.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 427
Hüküm no: 310
Orijinal metin no: [116b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Daha önce ferman gereğince kapatılmış olan Valide Hanı yakınındaki francalacı fırınının yeniden açılmasına izin verildiği

Vâlide Hanı’nda francala fırını küşâdı.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Yani nâm zimmînin takdîm eylediği arzuhâli mefhûmunda İstanbul’da Vâlide Hanı kurbünde vâki‘ bir bâb francalacı fırınının gediği taht-ı tasarrufunda olup bu def‘a sedd ü bend olduğundan bahisle fırın-ı mezkûrun küşâdını istid‘â-yı inâyet eylediği ecilden Hazîne-i âmiremde mahfûz Başmuhâsebe defterlerine nazar olundukda francalacı fırınlarından yedi aded fırından mâ‘adâsı sedd ü bend olunup emr-i şerîfim verildiği derkenâr olmağla iktizâsı sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyh Mehmed Tahir -zîdet fezâilühû-sun, senden isti‘lâm olundukda bundan akdem İstanbul ve havâlîsinde mahâll-i ma‘lûmede yedi aded francalacı fırınları ibkā ve mâ‘adâsı bâ-irâde-i aliyye sedd ü bend olunmuş olup ba‘dehû vâlid-i mâcidim, peder-i vâlâ-güherim merhûm ve mağfûrun-leh Sultân Abdülhamid Han -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân- hazretlerinin Beylerbeyi ve Mîrgûnoğlu nâm mahallerde müceddeden binâ ve inşâsına muvaffak oldukları cevâmi‘-i şerîf[e] evkāfından mahalleteyn-i merkūmeteynde iki aded ve Gümrükcü Çiftliği nâm mahâlde ve Kumkapı hâricinde ve Tavuk Pazarı’nda ve Beykoz civârında Kâğıthane nâm mevzi‘de ve Eyüp ve Hasköy ve mahâll-i sâire-i ma‘lûmede mesdûd olan francalacı fırınları bâ-irâde-i aliyyem küşâdlarına ruhsat verilmiş olmağla işbu küşâdı istid‘â olunan fırın dahi mukaddemâ bâ-irâde-i aliyye mesdûd olan fırınlara dâhil olup lâkin fırın-ı mezkûr icâreden mu‘attal kalmağla Vakf-ı şerîfe muzır olduğundan mâ‘adâ müste’ciri mersûm Yani dahi mağdûr ve perîşânü’l-hâl olmağla Vakf-ı şerîfi sıyâneten ve zimmî-i mersûmun hâline merhameten emsâline kıyâsen küşâdı için ruhsatı hâvî emr-i şerîf-i âlî-şânım i‘tâ olunmasını istirhâm eylediğini memhûren i‘lâm eylemişsin. İmdi i‘lâmın mûcebince zikrolunan fırınların küşâdı için ruhsatı hâvî fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel edip dahi ber-vech-i muharrer i‘lâmın mûcebince fırın-ı mezkûrun küşâdı için ruhsatı hâvî şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i âlî-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi birle âmil olasın. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis min-Zilka‘de sene selâse [ve] işrîn ve mieteyn ve elf.

Kostantıniyyeti’l-mahrûse