.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 532
Hüküm no: 395
Orijinal metin no: [142a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’da ahalinin mallarını gasp ve ırzlarına tecavüz eden eşkıyanın kanlarının helal olduğu, bunların görüldükleri yerde ahali tarafından üzerlerine varılıp cemiyetlerinin dağıtılması, yeniçeri olanların da Ocak’ta korunmayıp cezalandırılması

Dem heder fermânı.

Mukābele şüd.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Makarr-ı Hilâfet-i aliyyem olan mahmiye-i Kostantıniyye -sânehâllâhu te‘âlâ ani’l-âfâti ve’l-beliye- sükkân ü kuttânının vücûh-i emniyet ü râhatları umûmen memâlik-i İslâmiye halkının itmînân ve refâhiyetlerini mûcib olmakdan nâşî böyle ferâğ ve âsâyişi etrâf ve aktâr-ı bilâd ve ibâda sârî sevâd-ı a‘zam ahâlîsinin emn ü istirâhatları nasb-ı ayn-ı şâhâne ve umde-i meârib-i Pâdişâhânem iken ba‘zı kendini ve diyânetini bilmez câhil ve Hak te‘âlânın evâmir ve nevâhîsinden gāfil eşhâs u erâzil makūleleri ibâdullâhın emvâl ü eşyâlarını gāret ve hetk-i a‘râza cesâret eylediklerine binâen o makūle eşkıyânın -Fe-kātilü’lletî tebgī hatta tefîe ilâ-emrillâh- nass-ı kerîmi üzere demleri heder ve katl ve i‘dâmları mutâbık-ı şer‘-i enver olmak hasebiyle bu def‘a Mısır Çarşısı ve Tahmîsönü ve sâir ba‘zı mahallerde hammâl tâifesi ve sâir erâzil ü eşhâs makūleleri ibâdullâhın emvâl ü eşyâlarını gasb ü gāret ve esvâk ve pazarda geşt ü güzâr eden ehl-i ırz ve nisvân tâifesine ta‘arruza ve tenhâ mahallerde ehl-i İslâm ve re‘âyâdan cebren ve kahren ihâfe ile akçelerini ahze cesâret ve bunların emsâli rızâu’llâha ve rızâ-[yı] şâhâneme münâfî ve Müslimânlığa yakışmayan nice nice tahammül olunmayacak ve havsala-i İslâma sığmayacak harekât-ı bâgıyâneye mücâseret eylediklerinden vedî‘atu’llâh olan cemî‘ ibâdullâhın adem-i emniyet ile meslûbü’r-râha olduklarından otuz iki esnâf ahâlîsi ve ihtiyâr ve kethudâları cem‘-i kesîr ile Bâb-ı Âlî’ye gelip müdakkıku’l-kelim olarak bess-i şekvâ ve mukaddemâ verilen emr-i âlî mûcebince fermânım ısdârını istid‘â eylediklerinden mâ‘adâ esnâf-ı mezkûrenin bu vechile ifâdelerini bi’l-fi‘il Sekbânbaşı olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim el-Hâc Mehmed -dâme mecduhû- bâ-takrîr inhâ etmiş olduğundan bu bâbda ahkâm-ı İlâhiye ve mukaddemlerde verilen evâmir-i seniyye ve fetevâ-yı şerîfe muktezâlarının icrâsı lâzıme-i mülk-dârî ve hilâfet-penâhî’den olduğuna binâen “Yeniçeri Ocağı ecdâd-ı ızâmımdan mevrûs ve Devlet-i aliyyeme asabe mesâbesinde olmağla mâdâm ki lâbis-i libâs-ı hayatdayım, kadîm ocaklarıma kadîmden Kitâbullâh’a muvâfık ve şer‘-i şerîfe mutâbık kānûn ile vaz‘ olunan âyin ve yol ve erkânlarıyla amel ve hareket ve itâ‘atlerinde sâbit olanlara her kim kem nazar ile bakıp ve sû-i kasdeder ise Kahhâr-ı Zü’l-celâl’e mazhar olsun. Fe-emmâ şer‘-i şerîf ve kānûn-ı münîfe mugāyir ve yol ve erkâna