.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 484
Hüküm no: 357
Orijinal metin no: [130a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’da Valide Hanı’nda ikamet eden Kostantin Guloko v. Yorgi’ye verilen Acem, Hindistan ve Avrupa tüccarı beratının yenilendiği

Avrupa tüccârı fermânı.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Taht-ı âlî-baht-ı Osmânî üzere cülûs-i hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnum vâki‘ olup umûmen tecdîd-i ahkâm olunmak fermânım olmağın berren ve bahren Acem ve Hindistan ve Avrupa ticâretiyle me’lûf olanlar ve bundan böyle izhâr-ı hâhiş ve arzu eden Devlet-i aliyyem re‘âyâsının ticâretlerinin taht-ı râbıta ve nizâma idhâlleri husûsuna bundan akdem irâde-i seniyye ta‘alluk edip tâife-i mersûmenin ticâretleri Acem ve Hindistan ve Avrupa diyârlarına münhasır [130b] olmağla müste’men tercümanları ve hizmetkârlarının nâil oldukları imtiyâz ve emniyet ve müsâ‘ade ve ri‘âyet tamamen bunların haklarında bilâ-istisnâ icrâ kılınması rüsûm-ı ri‘âyet-perverîden olduğu ecilden o makūle tüccâr ve hizmetkârlar yedlerine berat ve evâmir i‘tâsı bâ-hatt-ı hümâyûn verilen şurût-ı nizâmdan olduğuna binâen Dersa‘âdet’imde Vâlide Hanı’nda mütemekkin Kostantın Guloko v. Yorgi nâm tâcir yedinde olan beratı ibrâz ve tecdîdin ricâ ve niyâz etmekden nâşî ber-mûceb-i şurût-ı nizâm yedinde olan berat-ı şerîf bu def‘a tecdîd olunmağla vech-i meşrûh üzere amel olunmak fermânım olmağın imdi ber-minvâl-i muharrer Acem ve Hindistan ve Avrupa tüccârından olmak üzere tâcir-i mersûm yedine tecdîden verilen berat-ı âlî-şânım yedinde ibkā birle mûceb ü muktezâsı üzere amel ve hareket ve himâyet ü sıyânet olunmak ve mugāyir-i şurût-ı berat hâlât tecvîz olunmamak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından hazer ve mücânebet eyleyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fî-evâili şehri Cumâdelâhir sene erba‘a ve işrîn ve mieteyn ve elf.

Kostantıniyyeti’l-mahrûse