.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 524
Hüküm no: 392
Orijinal metin no: [139b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Devletin fırıncılara verdiği zahireden dolayı zarar etmesine rağmen ekmeğin narh ağırlığının çok altında üretilip satılması üzerine ekmekçilerle yapılan toplantıda varılan sonucun İstanbul Kadısı tarafından nizam haline getirilmesi

Nân-ı azîz tanzîmi.

Sah.

“İstanbul Kādısı Fazîletlü Efendi Derûn-ı takrîrde mezkûr izzetlü Âgâh Efendi’nin i‘lâmı mûcebince tanzîm eyleyesin deyü. Fî 13 Ra sene 1225”

El-hâletü-hâzihî Der-aliyye’de habbâzân tâifesine beher haftada tevzî‘ olunan zehâir lâ-ekal otuz kırk bin kîleye muhtâc ve nân-ı azîzin dirhemine göre mübâya‘âtı bahâsıyla tevzî‘âtı bahâsı beyninde küllî hasâret-i mîrî derkâr olmakdan nâşî iki yüz yirmi dört senesi Zilhicce’sinin üçüncü günü târihiyle habbâzâna tevzî‘ olunmuş olan kırk bin keyl zehâirin tevzî‘âtı fîsi olan beher keyli yüz yirmi dörder paradan bahâları yüz yirmi dört bin guruşa bâliğ ve mübâya‘âtı fîsi olan ber-vech-i mukāseme yüz yetmiş dokuzar paradan kezâlik bahâları yüz yetmiş dokuz bin iki yüz elli guruşa resîde olduğuna binâen meblağ-ı mezbûrdan tevzî‘ bahâsı fürû-nihâde birle bir haftada elli beş bin iki yüz elli guruş tefâvüt ve kesr-i mîrî göründüğüne binâen iktizâsı fazîletlü İstanbul Kādısı efendi dâ‘îlerinden ba‘de’l-isti‘lâm, fîmâ-ba‘d târih-i mezkûrdan i‘tibâr ile habbâzâna verilen zehâir nân-ı azîzin dirhemine göre ber-vech-i mukāseme yüz yirmi dörder ve uncuyân esnâfına verilen zehâir râyic-i vakt üzere mübâya‘âtı fîsiyle hesâb olunduğu vechile tevzî‘ ve îcâb eden bahâsı tahsîl ve Zahîre Hazînesi’ne teslîm olunması istîzânını şâmil takdîm-i Bâb-ı Âlîleri kılınan diğer takrîr-i çâkerânem bâlâsına; uncuyân esnâfına verilen zehâir, mübâya‘âtı fîsiyle ve habbâzâna verilen zehâir, nân-ı azîzin yüz dirhemi iki paraya olduğu sûretde beher keyli yüz yirmi dörder paraya olarak tanzîm [140a] olunmak eğerçi iktizâ edip ancak el-hâletü hâzihî ruhsat verildiği üzere işlenen nân-ı azîzin seksen dirhemi iki paraya olacak iken altmış dirhem ve dahi noksan işledikleri zâhir ve mübâya‘a olunan zehâirin fiyâtı sekiz guruşdan aşağı olmayıp cânib-i mîrîye hasâret-i küllî olduğu emr-i bâhir olmağla el-yevm habbâzânın işledikleri nân-ı azîzin dirhemine ve verilen zehâirin fiyâtına göre, iktizâ eden[ler] celb ve istintâk ile ta‘dîl ve cânib-i mîrî ve ibâdullâha muzır olmayarak ber-vech-i hakkāniyet tanzîm olunmak bâbında fermân-ı âlî sudûr etmekle iktizâ edenleri celb ile ber-mantûk-ı fermân-ı âlî tanzîm eylemesi için husûs-ı mezbûr ricâl-i Devlet-i aliyyeden İzzetlü Âgâh Efendi bendelerine havâle ve isti‘lâm olundukda, efendi-i mûmâ-ileyh bendeleri dahi Ekmekciler kethudâsı Hasan Ağa ve Ser-peksimâtî el-Hâc Ahmed Ağa ve Rumeli nizâm ustaları Seyyid İsmail Ağa ve diğer İsmail Beşe ve Anadolu nizâm ustalarından Ortaköylü Ağape ve Kirhor ve İmrahorlu Manol ve sâir lâzımü’l-huzûr olanları celb ve hakīkat-i keyfiyeti suâl eyledikde vâkı‘an cânib-i mîrînin zarar ve hasâretine bir vechile rızâ-yı âlî olmadığı gibi bizim dahi rızâmız olmayıp ancak mukaddemlerde bir vakıyye ekmeklik dakīkı sekiz paraya alınıp yüz dirhem nân-ı azîz iki paraya narh üzere füruht olunur iken şimdi ber-muktezâ-yı vakt ü hâl ekmeklik dakīkın beher kıyyesi yirmi üç ve yirmi dört paraya kadar iştirâ ve bu hesâb üzere cânib-i mîrînin râyic mübâya‘âtı hıntasının