İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 473 Hüküm no: 351 Orijinal metin no: [127b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İzmir’de Yeni Bedesten’de yerleşik Aci Sefer v. Sava isimli Avrupa tüccarının cülus dolayısıyla yenilenen beratı
Avrupa tüccârı beratı.
Taht-ı âlî-baht-ı Osmânî üzere cülûs-i hümâyûn-ı meymenet-makrûnum [vâkı‘] olup umûmen tecdîd-i berevât olunmak fermânım olmağın binâen alâ-zâlik yâverî-i tevfîk-i Bârî ile i‘mâr-ı memâlik ve tevsî‘-i ticâret mutlaka nizâm-ı hâl-i tüccâr ve ra‘iyyet husûslarına ri‘âyet ve nezâret birle bu bâbda iktizâ eden esbâb ve vesâili istihsâline mütevakkıf u menût ve kānûn u kavâ‘id-i düvel ve rüsûm ü âyin-i milel bi’l-ittifâk bu nizâm üzere mütedâvil ve merbût idiği müsellem olduğuna binâen el-hâletü hâzihî berren ve bahren Avrupa ticâretiyle me’lûf olanlar ve bundan böyle dahi izhâr-ı hâhiş ve arzu eden Devlet-i aliyyem re‘âyâsının ticâretleri taht-ı râbıta ve nizâma dâhil olduğu sûretde ticâretlerine vüs‘at gelip hem tâife-i mersûmeye ve hem gümrükler îrâdına menâfi‘-i kesîreyi mûcib olacağı umûr-ı vâzıhadan olmağla re‘âyâ-yı Devlet-i aliyyemden olup Avrupa ticâretiyle hâhişger olan tüccâr haklarında bâ-irâde-i seniyye verilen nizâmda; tüccâr-ı mersûme beyninde cümlenin inzımâm-ı re’y ve intihâbıyla iki nefer vekîl nasb u ta‘yîn kılınıp ve beher sene mersûm vekîller tebdîl olunup cümlenin ma‘rifet ve intihâbıyla âharları yine bâ-emr-i âlî ta‘yîn olunmak ve tâife-i mersûmenin ticâretleri Avrupa diyârlarına münhasır olmağla müste’men tercümanları ve hizmetkârlarının nâil oldukları imtiyâz ve emniyet ve müsâ‘ade ve ri‘âyet tamamen bunların haklarında bilâ-istisnâ icrâ kılınması rüsûm-ı ra‘iyyet-perverîden olduğu ecilden intihâb olunacak vekîllere ve ale’l-husûs bi’l-cümle tâcirlere ve hizmetkârlarına zikri âtî ticâret şerâiti ve şurût-ı lâzıme-i sâire derciyle başka başka berevât ve evâmir <> i‘tâ olunması husûsu bâ-hatt-ı hümâyûn verilen şurût-ı nizâmdan olduğuna binâen Devlet-i aliyyem re‘âyâsından olup Avrupa ticâretiyle me’lûf olan İzmir’de Yeni Bedesten’de mütemekkin râfi‘-i tevkī‘-i refî‘ü’ş-şân-ı hâkānî Aci Sefer v. Sava nâm tâcir yedine berat-ı âlî-şân i‘tâsını tüccâr vekîlleri memhûr arzuhâlleriyle istid‘â eylediklerin tüccâr-ı mersûmenin nâzırı olan Dîvân-ı Hümâyûn Beylikcisi sâbık Seyyid Ahmed Safî mukaddemâ bâ-takrîr ifâde ve tâcir-i mersûm Hazîne-i âmireme mu‘ayyen olan bin beş yüz guruş mîrîsini tamamen edâ etmekle nizâm-ı mezkûr üzere bin iki yüz yirmi bir senesi evâil-i Cumâdelâhiri’nde zikri âtî şerâitı hâvî verilen berat-ı âlî mûcebince Hudâvendigâr-ı sâbık zamanında tecdîden i‘tâ olunan berat-ı âlîyi tâcir-i mersûm ibrâz ve tecdîdini niyâz etmeğin vech-i meşrûh üzere işbu nişân-ı hümâyûnu verdim ve buyurdum ki: Mersûm defterlü Avrupa tüccârından olup ve işbu Avrupa tâcirlerinden hasbe’l-iktizâ biri veyâhûd hizmetkâr ve adamları li-ecli’t-ticâre bir mahalle gitmek murâd eder ise vekîlân-ı mersûmânın memhûr arzuhâlleriyle istid‘â olundukda ticâret şurûtu derciyle tıbkı müste’menân tercüman ve adamlarına i‘tâ olunduğu misillü yol emirleri verile.
Ve müste’menân tercümanlarının kendileri ve evlâd ü ıyâllerinin me’kûlât ve meşrûbât ve melbûsâtlarına dahl ve ta‘arruz olunmadığı misillü bunların evlâd ü ıyâllerinin me’kûlât ve melbûsât ve meşrûbâtlarına kat‘an dahl ve ta‘arruz olunmaya.
