İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 429 Hüküm no: 312 Orijinal metin no: [117a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vaizlerin ve hocaların camilerde emirde belirtilen hususlarda vaaz vermeleri, vazifelerini ve dinen farz olan hususları anlatmaları
Cevâmi‘ ve mesâcid ve vâ‘iz efendilere du‘â ve istiğfâr emri.
Bâ-sah.
İstanbul Kādısı İzzetlü, Fazîletlü Efendi Hazretleri
İrâde-i kātı‘a-i İlâhiye taalluk eylediği kazâ-yı mübrem beher hâl evkāt-ı mukadderesi hulûlünde zuhûr etmemek emr-i muhâl ve tedâbîr-i ukūl-i beşeriyye ile sarf u tahvîli adîmü’l-ihtimâldir. Lâkin herkes salâh-ı hâline müte‘allik umûrda irâde-i cüz’iyesini sarf ile eltâf u inâyât-ı Rabbâniyyeyi niyâz ü ricâ etmeğe me’mûr olmağla Hak Sübhânehû ve te‘âlâ hazretlerinin ef‘âli ilel ü a‘râzdan ârî olup hikem ve masâlihi mutazammın olduğundan -Ve mâ halaktü’l-cinne ve’l-inse illâ li-ya‘büdûn- nazm-ı celîlinin muktezâsınca tâifeteyn-i merkūmeteyn Allâhu zü’l-celâli bilip emrine imtisâl ve nehyinden ictinâb ederek ibâdet eylemek maslahatı için halk olundukları ve ilm ü îmân ü tâ‘ât bulunduğu hengâmda dünyâda emniyet ü rahat ve hısb u rehâ hâsıl olup neşe-i uhrâda na‘îm-i ebedîye vâsıl olunacağı nusûs-ı kātı‘a ile sâbit ve hilâf-ı rızâu’llâh hareket olunup cehl ü isyân tahakkuk eylediği zaman -Zahera’l-fesâdü fi’l-berri ve’l-bahri bi-mâ kesebet eydi’n-nâsi li-yüzîkahüm ba‘za’llezî amilû le‘allehüm yerci‘ûn- nazm-ı kerîmi mübtegāsınca nehb ü gārât ve katl-i nüfûs ve hark u gark ve kaht u galâyı müstelzim olup tâib ü müstağfir olduklarında ihsân-ı İlâhî cârî olageldiği ve birkaç seneden beri tahaddüs eden fesâdât ü fiten Zeyd ü Amr’dan bilinmeyip -Mâ esâbeke min-hasenetin fe-minallâhi ve mâ esâbeke min-seyyietin fe-min-nefsike- nass-ı şerîfi üzere kendi kusûr u günâh ü isyânımız sebebiyle işbu havâdis-i nâgeh-zuhûr ma‘nevî tenbîh-i İlâhî olduğu ukūl-i selîme ashâbı indinde ke’ş-şemsi fî-vasatı’n-nehâr zâhir ü âşikâr olmağın İmâmü’l-Müslimîn, Halîfe-i rûy-ı zemîn, Zıllullâhi fi’l-âlemîn, şevketlü, azametlü, adâletlü, kudretlü, kerâmetlü velîni‘met-i âlem Pâdişâhımız efendimiz -halledallâhü hilâfetehû ve ebbede saltanatehû- hazretlerinin irâde-i aliyye-i şâhâne ve niyet-i hâlisa-i mülûkâneleri -Elem-ye’ni li’llezîne âmenû en-tahşa‘a kulûbühüm li-zikri’llâh- âyet-i kerîmesi mûcebince her husûs şer‘-i şerîfe ve kānûn-ı münîfe tatbîk olunarak dâimâ tahsîl-i rızâ-yı Bârî ile zamân-ı adâlet-nişân-ı mülûkânelerinde bi’l-cümle fukarâ ve zu‘afâ ve ahâlî ve re‘âyâya neşr-i âsâr-ı adâlet ve ifâza-i envâ‘-ı birr u re’fet ile mezâlim ü te‘addiyâtdan himâyet ü sıyânet ve her hâlde refâh ü râhatları idiği hâlen ve kālen ma‘lûmumuz olan keyfiyâtdan ve a‘mâl ü ef‘âlimizi dâimâ tefekkür ve mülâhaza birle âlûde olduğumuz çirkâb-ı ma‘sıyyetden -Tûbû ilallâhi tevbeten nasûhan- fahvâ-yı itâ‘at-ihtivâsı üzere tevbe ve istiğfâr ve rızâu’llâh tahsîline sa‘y ü ibtidâr ile me’mûr olduğumuz evkāt-ı hamseyi cemâ‘atle edâ ve sâir ferâiz ve sünen-i Resûlullâh’ı îfâ ve ma‘sıyet ü günâhlarımız afvını Dergâh-ı cenâb-ı Kibriyâ’dan bi’t-tazarru‘ ricâ ederek ve devam-ı ömr ü devlet ve tezâyüd-i şân u şevket-i Zıllullâhî ile gāliben ale’l-a‘dâ mansûru’l-livâ olmaları için hayır du‘âya