.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 335
Hüküm no: 231
Orijinal metin no: [87a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Yük taşıyan öküz arabacılarının yolcu taşıyamayacakları, bu amaçla ihdas ettikleri arabaların süs ve nakışlarının giderilmesi, yolcu taşımaya mahsus koçaş ve talika arabacılarının da nizamlarına ve yeni belirlenen ücret tarifesine uymaları

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim, câmi‘ü’l-mahâmid ve’l-mekârim, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’d-dâim Dergâh-ı mu‘allâm Sekbânbaşısı Mustafa -dâme mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Koçaş ve talika arabacılarının Rikâb-ı hümâyûnuma takdîm eyledikleri arzuhâlleri mefhûmunda Karagümrük’de vâki‘ öküz arabacıları göç ve sâir eşyâ nakline kanâ‘at etmeyip Üsküdar ve mahâll-i sâire arabalarına taklîd olarak bir seneden beri yirmi otuzdan ziyâde münakkaş ve pûşîdeli ve yaldızlı arabalar ihdâsıyla bunların ticâretlerine müdâhale ve mu‘tâddan ziyâde ücret talebiyle ibâdullâhı ızrâr eylediklerini beyân birle o makūle muhdes arabaların ashâbı ve arabacıbaşı ve yiğitbaşılarıyla huzûr-ı şer‘de mürâfa‘a ve muhdes arabaları men‘ olunmasını istid‘â etmeleriyle tarafeynden birkaç nefer <> ihtiyârları celb ve husûs-ı mezbûr mülâhaza ve dikkatle rü’yet ve bu bâbda iktizâ edenlerden dahi tahkīk birle ibâdullâha hayırlu olarak sûret ne ise i‘lâm olunmak üzere taraf-ı şer‘a havâle olundukda Koçaş Arabacıları Kethudâsı İbrahim ve Keleş el-Hâc Mehmed ve Ahmed ve Mehmed Said ve Abdullah ve el-Hâc Mehmed ve İshak ve Osman ve Hâfız Mehmed Sâdık ve Reşid ve Hacı Süleyman ve Hacı Mehmed ve Ali ve Ebûbekir ve Halil ve Topcuoğlu Mustafa ve sâir ma‘lûmü’l-esâmî kimesneler meclis-i şer‘-i envere ihzâr ve istintâk olunduklarında İstanbul’da Karagümrük’de vâki‘ Öküz Arabacıları Kethudâsı el-Hâc Mehmed ve Yiğitbaşı Ali ve Mustafa ve Mehmed ve sâirleri mahzarlarında takrîr-i kelâm edip bizler koçaş arabacıları ve talikacıları olup kadîmü’l-eyyâmdan beri mezbûrlar İstanbul içinde eşyâ nakli ile meşgūl ve ba‘zan lede’l-iktizâ nisvân, arabalarına süvâr oldukda arabalarını hasır örtülü olarak isti‘mâl edegelmişler iken bu esnâda mugāyir-i kadîm Üsküdar öküz arabacıları misillü münakkaş ve yaldızlı ve derûnu san‘atlı ve üzeri elvan ihrâm pûşîdeli arabalar<<ı>> ihdâs ve mahallât aralarında müşteri arayarak geşt ü güzâr etmeleri ve mizâc-ı nisvânın isrâf ve sefâhata mâil olduklarından ekseri mezbûrûnun arabalarıyla mesîrelerde ve İstanbul içinde envâ‘-ı fesâdı mûcib ve bizim tedîb olunacağımızı müstevcib bir keyfiyet olduğunu beyân ve suâl birle mezbûrûn ba‘d-ezîn arabalarının nakış ve yaldızını tağyîr ve kemâ-fi’l-evvel hasırlı arabalarıyla eşyâ nakline iştigāl eylemeleri murâdımızdır, dediklerinde mezbûrûn cevâblarında isti‘mâl ettikleri öküz arabaları kadîmden beri sâde ve zînetsiz olup ancak birkaç seneden beri Kâğıthane tarafında olan arabalardan sirâyet edip içimizden ba‘zılarımız arabalarımızı [87b] münakkaş ve yaldızlı inşâ ve ihdâs etmiş idik deyü ikrâr ve i‘tirâf etmeleriyle bu misillü münakkaş ve yaldızlı arabaların ihdâsının isrâf ve sefâhatdan kat‘-ı nazar nisvân tâifesinin dahi şîrâze-i itâ‘at ve ismetlerinin perîşânî[si]ne sebeb-i küllî ve zımnında nice fesâd ve fezâyıhın