Ve ashâb-ı berevât olan tüccârın bulundukları mahâlde yanlarında bulunmak şartıyla başka başka evâmir-i şerîfe ile tahsîs kılınan ikişer nefer hizmetkârları işbu imtiyâzâta aynıyla nâil olalar.
Ve işbu zikrolunan iki nefer hizmetkârın biri iktizâ eder ise İzmir’de ikāmete me’zûn ola.
Ve ashâb-ı berevâtdan birinin her kimde olur ise olsun mümzâ ve ma‘mûlün-bih temessük mûcebince vekîlleri ve esnâfının tevâtüren şehâdetleriyle müsbet matlûbu oldukda yedinde olan temessüğü hâkime ibrâz ve lede’s-sübût, matlûbu olan meblağ tahsîl olunup yüzde ikiden ziyâde resm mutâlebe olunmaya.
Gerek Müslim ve gerek milel-i sâireden her hangisiyle ashâb-ı berevâtın da‘vâları zuhûrunda dört bin akçeden ziyâdeye resîde olan da‘vâ kenar mahkemelerde görülmeyip Arz Odası’nda huzûr-ı Âsafî’de rü’yet ve fasl oluna.
Ve Avrupa tüccârından birini gerek ehl-i İslâm ve gerek re‘âyâdan biri li-ecli’t-terâfu‘ mahkemeye veyâhûd Bâb-ı Âlî’ye götürmek murâd eyledikde zâbitân taraflarından tekdîr ile mu‘âmele ve kesr-i i‘tibârını mûcib vaz‘ vukū‘a gelmemek için beratlı tüccâr ve hizmetkârları nâzırları tarafından mübâşir ta‘yîniyle kaldırılıp âhar tarafdan mübâşir ta‘yîn olunmaya ve habsleri iktizâ eder ise yine nâzırları ma‘rifetiyle habsoluna.
[128a] Ve bunların ticâretlerinin ekseri Frengistân’a mahsûs olduğuna binâen müste’menân ile nizâ‘lârı zuhûr edeceği meczûm olmağla bunların umûr u husûslarına ve hesâb ü kitâblarına ve fasl u hasm-ı müdde‘ayâta dikkat ve idhâl ve ihrâclarına nezâret ve rü’yet eylemek üzere Dîvân-ı Hümâyûn’um Beylikcisi olanlar nâzır ta‘yîn ve Dîvân-ı Hümâyûn Tercümanı bulunanlar ma‘rifeti ve tarafeynden bi’l-intihâb me’mûr olacak mümeyyiz bâzergânlar ma‘rifetleriyle evvelâ kā‘ide-i tüccâr üzere da‘vâ ve nizâ‘lârını lede’r-ru’ye nâzır-ı mûmâ-ileyh bâ-takrîr makām-ı vâlâ-yı Riyâset’e arz ve eğer şer‘-i şerîfe mürâca‘atları lâzım gelir ise bâlâda beyân olunduğu üzere âhar mahallerde rü’yet olunmayıp Arz Odası’nda şer‘le görülüp fasloluna.
Ve müste’menânın taşrada dört bin akçeden ziyâde olan da‘vâları Âsitâne’ye havâle olunmak ahidnâmeleri şurûtundan olduğu misillü bunların dahi müste’menân ile olan nizâ‘lârı kezâlik Dersa‘âdet’ime havâle kılınmak ve’l-hâsıl re‘âyâ-yı Devlet-i aliyyem tüccârının hangi devlet tâcirleriyle nizâ‘lârı zuhûr eder ise devleteyn beyninde mün‘akid olan ahidnâme şurûtu icrâ olunup bir vakitde hilâfı tecvîz olunmaya.
Ve tâife-i mersûmenin taht-ı râbıtaya idhâl olunmalarından maksûd ancak ticâretlerine vesîle-i yüsr ü sühûlet olmak kazıyyesi olmağla tüccâr-ı merkūmenin getirdikleri emti‘a hangi devletin metâ‘ı ise memâlik-i mahrûsem mahsûlâtı istisnâ ve kemâ-fi’s-sâbık ahz olunup ale’l-ıtlâk Frengistân mâlları için ya‘nî hangi devlet ve diyâr emti‘a ve eşyâ ve erzâkı ve her ne cins ve nevi‘den olur ise olsun ol devletin ta‘rîfesi üzere yüzde üç hesâbıyla resm-i gümrük edâ eyleyeler.
Ve memâlik-i mahrûsem mahsûlâtı olan emti‘a ve eşyâ ve erzâk her ne ise mâdâm ki memâlik-i mahrûsemden memnû‘âtdan olmayarak sahîh Avrupa cânibine berren ve bahren nakil murâd eyleyeler, kezâlik nakledecekleri devletin ta‘rîfesi üzere yüzde üç hesâbıyla edâ edip yedine ma‘mûlün-bih edâ tezkiresi aldıkdan sonra mükerrer ve ziyâde gümrük ve gü[m]rük izinnâmesi ve harc-ı gümrük ve masdariye ve reft-i gümrük nâmıyla bir akçe ve bir habbe taleb olunmaya.
Ve eğer gümrük ümenâsı taraflarından mükerrer ve ziyâde gümrük nâmıyla akçeleri alınır ise derhâl reddettirile.