ber-vech-i mukāseme beher keyli yüz yetmiş dokuzar paraya iken yine ol esnâda Anbâr-ı âmireden aldığımız zehâirin beher keyli yüz yirmi dörder paraya tevzî‘ olunduğundan beher hafta ber-mantûk-ı derkenâr cânib-i mîrînin tevzî‘ fîsinden elli beş bin iki yüz elli guruş hasâreti olup ve el-yevm zehâiri cânib-i mîrî yedi sekiz guruşa mübâya‘a ve üçer guruş dörder paraya tevzî‘ olunmakda olmağla bundan böyle lâ-ekal bir haftada otuz bin keyl zehâir verilse yine haftada cânib-i mîrîye yüz elli bin guruşdan mütecâviz hasâreti olacağı zâhir ve el-hâletü hâzihî işlenen nân-ı azîzin iki paralığı veznolundukda elli dirhem ve dahi noksan olduğu bâhir olup hem ibâdullâh nân-ı azîz husûsunda muzâyakaya ve hem cânib-i mîrî külliyetlü zarar ve hasâra dûçâr ve bu mazarrâtın mehmâ-emken şimdilik tahfîfi çâresine bakılmak ferâiz-ı hâliyeden idiği bedîdâr olduğuna binâen el-hâletü hâzihî işlendiği vechile elli dirhem iki paraya olarak Tekfurdağı ve İznikmid râyic mübâya‘alarından ve Kapan vâridâtı olan dakīk ve şa‘îr ile idâre olunup ve beher hafta vâridât-ı yevmiye îrâd ve masraf kaydolunarak bi-mennihî te‘âlâ verilecek hınta ve erzen ve kokorozun beher kîlesinden on altı vakıyye dakīk hesâbıyla beher keyli üçer guruşa olmak üzere tevzî‘ olunmak ve elli dirhemden eksik ekmek tutulur ise tedîblerine râzı ve birbirlerine müte‘ahhid olduklarını ve bi-inâyeti’llâhi te‘âlâ mübâya‘âtdan vâridât-ı külliyye zuhûruyla on altı vakıyyeden ziyâde dakīk hâsıl olur ise [okkalu] zehâir tevzî‘ ve Kapan’dan aldığımız dakīkın fiyâtı <> tenzîl olunur ise ol vakit beher hafta mu‘âyene ve muvâzene olunarak nân-ı azîzin dirhemine ve zehâirin fiyâtına iktizâsına göre zammolunmak ve ber-mu‘tâd kadri? hesâbıyla el-yevm füruht olunduğu vechile elli dirhem iki paraya olduğu takdîrce anbârlardan verilen hıntanın beher keyli iki yüz elli altı paraya bâliğ olup iki yüz kırk parası cânib-i mîrîye i‘tâ ve anbârlardan îrâd ve masraf sûretiyle verilecek nihâyet bir hafta yirmi bin kîle hınta ve on bin keyl şa‘îr ki cem‘an otuz bin keyl zehâirden mâ‘adâ tâm tevzî‘a iktizâ eden yirmi bin keyl mikdârı dakīkı kendileri vâridâtdan tedârük ve idâre edeceklerine binâen kusûr kalan on altı parası, alacakları dakīkın ziyâde fiyâtına şimdilik mahsûb ile ta‘dîl olunmak üzere müzâkere ve mukāvele olunup karâr verildiği ve verilen karâr muktezâsına nazaran haftada verilecek yirmişer bin kîle hıntanın beher keyli yedişer guruşa ve onar bin kîle şa‘îrin beher keyli beşer guruşa mübâya‘a ve işbu nizâm üzere hıntası altışar ve şa‘îri üçer guruşa tevzî‘ ve bahâsı tahsîl olunsa yine haftada kırkar bin guruşdan beher mâh yüz altmış bin guruş cânib-i mîrînin hasâreti olacağı ve işbu müzâkere ve mukāvele mukaddemlerde olduğu vechile cânib-i mîrîyi küllî zarar ve hasârdan oldukça vikāye ve Der-aliyye’ye [140b] külliyetlü zehâir celbine vesîle olmak kazıyyesine mebnî idiğini cümlesi yek-zebân-ı vifâk olarak cevâb vermiş olduklarını beyân birle bu sûretde nezd-i sâmîlerinde dahi istihsân buyurulur ise tâife-i habbâzâna tevzî‘ olunacak zehâir işbu [sene] mâh-ı Rebî‘ülevvelinin sekizinci gününden i‘tibâren bu vechile tevzî‘ ve tanzîm olunmak iktizâ edeceğini mûmâ-ileyh bendeleri memhûren i‘lâm eder. Ma‘lûm-ı devletleri buyruldukda i‘lâmı mûcebince tanzîmi için fazîletlü İstanbul Kādısı Efendi dâ‘îlerine havâle olunması muvâfık-ı irâde-i seniyyeleri ise emr u fermân devletlü, sa‘âdetlü sultânım hazretlerinindir.