İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 319 Hüküm no: 218 Orijinal metin no: [83a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Bal Kapanı ve Galata Yağ Kapanı tüccarlarının kurdukları ortaklıklara ait hesapların görülmesinde ve anlaşmazlıkların hallinde tek yetkili merciin İstanbul Kadısı olduğu
Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în bi’l-fi‘il İstanbul Kādısı olan Mevlânâ Mehmed Murad -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki
Âsitâne-i sa‘âdetimde Bal Kapanı ve Galata Yağ Kapanı tüccârının Südde-i sa‘âdetime takdîm eyledikleri arzuhâllerinde Nâzır Mehmed Emin ve tüccârdan Salih ve Kasab el-Hâc Mehmed ve Turhan Ahmed ve el-Hâc Ömer ve Kasab dâmadı el-Hâc Mustafa ve el-Hâc Hasan ve el-Hâc Süleyman ve Ahmed Yazıcı ve Galata Nâzırı es-Seyyid el-Hâc Ali ve es-Seyyid Mehmed ve sâir bi’l-cümle tüccâr meclis-i şer‘de istintâk olunduklarında bizim kadîmden beynimizde mütedâir mu‘âmelâtımız sarrâfân tâifesinden ve ba‘zı eytâm vasîlerinden ve sâir akçe bulunan mahallerden bâ-murâbaha istidâne ile rü’yet ve idâre olunagelip her birimiz şürekâlarımızla fesh-i akd-i şirket eylediğimizde tüccâr ma‘rifetleriyle rü’yet-i hesâb olunup şürekâlarımız Eflak ve Boğdan’da müteferrik olduklarından her bir maddede emir ve icâzetleri mümkün olmamağla şerîk-i âharın masârifât-ı lâzıme-i ma‘lûmeye sarfı ve sarrâfâna verdiği akçe güzeştesi hesâba idhâl olunarak lede’l-muhâsebe ahadühümânın âhar zimmetinde zuhûr eden alacağı ma‘rifet-i şer‘ ve ma‘rifet-i tüccâr ile te’diye olunmak şurût-ı nizâm-ı kadîm-i mer‘iyye ve mu‘teberemizden olup ve bu makūle iki şerîk beyninde münâza‘a vâkı‘a oldukda nizâm-ı mu‘tebere ve örf ve âdet-i tüccâra ancak İstanbul kādıları vâkıf ve nizâm-ı tüccâra me’mûr olup mahâkim-i sâirenin vukūfu olmadığından, murâbaha maddesi tutulmaz, diyerek cevâba tesâddî ile kâffe-i şürekâmıza sirâyet edip bu vechile kâffe-i nizâm ve intizâmımız halel-pezîr olacağı bedîdâr ve vakt ü zamanıyla revgan celbine adem-i iktidâr ile revgan vürûdunun inkıtâ‘ına bâdî olur hâlâtdan olmağla kadîmden kâffe-i husûsâtımız nizâm-ı mer‘iyyemize tatbîk ancak bi’l-cümle tüccâr ma‘rifetiyle rü’yet ve inhâlarımız ile nizâm-ı kadîmemize tatbîkan tanzîm olunagelmiş iken bu esnâda tüccârımızdan Odunkapılı Mehmed, şerîki İskender ile fesh-i akd-i şirket edip beynlerinde münâza‘a peydâ oldukda kā‘ide-i kadîme üzere tüccârımız ma‘rifetleriyle tanzîm olunmak iktizâ eder iken merkūm İskender hilâf-ı şurût ve nizâm murâbahayı hesâba idhâl etmemek sevdâsıyla mahâll-i âharda terâfu‘ irâdesiyle tüccârımızı ızrâr ve ihtilâl ve perîşâniyetimize ibtidâr etmekle gerek merkūmânın rü’yet-i hesâbları ve gerek fîmâ-ba‘d bu misillü vukū‘ bulacak muhâsebât maddeleri ve sâir nizâm-ı kadîmemize halel verecek da‘vâ ve nizâ‘ımız ancak Çarşamba günü Arz Odası’nda huzûr-ı Sadrazamîde İstanbul kādîları <> ma‘rifetleriyle rü’yet ve tanzîm olunup mahâll-i âharda hükkâm-ı sâire istimâ‘ etmemeleri bâbında bâlâsı tuğrâ-yı garrâ ile muvaşşah yedlerimize bir kıt‘a fermân-ı celîlü’ş-şân inâyet ve ihsân olunup tüccâr-ı merkūm zarar ve hüsrândan vikāye ve ibâdullâh dahi revgan ve zehâir husûslarında muzâyaka ve ıztırâbdan himâye olunmak murâdımızdır deyü her biri istirhâm ve istid‘â-yı inâyet eylediklerini sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, i‘lâm etmenle i‘lâmın mûcebince amel olunmak fermânım olmağın imdi sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, vech-i meşrûh üzere amel ve harekete ihtimâm ve dikkat olunmak ve hilâfı vaz‘ ve hareket tecvîz olunmamak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından tevakkī ve mübâ‘adet eyleyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.
Tahrîren fî-evâhiri şehri Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene ihdâ ve işrîn ve mieteyn ve elf.
Be-makām-ı Kostantıniyyeti’l-mahrûse
|