Ve tüccâr-ı mersûme vülât ve hükkâm ve voyvodagân taraflarından hilâf-ı şer‘-i şerîf tecrîm olunduklarına bir vechile rızâ-yı hümâyûnum olmayıp sâye-i mülûkânemde âsûde-hâl olmaları mültezem-i şâhânem olduğuna binâen her hâlde himâyet ü sıyânet olunup ve zulmen alınan akçeleri derhâl îcâb edenlerden tahsîl oluna.
Ve ashâb-ı berevât olan tüccâr ve hizmetkârları umûr-ı vilâyet ve kocabaşılık misillü husûsâta vechen mine’l-vücûh müdâhale eylemeye. Bu husûs akdem-i esbâb-ı imtiyâz ve nizâm olmağla bir vakitde hilâfı tecvîz olunmaya. Şu kadar ki eğer ba‘zı memâlikde beratlu olandan mâ‘adâ erbâb-ı ta‘ayyünden kocabaşılığa şâyân re‘âyâdan bulunmayıp âmme-i re‘âyânın rü’yet-i umûrları ve mezâlimden masûn olmaları için berevât ashâbı olan re‘âyâdan birinin kocabaşı olması zarûrî îcâb ederek ol memleketde olan re‘âyânın istid‘âlarıyla muhtârları olur ise cümlenin re’y ve rızâsıyla fakat o makūle mahâlde kocabaşılığı rü’yet eylemesi câiz ola. Lâkin kocabaşı olacak şahıs dahi işbu imtiyâzâta niyâline mebnî sâirinden serbest olması cihetiyle re‘âyâ hakkında bir gûne te‘addî ve etvâr-ı nâ-şâyesteye vechen mine’l-vücûh tesâddî eylemeye ve eder ise kendine vahîm olacağı bildirile.
Ve tüccâr-ı mersûmeden mürd olanların dükkânı ve sâir emlâkleri cânib-i şer‘den başka ve nâzırı tarafından başka temhîr olunup emvâl-i metrûke ve emlâk ve akār ve sâir cüz’î ve küllî eşyâ ve nukūdlarına cânib-i mîrîden ta‘arruz ve temhîr ve zabtolunmayıp ve sagīr ve sagīreleri bulunup şer‘an tahrîri lâzım gelenlerden dahi ziyâde resm talebiyle tazyîk ettirilmeyip ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf beyne’l-verese nâzırı nezâretiyle taksîm ettirile.
Ve sagīr ve sagīre ve gāib ve gāibesi olmayıp beyne’l-verese taksîmi murâd olunmayan tereke dahi bir türlü cebr u ibrâm ile tahrîr ettirilmeye.
Ve berevât-ı âliye ile nâil-i imtiyâz olan tüccâr ve evâmir-i aliyye ile hizmetkârları olanlara fîmâ-ba‘d cizyedâr ve kolcular tarafından kâğıd i‘tâsı vesîlesiyle te‘addî ve müdâhale olunmayıp tüccâr-ı merkūme ve hizmetkârlarının kalem cerîdesine ale’l-infirâd esâmîsini mübeyyin defteri ihrâc birle a‘lâ cizye on iki guruş iken sa‘yen li’l-mîrî sekizer guruş zammıyla senevî yirmişer guruş ve evâmir-i aliyye ile hizmetkâr olanlar evsat cizye olan altı guruşun üzerine dört guruş zammıyla onar guruş i‘tibâr olunarak beher sene gurre-i Muharrem’de nâzır-ı mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle Âsitâne cizyedârına teslîm eyleyeler.
Ve işbu cizye meblağı ne mikdâra bâliğ olur ise Beylikci-i Dîvân-ı Hümâyûn’um bulunanlar ber-mûceb-i defter Avrupa tüccârı vekîllerinden topunu ahz edip defteri mûcebince Âsitâne cizyedârına i‘tâ eyleye.
Ve bu cihetle yedinde berevât-ı şerîfe ve hizmetkârlık emri olanlara cizye kâğıdı teklîf olunmaya.
Ve bu imtiyâz ancak tüccâr-ı merkūme ve hizmetkârlarının kendi haklarına mahsûs olup evlâd ve müte‘allikātları ve yedinde emr-i âlî-şânım olmayan hizmetkârları kemâ-fi’s-sâbık cizye kâğıdı ahz eyleyeler.
Ve yedlerine berevât ve evâmir-i şerîfem verilen tâcirler ve Devlet-i aliyyemin ra‘iyyetini bilip her hâlde ırz u edebleriyle olup mugāyir-i resm-i ra‘iyyet ve ubûdiyet hareketde bulunmayıp haklarında bu vechile zuhûr eden inâyâtın şükrünü edâ ve tezâyüd-i ömr ü devlet ve kıvâm-ı fer u şevket-i şâhânem da‘avâtına iştigāl ve muvâzabet üzere olalar.
Şöyle bileler; alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar.
Tahrîren fî-evâsıtı şehri Rebî‘i’l-âhir li-sene erba‘a ve işrîn ve mieteyn ve elf.
Be-makām-ı Kostantıniyyeti’l-mahrûse
|