muvâzabet ü müdâvemet eylemek cümleye vâcibe-i zimmet ve bâ‘is-i hayr u bereket olduğu bedîhiyâtdan olup bâ-husûs -Etî‘u’llâhe ve etî‘u’r-Resûle ve üli’l-emri minküm- âyet-i kerîmesi muktezâsınca Allâhu Zü’l-celâl hazretlerinin emrine ve Resûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz hazretlerinin emrine ve şer‘-i şerîfe muvâfık olduğu hâlde ve emr-i mübâhda Halîfetullâh hazretlerinin emrine itâ‘at ü inkıyâd cümle üzerine farz-ı ayn olduğu müsellem-i üli’l-elbâb iken ekser nâs cehl isti‘âb edip hevâ ü nefslerine teba‘iyetle menâhîye mâil ve hakk u bâtılı fark u temyîzden gāfil olduklarına mebnî bu makūleler vazîfe-i hâlleri olan ilm ü îmân ü tâ‘âte ve rûz-ı cezâda bâ‘is-i selâmet ü necâtları olacak hâlât-ı hasene istihsâline sa‘y ü mübâderet eylediklerince -Le‘alla’llâhe yuhdisü ba‘de zâlike yüsran- ma‘nâlarına kemâl-i vüsûk u i‘timâd olunduğuna binâen cenâb-ı Veliyy-i rahmetden afv u mağfiretle emniyet ü rahat ve hısb u rehâ ihsân ü atâsı me’mûl ü ricâsı zımnında bu bâbda nusûs-ı kātı‘ayı şâmil olan âyât-ı celîle-i Kur’âniyye ve ahâdîs-i şerîfe-i Nebeviye ma‘ânî-i latîfelerini îzâh u beyân ederek İstanbul ve memâlik-i sâirede olan vâ‘iz u nâsıh efendiler cevâmi‘de sıdk u hulûs ile cemâ‘at-i Müslimîne va‘z u nasîhate devam ve dersi‘âm efendiler dahi ifâde-i ulûm-ı nâfi‘aya sa‘y-i tâm ve gerek vâ‘iz u nâsıh ve dersi‘âm efendiler herkese vezâif-i hâliye ve ferâiz-ı dîniyelerini telkīn ve ifhâm eylemeleri husûsu sûrî ve ma‘nevî nice fevâidi müstelzim bir emr-i savâb ve vesîle-i ecr-i cezîl-i bî-hesâb olmağla ibtidâ bu keyfiyet cânib-i hazret-i fetvâ-penâhîden beyân u inhâ ve ba‘dehû ale’t-tafsîl huzûr-ı meyâmin-mevfûr-ı cenâb-ı cihân-bânîye arz u inbâ olundukda; “Niyet-i hâlisam bu vechile olduğu Allâhu zü’l-celâl hazretlerine ma‘lûmdur. Her kim hilâfına zâhib olur ise cenâb-ı Hak adliyle mu‘âmele eyleye. İşbu vasâyâ-yı hayriye ile dâimen ve müstemirren amel ve hareket eylemek cümle mü’minîn haklarında sermâye-i selâmet-i dâreyn olmağın cenâb-ı Rabbü’l-âlemîn ümmet-i Muhammed’i a‘mâl-i sâlihaya muvaffak edip cümle ibâdullâha emn ü refâh ü râhatlar ihsân eyleye ve bu vechile cümleyi salâh-ı hâle meylettirmek için İstanbul ve memâlik-i mahrûseye fermânlar neşriyle tenbîh ve te’kîd olunup cemâ‘ati terk etmemelerine ve ale’l-husûs sabah namazlarında cemâ‘ate müdâvim olmalarına ve es-salât verilmesine ihtimâm ü dikkat oluna” deyü mübârek hatt-ı şerîf-i adâlet-redîf-i şehriyârâne şeref-bahş-ı sudûr olmağla bâlâda beyân olunan fahâvî-i şerîfe ayn-ı şerî‘at ve zîb-efzâ-yı sahîfe-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı [117b] mülûkâne mazmûn-ı münîfi dahi mahz-ı kerâmet ve delîl-i envâ‘-ı hayr u bereket olup mûcebince amel ve hareket cümleye vâcibe-i zimmet-i diyânet idiği müsellem ü müsebbet olmakdan nâşî memâlik-i mahrûseye müekked evâmir-i şerîfe ısdâr ve neşr u tisyârıyla tenbîh ve te’kîde ibtidâr olunduğundan imdi siz dahi mahallât imâmlarına ve sâir iktizâ edenlere harf-be-harf beyân u tefhîm ve Âsitâne-i sa‘âdet derûnunda ve Bilâd-ı Selâse’de olan mahâkim sicillâtına dahi aynıyla sebt ü kaydettirterek ale’d-devam infâz ve icrâsı esbâb ve vesâilinin istihsâl ve istikmâline sa‘y-i azîm eyleyeler deyü.
Fî 11 Za sene [12]23
|