muhâlif ve Müslimânlıkdan hâric işlere ve irtikâbât ve menhiyyâta mütecâsir olanlar Ocaklu değildir. O makūleleri kurs-ı gümüş gibi Ocağında kabûl ve istishâb ile ocakların nâmını telvîs eden o makūle erâzil ü eşhâsı Ocak’da kabûl etmezler. Müslimân olup Allah ve Peygamber’i bilen ve Ocağın temeli nedir âşinâ olan ve ehl-i ırz olan ve dîn ve îmânını ve âyin [ü] erkânını bilen menhiyyâtı irtikâb eden yaramazların iktizâ eden tedîbini görsünler. Cümle Ocak ihtiyârlarını ve esnâf ve sâir nâmûs-ı saltanat-ı seniyyemi vikāyet ve himâyet edenleri ve zâbitân ve bi’l-cümle ahâlîye işbu hatt-ı hümâyûnum mazmûnunu muvâcehelerinde kırâet ve tefhîm ve bu vechile şer‘an ve kānûnen ve örfen erâzilin hakkından gelinmesi ve emn [ü] emân ve ibâdullâhın râhatı matlûbumdur icrâsına mübâderet olunsun. Hudâ-yı Müte‘âl gayret-i dîniyesi olanları berhûrdâr edip İslâm’a yakışmaz münkerâtda ve umûrundan hâric harekete cesâret edenleri Kahhâr ismiyle kahreylesin” deyü hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum şeref-rîz-i sudûr olmağla gerek Sekbânbaşı mûmâ-ileyh ve gerek sâir Ocak ağaları ve odabaşıları ve zâbitler bi’l-cümle neferât kullarım ehl-i ırz ile birlikde olup zâtlarında olan diyânet ve sadâkat muktezâsınca hakk-ı nân u nemeke ri‘âyet ve uğur-ı hümâyûnumda izhâr-ı merâsim-i gayret-i diyânet ile ibâdullâh üzerlerinden def‘-i zarar-ı erâzil ü eşkıyâya dikkat ve fîmâ-ba‘d dahi böyle rızâu’llâha ve rızâ-yı Resûlullâh’a mugāyir harekete cesâret eden bâgīlerin fetvâ-yı şerîfe mûcebince şer‘an tedîbât-ı lâyıkaları icrâsı vâcibeden olmakdan nâşî bi’l-cümle esnâf ve erbâb-ı hiref ve ashâb-ı dekâkîn ve sûkda bulunan ibâdullâh ıyâz[en] billâhi te‘âlâ ba‘d-ezîn ol makūle eşkıyâyı görmek lâzım gelir ise derhâl gayûrâne üzerlerine varıp kat‘an emân ü zaman vermeyip cem‘iyetlerin tefrîk ve ele getirmeleri için [142b] zikrolunan esnâf kethudâlarını ve yiğitbaşı ve ihtiyâr ve söz sahiblerini getirtip mazmûn-ı emr-i âlî-şânım i‘lân ve işâ‘at ve eşkıyâyı ahz edenler dünyâda in‘âm ve ikrâm-ı Pâdişâhâneme mazhar ve âhiretde dahi hâiz-i mesûbât-ı evfer olacaklarını ve ma‘âza’llâhi te‘âlâ hilâfı üzere hareket eder olur ise emr-i Bârî’ye muhâlefet ve şerî‘at-i mutahhere-i hazret-i Seyyidü’l-enâma adem-i mutâva‘atları için dünyâ ve âhiretde azâb-ı elîm ve ıkāb-ı azîme giriftâr olacaklarını cümleye telkīn ve i‘lân olunmak bâbında Sekbânbaşı-i mûmâ-ileyhe hitâben diğer emr-i şerîfim ısdâr olunmağla sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin, sen dahi mahallât imâmlarını cem‘ ile muvâcehelerinde kırâet ve mazmûn-ı emr-i şerîfimin bir sûretin mahâkimde sicillâta kayd ile işbu emr-i âlî-şânımı kaleminde hıfz olunmak için i‘âdeye mübâderet bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından hazer ve mücânebet eyleyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fî-evâsıtı şehri Rebî‘ülevvel sene 1225