peydâ olmasını mûcib olduğu zâhir ve bedîhî olmağla zikrolunan öküz arabalarının muhdes olan zînet ve âlâyişi ref‘ olunup kadîmü’l-eyyâmdan beri olageldiği vechile gerek mezbûrûn ve gerek Eyüp’de olan sâir öküz arabacıları ve’l-hâsıl mugāyir-i kadîm İstanbul’a münakkaş öküz arabaları duhûl etmemek ve hilâfına hareket edenler tedîb olunmak için emr-i şerîfim sudûru i‘lâm olundukdan sonra mu‘tedil ücret kat‘ı ile cümleye mûcib-i menfa‘at olur hâlâtın istihsâli husûsuna dahi irâde-i seniyyem müte‘allik olmağla tekrar zikrolunan koçaş esnâfı meclis-i şer‘a celb olunup İstanbul içinde Bahçekapısı’ndan Yedikule ve Silivrikapısı ve Edirnekapısı ve hazret-i Ebî Eyüb-i Ensârî’ye varınca bırakma ücretleri dörder guruş ve yine Bahçekapısı’ndan Aksaray ve Yenibahçe ve Sultân Mehmed ve ol havâlîye varınca iki guruş ve Atpazarı’ndan Bahçekapısı’na ve Yedikule ve buna kıyâs mahallere kezâlik iki guruş, İstanbul içinde bütün gün akşama değin istîcâr olunur ise yevmiye-i kâmile ücretleri altı guruş olmak üzere kat‘ ve tanzîm olundukda onlar dahi râzılar olup fîmâ-ba‘d ücret-i mu‘tedile-i maktû‘alarından ziyâde kimesneden bir akçe mutâlebe <> etmemeğe ta‘ahhüd ve bu sûret nisvânın ırz u edeblerini muhâfaza zımnında kadîme ri‘âyet olunup ta‘ahhüdleri mâşâallâhü te‘âlâ düstûrü’l-amel tutulmak için bâlâsı tuğrâ-yı garrâ ile mu‘anven bir kıt‘a emr-i şerîfim ısdârını sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, i‘lâm etmenle ber-mûceb-i i‘lâm ve ber-muktezâ-yı ta‘ahhüd amel ve hareket ve fîmâ-ba‘d mugāyir-i ta‘ahhüd ziyâde ücret veyâhûd ism-i âhar ile ya‘nî bahşiş diyerek akçe mutâlebe ve ahz <> eder olur ise cezâ-yı sezâsı beher hâl icrâ ile tedîb olunmak ve içlerine kefîlsiz adam idhâl olunmayıp kendileri ve istihdâm eyledikleri sürücüleri mücerrebü’l-etvâr ve ehl-i ırz olup süfehâ libâsıyla dahi araba yanında gitmemek ve içlerinden her hangisi tavırlarında ve libâslarında ve ücretlerinde hilâf-ı ta‘ahhüd ve mugāyir-i rızâ-yı âlî-şânım ednâ mertebe harekete cesâret eder ise kethudâ ve yiğitbaşıları haber vermek ve ihbârda müsâmaha ederler ise ibtidâ kendileri tedîb olunmak ve nizâm-ı mezkûr bundan böyle mer‘î ve mu‘teber tutulup hilâfına irâe-i ruhsat olunmamak için Başmuhâsebe’ye sebt olunup İstanbul Mahkemesi’ne kayd ve herkese i‘lân ve işâ‘at ile bu vechile ibâdullâh hasârdan sıyânet kılınmak üzere siz ki mevlânâ ve sekbânbaşı-i mûmâ-ileyhimâsız, size hitâben emr-i şerîfim verilmek ve Dîvân Kalemi’ne ve mahâkim sicillâtına ilmühaberleri i‘tâ olunmak fermânım olmağın mûcebince işbu emr-i âlî-şânım ısdâr ve yedlerine i‘tâ olunmuşdur. İmdi vusûlünde bâlâda bast u beyân olunduğu üzere nizâm-ı mezkûra ale’d-devam ri‘âyet olunması matlûb-ı mülûkânem olduğu ma‘lûmunuz oldukda işbu emr-i celîlü’ş-şânımı muvâcehelerinde kırâet ve ber-vech-i ekîd tenbîh ve te’kîde dikkat ve hilâf-ı ta‘ahhüd harekete cesâret edenler olur ise tedîb olunmak için isim ve şöhretleriyle keyfiyetlerini i‘lâm ve inhâya mübâderet eylemeniz bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûnu üzere âmil olup hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesiz. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Fi’l-yevmi’s-sâbi‘ ve’l-işrîn min-Cumâdelûlâ li-sene isnâ ve işrîn ve mieteyn ve elf.

Be-makām-ı Kostantıniyye