.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 498
Hüküm no: 366
Orijinal metin no: [133b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Divan-ı Hümayun çavuşlarının, nöbetlerinde bizzat mevcut bulunmaları, görevlendirildikleri işleri olması gerektiği şekilde yapmaları, dava sahiplerinden menfaat sağlamak için yolsuz ve usulsüz işlere girişmemeleri

Dîvân çavuşları için emir.

Bâ-sah.

İzzetlü Çavuşbaşı Ağa

Dîvân-ı Hümâyûn çavuşları ez-kadîm Devlet-i aliyyenin hademesinden olup ber-mu‘tâd Rikâb-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn nevbetcileri ve kapı nevbetcileri cum‘a ve kul ve resmî binişlerde ve bâ-husûs Dîvân-ı Âlî’de hizmetlerinde bi’n-nefs mevcûd olmak ve me’mûr oldukları maslahatlarda ashâb-ı masâliha kat‘an ezâ ve cefâ etmeyip doğrudan ve şerî‘atden ayrılmamak şurût ve nizâmlarından iken bir müddetden beri içlerine ba‘zı müfsid ve müzevvir makūleleri dâhil olmak hasebiyle sâiri dahi onlara bakarak usûl ve şurûtlarına ri‘âyet olunmayarak muntazamü’l-ahvâl olanları nevbetlerine adem-i rağbet birle taraflarından birer derd-mend mülâzım makūlesini gönderip sâirin ve ocakları zâbitânının i‘âne ve delâletiyle me’mûr oldukları masâlihden başka dâimâ de‘âvî taharrîsiyle bir maddeye me’mûr olduklarında âharı dahi şerîk olmak için birer karşılık tedârük edip müdde‘înin maslahatını te’hîr ve müdde‘â-aleyh tarafından zemîn-i âharlar ile arzuhâller yazdırtıp ve bir takrîb buyurtup ve ba‘zan dahi bitmiş işi tekrar lisâna getirtip iki tarafdan akçe kapılmak ve irâe-i tarîk ile ibâdullâhın emn ü istirâhatini gidermek âdet-i müstemirreleri olduğu zâhir ve cümleye ma‘lûm olan hâlâtdan olmakdan nâşî bunların bu vechile hareketleri emrillâhın ve rızâ-yı Pâdişâhînin mugāyiri olmak mülâbesesiyle kadîmi vechile nizâmları sûretine bakılmak ve mütenebbih olmayanlarının muhkem haklarından gelinmek lâzım gelmekle imdi fîmâ-ba‘d kadîmi üzere beher yevm birer bölükbaşı tahsîs ve ta‘yîn olunan nevbetcilere bölüğünde olan bölükbaşılar kefîl olup ve bölükbaşılara dahi çavuşlar emîni ve kâtibi ve du‘âcı ve kulağuz bulunanlar tekeffül edip mu‘tâd olan nevbet ve hizmetlerinde bi’n-nefs bulunup bilâ-özr terk eylememek ve me’mûr oldukları masâlih-i ibâdda dahi müdde‘î[y]i te’hîr ve müdde‘â-i aleyh tarafına irâe-i tarîk ile ibtâl-i hakka sebeb olmamak ve görülmüş ve şer‘le kat‘ olunmuş de‘âvîyi tekrar tahrîk ile zemîn-i âharlar ile arzuhâller yazdırtmayıp ashâb-ı masâlih arzuhâllerini doğru kendileri getirip şer‘ ve kānûna muvâfık olanları buyurulmak ve tahsîlâtdan resm-i âdî ile iktifâ olunup onun dahi ez-kadîm nısfı [134a] sizin ve nısf-ı âharı mübâşiri olan çavuşun olmağla ondan uhrâ hisse nâmıyla bir akçe çıkarmamak ve muktezâ-yı me’mûriyetleri üzere tarafeyni huzûr-ı şer‘a ihzârlarında kefîlleme nâmıyla ve âhar vechile hiç ferdden akçe matlûb olunmamak ve hilâf-ı şerî‘at-i garrâ bir kimesneye ezâ ve cefâ ve rahne vukū‘a gelmemek ve hidemât ve me’mûriyetlerinde asla tekâsül ve rehâvet ve irtikâb eyledikleri istimâ‘ olunmamak ve eğer işbu tenbîhât ve nizâmdan sonra kemâ-fi’s-sâbık tavır ve hareket ve vedî‘a-i Rabb-i izzet olan ibâdullâhın ezâ ve cefâ ve meşakkatlerine ve mahzûn ve münkesir-i derûn ve mağdûriyetlerine sebeb olanı olur ise vebâli boynuna olsun Hudâ hakkı için o misillü müzevvir ve mürtekib ve müfsid ve muzırr-ı ibâd olan hâinin yalnız çavuşlukdan tard u teb‘îdiyle kanâ‘at olmayıp ibreten li’s-sâirîn derhâl mu‘âmele-i âhar ile tedîb ve gûş-mâl kılınacaklarını bi’l-cümle zâbitân ve bölükbaşı ve neferâtlarının gûş-ı hûşlarına ilkāya mübâderet ve siz dahi ale’d-devam bu tenbîhâtın hilâfı hâlât vukū‘a gelmemesine mezîd-i ihtimâm ve nezâret eyleyesiz deyü.

Fî 14 L. sene [12]24