olunmak, mâdâm ki gediklü ustalar sâkin oldukları dükkânların kadîmi üzere kirâsını mülk sahiblerine edâ eylediklerinde kirâsını ziyâde etmek için birer bahâne ile müste’cirleri olan gedik ashâbını dükkânlarından ihrâc teklîfiyle rencîde olunmamak üzere beynimizde düstûrü’l-amel olan şurût-ı nizâm-ı kadîmimizden iken bu esnâda esnâfımızdan hazır bi’l-meclis Parmaklıkçı Mustafa Usta b. Mehmed nâm kimesnenin İstanbul’da Uzunçarşı civârında Tahtakale kurbünde Paçacı Sokağı nâm mahâlde kâin kadîmden beri beher şehr üç guruş kirâ ile müste’ciren sâkin ve gediğine mâlik olup bi-kazâillâhi te‘âlâ iki def‘a vukū‘ bulan harîkde kendi mâlından teberru‘an li’l-vakf binâ eylediği bir bâb çıkrıkcı dükkânının bi’l-icâreteyn mutasarrıfesi olan mezbûre Şerîfe Emine Hatun, dükkân-ı mezkûru mutasarrıfe olduğu menzilime bilâ-mûcib ilhâk ve idhâl edeceğim deyü müste’ciri mezbûru ızrâr kasdıyla kirâ-i kadîmini artırmak dâ‘iyesinde olup ihrâcına tesâddî etmekle bu vechile harekete tesâddîsi sâire sirâyet ederek esnâfımızın perâkende ve perîşân olmasına bâ‘is ve mühimmât-ı seferiye ve gerek levâzım-ı sâire-i mîrîyyenin acâleten tedârük ve tanzîminde ukde-i te’hîrine sebeb-i müstakil olacağı mülâhazadan ba‘îd olmamağla ber-mûceb-i nizâm-ı kadîm beynimizde düstûrü’l-amel olan şurût-ı mer‘iyyemizi ihtilâlden sıyâneten mezbûre Şerîfe Emine Hatun’un vâki‘ olan [69a] te‘addîsi men‘ u def‘ olunup müfâd-ı evâmir-i aliyye üzere kadîmi vechile amel olunması için tenbîh olunmak matlûbumuzdur deyü takrîr-i meşrûhlarına mutâbık evâmir-i aliyyenin mazâmîn-i münîfesini mezbûre Şerîfe Emine Hatun ikrâr ve dükkân-ı mezkûr seksen seneden beri esnâf-ı merkūmenin yüz seksen aded mu‘teber gediklerinden olan dekâkînlere dâhil olduğunu tasdîk etmekle esnâf-ı merkūmenin ber-vech-i muharrer yüz seksen aded mu‘teber ve mukayyed gedikleri olup müste’ciren sâkin oldukları dekâkîn-i mezkûrelerin tasarrufları derûnlarında müşâhereten müste’cirleri olan gedik ashâbının veregeldikleri kirâ-yı kadîmine bir akçe zammeylememek ve âhara îcâr garazıyla yâhûd âhar gûne bahâne ile dekâkîn-i mezkûreden kat‘an ihrâc olunmamak ve nizâm-ı sâirleri dahi mu‘teber tutulmak şurût-ı mer‘iyyelerinden olduğu yedlerinde olan emr-i âlî-şândan müstebân olmağla mezbûre Şerîfe Emine Hatun’un ber-vech-i muharrer ihrâc teklîfiyle te‘addîsi mugāyir-i nizâm olmağla ber-mantûk-ı evâmir-i aliyye kadîmi üzere amel olunup ihtilâl-i nizâm[ı] mûcib harekete tesâddî ile ziyâde kirâ artırmak veyâhûd âhar gûne bahâne ile ihrâc teklîfiyle rencîde ve mu‘ârazadan men‘ olunmağla istihkâmen esnâf-ı mezbûrûnun sâir beynlerinde düstûrü’l-amel olan şurût-ı nizâm-ı mer‘iyyeleri üzere yedlerine bâlâsı tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-dârî ile mu‘anven bir kıt‘a emr-i âlî-şânım sudûru bâbında esnâf-ı merkūmûn her birleri istid‘â ve istirhâm eylediklerin sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyh Abdullah -zîdet fezâilühû-sun, i‘lâm etmenle i‘lâmın mûcebince amel olunmak fermânım olmağın imdi sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, mukaddemâ sâdır olan evâmir-i şerîfem mûceblerince amel ve hareket olunup ihtilâl-i nizâmı mûcib harekete tesâddî ile mugāyir-i evâmir-i aliyye ziyâde kirâ artırmak veyâhûd âhar gûne bahâne ile bî-vech ihrâc teklîfiyle rencîde olunmayıp men‘ u def‘ olunduğu ve Başmuhâsebe’ye ilmühaberi verildiği ma‘lûmun oldukda ber-vech-i meşrûh amel ve harekete ihtimâm ve dikkat ve hilâfından ittikā ve mübâ‘adet olunmak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından hazer eyleyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fi’l-evâsıtı şehri Rebî‘ülâhir sene 1221

Be-makām-ı Kostantıniyyeti’l-mahrûse